- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Yeşil Teknoloji Çevre Krizine Çözüm Mü Yoksa Başka Bir Sorun Mu?
Amerika Başkanı Joe Biden 2020'de seçim kampanyası için koştururken, "İklim değişikliği insanlık için varoluşsal tehdittir. Kontrol altına alınmazsa, bu gezegeni kasıp kavuracaktır. Bu bir mübalağa değil, hakikattir. Ahlaki bir sorumluluğumuz var." demişti. Seçildikten sonra, ulaşım, elektrik ve inşaat endüstrisinde temiz enerjiye yatırım yapan, fosil yakıt emisyonlarını azaltan ve altyapıyı geliştiren 2 trilyon dolarlık Build Back Better Act planını onaylayarak yeşil teknolojinin kullanımını yaygınlaştırmayı dayatmaya devam etti.
On yıllar boyunca birinci dünya ülkelerinin hükumetleri sera gazı emisyonlarını azaltmak, temiz enerji üretmek, daha temiz su sağlamak gibi konularda iş birliği yapmayı vadettiler. Yoksa bunlar Greta Thunberg'in dediği gibi güçlü dünya liderlerinin ağzından çıkan "anlamsız sesler" miydi? İşin gerçeği, mevcut dünya sistemi Kapitalizme dayanmaktadır. Kapitalist sistem ise bırakın çevreyi korumak için çalışmayı, insan yaşamını iyileştirmek üzere tasarlanmamıştır. Kapitalizm, insanlık ve çevre için faydalı olanı değil, hükumetlerin, şirketlerin ve CEO'ların ve kendi çıkarlarına uygun yasalar çıkartmaları için para verdiği politikacıların yararını gözetir.
Kapitalizmin çevre politikaları dünyada sarsıcı bir dengesizlik yarattı; bir tarafta aşırı talep ve israf, diğer tarafta yoksunluk ve sömürü oluşturdu. Aşırı tüketim, gelişmekte olan ülkelerde doğal kaynakların ve ucuz işgücünün sömürülmesiyle düşük fiyatlı mallar üretmekten beslenmektedir. Sömürü, gelişmekte olan dünyayı çatışma ve kaosun kısır döngüsüne boyun eğdirmekten geçiniyor. Gelişen dünyada insan eliyle kıtlık ve yoksulluk oluşturmak, insanları yerinden etmek, can ve mal tahribatına yol açmak, kapitalist sistemin karanlık yüzüdür. Başkalarının topraklarındaki ve tabi ki İslam beldelerindeki kaynakları çalmaktadır. İnsanlara bir pirinç tanesinden, kullanabileceği özel bir tuvaletten, içecek bir yudum sudan başkasını bırakmaz, üstüne "bağış" olarak sınırsız miktarda eski kıyafet ve tekstil göndererek sahip oldukları tekstil sanayini de ucuz maliyetle erozyona uğratır, bir taraftan da atık ve kirlilik oluşturur.
Batılı politikacıların verdiği vaatler, geçmişte yürürlüğe soktukları tüm yasa ve kanunlara rağmen sahada uygulamaya geçmedi. Gelecekte yapmayı vaat ettikleri yasalar da bu gerçekliği değiştirmeyecek. Değiştiremez de çünkü kapitalizmin fıtratında çoğunluğun sırtından azınlık için kâr etmek vardır. Batılı hükümetlerin bu küresel sorunla mücadele etmelerini gerektirecek bir teşvik bulunmuyor. Zaten kendi ülkelerinde bile yamalı çözümden başka çözüm bulamayışları bunun delilidir. Ürettikleri kırkyama çözümler de çoğunlukla fertlerin üzerine yük olarak biniyor. Örneğin, Amerika Birleşik Devletleri'nde, özel şirketlerin ihtiyacı olan altyapı değişikliklerini finanse etmek için temel kamu hizmetlerinin fiyatı artırılır, vergiler artırılır, yüksek maliyetli güneş panelleri, elektrikli araba, enerji tasarrufu cihazları satın almaya veya toplu taşıma kullanmaya teşvik edilir. Ancak birkaç büyük şehir dışında toplu taşıma altyapısı son derece eksiktir. Bu tarz değişiklikler Batı'da bile halkın omuzlarına yüklenmeden yapılamıyorsa, gelişmekte olan ülkelerde nasıl yapılacak? İnsanların temel ihtiyaçları karşılanmadıktan, emniyetleri sağlanmadıktan sonra güneş panelleri, rüzgâr türbinleri ve elektrikli otomobiller ne işe yarar? Çocuklarını besleyemeyen ya da okula gönderemeyen dünyanın dört bir yanındaki kız kardeşlerimize ne gibi faydası olabilir? Akarsulara sızan lağım suları yüzünden önlenebilir hastalıklara yakalanan ya da açlıktan ölen çocukların ne işine yarayabilir?
Çevre krizi ancak İslami sistemin uygulanmasıyla çözülebilir. İslam nizamı, ruhi, insani, ahlaki ve maddi değerleri göz önünde bulundurarak sorunları çözen bir sistemdir. Bu nizamda maddi kıymet diğer kıymetlerin önüne geçmez ve hiçbir kıymet bir başkası uğruna göz ardı edilmez. İslam nizamı, göklerin ve yerin yaratıcısının verdiği kanunlara dayanan bir sistemdir. Maddi yükü halkın omuzlarına yüklemeden, çevreye zarar vermeden tüm ihtiyaçların karşılanmasını sağlayacak olan bir nizamdır. ﴿وَمَا أَرْسَلْنَاكَ إِلَّا رَحْمَةً لِلْعَالَمِينَ﴾ “(Ey Muhammed!) Seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik.”[Enbiya 107]
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Sarah Muhammed – Amerika