- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Türkiye ve Amerika’nın, Farklılıkların Üstesinden Gelindiğini, Hedef ve Mekanizmaların Örtüştüğünü İlan Etmesinin Ardından Ne Olacak?!
-Esad Mansur’un Kaleminden-
Amerikan Dışişleri Bakanı Tillerson, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve mevkidaşı Çavuşoğlu ile görüşmek için 15.16/02/2018 tarihinde Türkiye’yi ziyaret ederek iki ülkenin dışişleri bakanları farklılıkların üstesinden gelindiğini, hedef ve mekanizmaların örtüştüğünü ilan etmek için bir basın açıklaması düzenledi.
Çavuşoğlu şöyle dedi: Farklılıkları çözdük… Tillerson, Cumhurbaşkanı ile bir araya geldi ve görüşme 3 saatten fazla sürdü. Toplantı sırasında yapılan görüşmeler bölgedeki bu gelişmelerle ilgili değil, bilakis iki taraf arasındaki ortaklığın derinleştirilmesiyle ilgili… Ortada gerçekleştirilmemiş sözler var. PYD-PKK, YPG, Gülen Cemaati, Suriye dosyasıyla alakalı konular… (terörizmin) yok edilmesi… ve siyasi sorunların çözümüyle ilgili bu somut kararları almak için mekanizmalar oluşturmaya ve iki müttefik olarak tüm konularda güven teşvik etmeye karar verdik… Washington bize daha önce Menbic hakkında vaatlerde bulundu ama bunları yerine getirmedi. Türkiye, sırf Kürt Birliklerinin Menbic’i terk etmesiyle Suriye’de Amerika ile ortak adımlar atabilecektir… Bu bölgeleri kimin yöneteceği ve güvenliğini kimin sağlayacağı önemlidir… Buralarda istikrarı sağlamak için koordine edeceğiz… YPG’nin ayrılmasının ardından Menbic’den başlayacağız ve ülkeler bir mekanizma kuracaklar… Farklılıkları gidermek için Mart ayının ortasında tekrar toplantı yapılacak.“ Reuters, ismini vermediği bir Türk yetkilisinden şunları aktardı: “Ankara, Menbic’de Türkiye ve Amerikan güçlerinin ortak konuşlandırılmasını önerdi… Ancak bu, YPG’nin Fırat’ın doğusundaki yerlerine çekilmesiyle olacaktır.” Dolayısıyla Türkiye, Amerika ile müttefik olduğunu, Suriye’deki kirli eylemlerine ortak olacağını ve Kürt Birlikleri yerine istediği görevleri yapmaya hazır olduğunu açıkladı.
Tillerson şöyle dedi: “Kendimizi ilişkilerde kritik bir durumda görüyoruz… Cumhurbaşkanı ile gelecekteki adımlar hakkında konuştuk ve ayrıntılar size açıklanacaktır. Bundan böyle birlikte el ele çalışacağız. Bizim için sorunlara neden olan konulara yönelecek ve bunları çözeceğiz… Farklılıklara yönelik somut adımları atmak için bir mekanizma üzerine çalışıyoruz. Suriye konusunda Türkiye ile hedeflerimiz aynı… Güvenli bir bölge ve demokratik bir devlet kurmak… Cenevre görüşmelerini başarıya ulaştırmak… Amerika daha önce de Türkiye’ye taahhütlerde bulunmuş ve bunları tam olarak yerine getirememiştir. Bunu çalışma grubu vasıtasıyla ele alacağız ve Menbic öncelikli olacaktır. Ancak mesele, sadece Menbic ile ilgili değildir. Suriye’nin kuzeyi hakkında da düşünmek zorundayız… Türkiye’nin sınırlarını savunma hakkı vardır… Ancak Afrin süreci de kontrol edilmeli ve bölgede gerilimi artıracak eylemlerden kaçınılmalıdır… (Terör) örgütlerini ortadan kaldırmak için özellikle Suriye Demokratik Güçlerini destekliyoruz.” Dolayısıyla o, Türklerin Kürt konusuna duyarlı olmasından dolayı ülkesinin Menbic ile ilgili sözünü yerine getirmesindeki gecikme nedeniyle farklılıkların acil olduğunu söylüyor. Ancak Türkiye, devrimi ve İslami projesinin bitirme ve demokratik kafir bir rejim kurma noktasında Amerika ile mutabıktır.
Buradan Amerika’nın Türkiye’ye Kürtler konusuyla ilgili bir şeyler vaat ettiği anlaşılıyor ve kendi çıkarları için de bunu yapacak gibi görünüyor. Yani Amerika, Kürt Birliklerini Menbic’den Türkiye sınırlarına uzak olan Fırat’ın doğusuna çıkaracak, devrimcileri muhasara altına almak için güvenli bir bölge oluşturulacak ve Erdoğan da dostu Amerika’ya destek verecektir. Nitekim Amerika, İslami grupları ortadan kaldırarak devrimi bastırmaya çalışmak için Kürt Birlikleri dahil kurmuş olduğu demokratik güçleri kullanmıştır. Ayrıca aynı amaç için Türkiye’yi de kullanacaktır. Ancak örgütlerin rolü devletlerin rolünden farklıdır. Dolayısıyla Kürt gruplar, Allah korusun Suriye’deki durumu formüle edebilmek için grupsal ve kişisel çıkarlarını gerçekleştirmek amacıyla Amerika’nın arkasından solumaktadır. Zira o, demokratik bir devlet, yani diğer mevcut rejimler gibi İslam ile savaşan bir rejim kuracağını açıklıyor. Nitekim Suriye’nin son formüle edilmesinde, kime ne kadar vereceği hususunda efendileri Amerika’ya bakıyorlar. Zira bunları belirli bir amaç için kullanacak, belki de bunları kaldırıp atacak ya da diğer cüzleri gerçekleştirmek ve kendi geleceği için elinde tutmak amacıyla bunların kalmasını sağlayacaktır. Ancak Türkiye, büyük potansiyellere sahip olan bir ülkedir. Dolayısıyla bunlardan vazgeçmeyerek onun toprakları üzerinde üsler kuruyor, ekipmanlarını ve malzemelerini bu yolla geçiriyor. Zaten Cumhurbaşkanı Erdoğan da kendisinin sadık bir dostudur. Ancak Erdoğan, yine de Mısır’da Mübarek üzerinde olduğu gibi Türkiye’den başka bir şey isteyip kabul etmemesi veya siyasi koşulların değişimi gerektirmesi halinde günün birinde Amerika’nın kendisini düşürmesinden korkuyor. Dolayısıyla Erdoğan, makamını kaybetmekten ve Suriye’de yaptığı gibi kendisinin yerine bir alternatifi getirmesinden de korkuyor. Zira Amerika, Suriye’de ajanı Beşer Esad’a bir alternatif araştırıyor. Bu yüzden Erdoğan, iktidarda kalmak için Amerika’ya olan dostluğuna hırs gösteriyor ve efendisi Amerika’ya hizmetlerinden vazgeçebilecek hareketlerde bulunmaktan korkuyor. Bu nedenle güçlenmesi durumunda Suriye’nin kuzeyinde Türkiye’nin iç durumunu etkileyebilecek bir tehlike olmasından korktuğu Kürt Birliklerinin yerleri konusunda Suriye’de Amerika’nın istediği şeyleri yapmak istiyor. Dolayısıyla tahtı sarsılıyor ve halkının karşısında bunu utanç verici bir neden olarak görüyor. Bu da onlarca yıldır sorunlu Güney Doğu sınırlarında bir Kürt varlığının kurulmasını önlemekten aciz kalması olarak kabul ediliyor. Bu nedenle Menbic ve diğer yerlerdeki Kürt güçlerine alternatif olarak kendini ortaya çıkarıyor.
Amerika, tek bir ajanın gücüne dayanmak istemiyor. Kendilerine roller dağıtabileceği birçok ajan güçlerin olmasını istiyor. Dolayısıyla Demokratik Ulusal Parti’nin (PYD) Başkanı ve Kürt Birliklerinin lideri Salih Müslim, 2014 yılında Türkiye ile bir anlaşma yaparak oraya gidip MİT Müsteşarı Hakan Fidan ile Kobani meselesini konuştu. Böylece Amerika, bu partiyle doğrudan iletişim kurmaya başladı. Türkiye ise itiraz ederek onunla olan ilişkinin kendi aracılığı ile olmasını istedi.
Her iki bakan, hedefleri aşama aşama gerçekleştirmek için Mart ayının ortasını belirlediler… Erdoğan ile olan toplantı uzun sürdü! Ve gerek İdlib ve diğer yerler, gerek devrimin bitirilmesi, gerek devrimcilerin yok edilmesi, gerekse laik demokratik bir devletin kurulması olsun Amerika’nın gerçekleştirmek istediği tüm hedefler üzerinde anlaşmaya vardılar. Ayrıca Amerika, planlamış olduğu Afrin süreci için de desteğini dile getirdi. Ancak yanıltmak için de Türkiye’den kendisini kontrol ederek Amerika‘nın zerre kadar değer vermediği sivilleri korumasını istiyoruz dedi. Zira hala kendisi, Afganistan, Irak, Suriye, Somali ve Yemen’de sivilleri öldürmeye devam ediyor…
Böylece Erdoğanlı Türkiye, Suriye’de Amerika ile komplo kurduğunu, tüm kirli işlerinde ona ortak olduğunu ve farklılıklarının ise Suriye ile ilgili olmadığını, sadece Türkiye’yi etkileyecek hususlarla ilgili olduğunu vurguluyor. Bu Türkiye-Amerikan ittifakı, Suriye halkı ve ümmetin devrimi için bir felaketin habercisidir. Dolayısıyla muhlis liderlerin Türkiye’nin göbeğinden düşen silahlı grupların liderleriyle değiştirilip Hizb-ut Tahrir gibi samimi ve bilinçli siyasi bir liderliğin altında birleşerek laik rejimi yıkmak ve Nübüvvet Minhacı Üzere Raşidi Hilafeti kurmak için samimi bir şekilde harekete geçilmedikçe asla bu komplolardan kurtulamayacağız.
Kaynak: 21/02/2018 tarihinde yayınlanan Raye Gazetesi’nin (170.) sayısı