Pazar, 20 Cumade’s Sânî 1446 | 2024/12/22
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Bir Hong Kong kadar olamadık!

بسم الله الرحمن الرحيم

Bir Hong Kong kadar olamadık!

Zorba Çin devleti kendi komünist fikrine, daha doğrusu kendi yönetim üslubuna karşı herhangi bir şekilde tehdit oluşturabilecek fikir ve düşüncelerle gayriinsani bir şekilde amansız bir şekilde mücadele etmektedir. Binlerce, on binlerce insanı ya adaletsiz şekilde yargılamakta ya da yargısız infazlarla hapishanelerde ölüme terk etmektedir. Bu şekilde hapishanelerde kayıplara karışanların ve ölenlerin haddi hesabı yoktur.

Doğu Türkistan’da yaşayan Müslümanların, maruz kaldıkları zulüm ve işkenceleri anlatmaya kalkışsak kitaplar dolusu yer tutar desek abartmış olmayız. Başörtüsü var diye, sakalı var diye, adı Ahmed veya Muhammed diye, oruç tutuyor diye o Müslümanlar her türlü baskı ve işkenceye maruz kalmaktadırlar. Ne yazık ki tüm dünya işlenen bu cürümler karşısında sessiz sadece seyretmektedir

Peki, Müslüman ülkelerden yaşanan bu trajediye bir tepki var mı? Maalesef! Her devlet kendi çıkarlarının peşinde hesap yapmakla meşguller. Çin Halk Cumhuriyeti borç verdiği paralarıyla, yaptığı işbirlikleriyle Müslüman ülkelerin yöneticilerini de satın almış durumda. Hatta Pakistan, Mısır ve Türkiye gibi bazı devletler kendilerine sığınmış Uygur Müslümanlarını öldürüleceklerini bildikleri halde Çin zorbasına geri teslim etmektedir. Çin’den kaçan Uygurlu sığınmacılar komşu ülkelerde uzun süre kalamıyorlar. Çin’in baskıları nedeniyle özellikle Pakistan, Kırgızistan, Kazakistan ve Özbekistan’da her an Çin’e sınır dışı gönderilme risk var. Çin’e gönderilenlerin çoğu idam ediliyor. İdam edilmeyenleri ise mutlaka işkence ve en hafifinden 15 yıl hapis cezası ile karşılaşabiliyorlar. İade edilenlerin bir kısmından hiç haber alınamıyor.

Türkiye devleti Uygur Müslümanlarına yönelik geçmişte en azından yüzeysel bir sahiplenmesi vardı. Şu an için Türkiye’de 3500 Uygur kardeşlerimiz yaşamaktadır. Yüzeysel sahiplenme diyorum, çünkü Çin Halk Cumhuriyetine karşı herhangi bir yaptırım uygulama, tavır takınma gibi girişimlerde bulunmamıştır. Hatta uluslararası bir platformda bu konuyu tartışmamıştır. Nitekim 2014 yıllarından itibaren Türkiye Çin Halk Cumhuriyetinden bir takım ekonomik çıkarlar elde etme sevdasına kapılmış ve o gündür Türkiye’nin yüzeysel tavrı maalesef daha da zayıflamıştır. O kadar yüzeysel ki, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Temmuz 2015 yılında ki Çin ziyaretinde “Çin’in toprak bütünlüğüne saygı duyduğunu” ifade ederek 1949 yılında ki Çin’in Doğu Türkistan’ı zorla işgal ettiğini unutmuş bir vaziyette görmezden gelmiştir.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere birçok ülkenin devlet veya hükümet başkanlarının iştirak ettiği “Kemer ve Yol Uluslararası İşbirliği Forumu” 14-15 Mayıs 2017 tarihlerinde Çin Halk Cumhuriyeti’nin başkenti Pekin’de düzenlenmiştir. Pekin Uygur diasporası üzerindeki kontrolünü artırma çabasıyla güvenlik aygıtlarını, batıdaki Sincan Uygur Özerk Bölgesinden Orta Asyalı komşularına kadar genişletti. Bu bölgeler de karşılığında Çin'de ekonomik ve siyasi önceliğe sahip olmak istiyor. 7 ülkenin Çin'in 900 milyar dolarlık “Kemer ve Yol Girişimi” ile doğrudan bağlantısı var. Söz konusu Forum öncesi 13 Mayıs 2017 tarihinde Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Çin Halk Cumhuriyeti Devlet Başkanı Şi Cinping’in başkanlıklarında Türk ve Çin heyetleri arasında ikili görüşmeler olmuştu. Yapılan görüşmeler kapsamında, Türkiye Cumhuriyeti ile Çin Halk Cumhuriyeti arasında “Suçluların İadesi Antlaşması” eski Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ile Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi tarafından imzalanmıştır. Ayrıca, 15 Mayıs 2017 tarihinde Bozdağ ile Çin Adalet Bakanı Zhang Jun arasında bir görüşme gerçekleştirilmiştir. Oldukça sıcak ve samimi bir ortamda geçen görüşmede, Türkiye ile Çin’in adlî alandaki mevcut karşılıklı işbirliğinin geliştirilmesinin önemine vurgu yapılarak iki ülke arasında imzalanan suçluların iadesi anlaşmasından duyulan memnuniyet dile getirilmiş, terörizmle mücadele başta olmak üzere çeşitli konularda karşılıklı görüş alışverişinde bulunulmuştur.

Çin Halk Cumhuriyeti Türkiye ile yapmış olduğu “Suçluların İadesi Antlaşmasını” özel yönetim bölgesi olan Hong Kong’a dayatmak istediğinde, halk geçen hafta adeta sokaklara döküldü. Tahminlere göre bir milyon insan günlerce sokaklarda Çin’i protesto edip, Meclis’in yollarını kapayıp kilitledi. Nihayet Hong Kong yönetim başkanı Carrie Lam geri adım attı ve “Suçluları İade Anlaşmasını” askıya almak zorunda kaldı. Ancak halk bununla da yetinmeyerek istifa çağrısında bulundu. Peki, Mayıs 2017 yılında bu anlaşmayı Türkiye imzalarken halkımızdan herhangi bir tepki geldi mi? Hayır. Sessiz sedasız yuttuk bunu. Ve o gün bu gündür Türkiye’de yaşayan her Uygur Müslümanı adeta ölüm sırasını beklemenin verdiği korkuyu yaşamaktadır.

İngiltere'de yayınlanan Financial Times gazetesi, Çin'in Müslüman Uygur azınlıklara yönelik baskısını “ülke sınırları dışına da taşırdığını” yazdı. Emily Feng imzalı habere göre, Türkiye’ye kaçan bazı Uygurlar da, “Çin ile ilişkilerin yakınlaşması sonucu bu ülkede kendilerini giderek daha az güvende hissettiklerini” söyledi. Çin Halk Cumhuriyeti gözünde her Uygur Müslümanında zaten doğuştan bir suç potansiyeli bulunmakta.

Soruyorum burada, Türkiye’nin Çin’de yaşayan kaç tane suçlusu var ki de böyle bir anlaşmaya gerek duydu? Bizim topraklarda yaşayan Çinli sayısı on binlerle ifade edilmektedir. Reel politika dedikleri şey bu galiba. Çıkarın varsa tüm değerlerinden ödün ver. Gururunu, onurunu, dinini, kardeşini, ana ve babanı. Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

"الْمُسْلِمُ أَخُو الْمُسْلِمِ، لَا يَظْلِمُهُ، وَلَا يُسْلِمُهُ"

“Müslüman Müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, onu (düşmanına) teslim etmez….” (Buhari, Mezalim)

İslam dünyasında Müslüman kardeşlerimize yapılan tüm zulüm ve katliamlara karşı tavrımızı ortaya koymak zorundayız. Ayrıca Râşîdi Hilafet için çalışmalıyız ve davet etmeliyiz. Dünyada iyiliğin yayılmasına, küresel sorunlar için tek alternatif ve çözümün, Hilafet olduğunu tüm dünyaya duyurmalıyız...

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Kamil Yüksektepe

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER