- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Çirkin Söz ve Kötü Dil Olgusu Müslümanların Toplumuna Yabancıdır!
Sokaklarda, pazarlarda, işyerlerinde, etkinliklerde ve çeşitli iletişim araçlarında toplumumuzda yaygınlaşan olgulardan birini ele almak istiyoruz. Zira bu olgudan dolayı Müslümanlar arasında saldırganlık ve nefret rüzgarları esmektedir. Dolayısıyla bu, sahibini salihlerin makamından çıkarıp fasıklar grubuna sokan bir olgudur. Nitekim bu olgu, bir grup genç ve bazı yetişkinler bunu alışkanlık haline getirinceye kadar bugün birçok insan tarafından hafife alınmaktadır. Beni bu olguyu ele almaya sevk eden şey, bunun meclislerin bir meyvesi haline gelinceye kadar bugün toplumumuzda bir orman yangını gibi yayılması olmuştur! Örneğin sokaklarda ve yollarda yürürken falan kişinin filan kişiye lanet ettiğini işittiğiniz gibi oynayan gençlerin önünden yürürken de onların birbirilerine sövdüklerini ve küfrettiklerini işitiyorsunuz. Yine bir şeyler satın almak için pazarlara girdiğinizde bazı insanların mahrem yerlerini nitelendiren ve namusları zedeleyen sözler sarf ettiklerini, ana babalarına lanet ettiklerini, sövdüklerini, hakaret ettiklerini ve insanları hayvanların isimleriyle çağırdıklarını işitiyorsunuz. Dahası medyada, uydu kanallarında ve talk show’larda bu hakareti, küfrü, laneti ve müstehcen konuşmaları görüyorsunuz.
Azim İslam, Müslümanı, güzel ahlaka, edep ve güzel ahlakla süslenmeye davet etmektedir. Zira Allahu Teala, Rasul Sallallahu Aleyhi ve Selem’i nitelendirirken şöyle buyurmuştur: وَإِنَّكَ لَعَلَى خُلُقٍ عَظِيمٍ “Ve sen elbette yüce bir ahlak üzeresin.” [Kalem-4] Rasul Sallallahu Aleyhi ve Sellem, kendi nefsi hakkında şöyle buyurmuştur: أَدَّبَنِي رَبِّي فَأَحْسَنَ تَأْدِيبِي “Beni Rabbim terbiye etti de ne güzel terbiye etti.”
Ahlak, İslam şeriatının ayrılmaz bir parçası ve Allah’ın emir ve yasaklarının da bir bölümüdür. Zira şeriat, güzel ahlaka teşvik etmiş ve kötü ahlakı da yasaklamıştır. Dolayısıyla bir Müslümanın, ilgili şerî hükümlere göre güzel ahlakla vasıflanmaya ve şeriatın yasakladıklarından da sakınmaya hırs göstermesi gerekmektedir.
Çirkin sözün, sövmenin ve lanetin yasaklanması noktasında Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem’e hizmet eden Enes İbn Malik Radıyallahu Anhu’dan bize, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in ahlakından ve onun dilinin iffetinden bahsederken şöyle dediği rivayet edilmiştir: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem, söven, ölçüyü aşan ve lanet eden birisi değildi. O sitem ederken bile: مَا لَهُ تَرِبَ جَبِينُهُ! “Ne oluyor ona, alnı toprağa değesice” derdi. Aişe annemiz Radıyallahu Anha şöyle diyor: Bir gün Yahudilerden bir grup Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in yanına girdiler ve es-Sâmü Aleyke ey Ebu’l Kasım dediler. Yani bununla ölümü kastetmişlerdir. Yani ölüm senin üzerine olsun demektir. Aişe annemiz Radıyallahu Anha ben onların ne demek istediklerini anladım: Aksine ölüm ve lanet sizin üzerinize olsun! dedim. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ona şöyle dedi: يَا عَائِشَةُ لَا تَكُونِي فَاحِشَةً“Ey Aişe! Kötü (konuşanlardan) olma!” Başka bir rivayette de şöyle geçmektedir: مَهْ يَا عَائِشَةُ، فَإِنَّ اللَّهَ لَا يُحِبُّ الْفُحْشَ وَالتَّفَحُّشَ “Sus ey Aişe! Çünkü Allah çirkin sözü ve çirkin söz söylemeyi sevmez.” Aişe dedi ki: Ama ne dediklerini duymuyor musun?! Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle dedi: أَوَلَيْسَ قَدْ رَدَدْتُ عَلَيْهِمْ الَّذِي قَالُوا قُلْتُ وَعَلَيْكُمْ؟ “Ben onların söylediklerine karşılık vermedim mi? Ve Aleykum (sizin de üzerinize olsun) dedim ya!”
Rasul Sallallahu Aleyhi ve Sellem, şöyle buyurmuştur: سِبَابُ الْمُسْلِمِ فُسُوقٌ وَقِتَالُهُ كُفْرٌ “Müslümana sövmek fâsıklık, onunla savaşmak ise küfürdür.” İmam Nevevi Rahımehullahu Teala bu hadisin şerhinde şöyle diyor: Haksız yere bir Müslümana sövmek, ümmetin icmasıyla haramdır ve bunu yapan fâsık olur. İbn Mesud Radıyallahu Teala Anh’ın şöyle dediği rivayet edilmiştir: Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: لَيْسَ الْمُؤْمِنُ بِالطَّعَّانِ وَلَا اللَّعَّانِ وَلَا الْفَاحِشِ وَلَا الْبَذِيءِ “Mümin; insanları kötüleyen, lânetleyen, kötü söz ve çirkin davranış sergileyen kimse değildir.” Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: لَعْنُ الْمُسْلِمِ كَقَتْلِهِ “Müslümana lanet etmek, onu öldürmek gibidir.”
İşte Cabir İbn Süleym Radıyallahu Teala Anhu, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem’e şöyle dedi: Bana bir tavsiyede bulun ey Allah’ın Rasulü! Bunun üzerine Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle dedi: لَا تَسُبَّنَّ أَحَداً “Hiç kimseye sövme.” Cabir dedi ki: Ondan sonra ben hiçbir hür insana, köleye, deveye ve koyuna sövmedim.
Gündüz oruç tutan, gece namaz kılan, fakirlere ve miskinlere tasadduk eden, iyilikler yapan ancak bir kusuru var ki komşularına diliyle eziyet eden, onlara söven ve onlara lanet eden kadının kıssası; Sallallahu Aleyhi ve Sellem o kadın hakkında ne dedi acaba: لَا خَيْرَ فِيهَا، هِيَ مِنْ أَهْلِ النَّارِ “Onda bir hayır yoktur. O, Cehennem ehlindendir.” Ey Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem, gece kıldığı namazı, gündüz tuttuğu orucu ve verdiği sadakalar ne olacak? Sallallahu Aleyhi ve Sellem dedi ki: لَا خَيْرَ فِيهَا، هِيَ مِنْ أَهْلِ النَّارِ “Onda bir hayır yoktur. O, Cehennem ehlindendir.” Rasul Sallallahu Aleyhi ve Sellem’e hangi Müslümanın daha faziletli olduğu soruldu? Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: مَنْ سَلِمَ الْمُسْلِمُونَ مِنْ لِسَانِهِ وَيَدِهِ “Dilinden ve elinden (gelecek kötülükler konusunda) Müslümanların güven içinde oldukları kimsedir.”
Ahnef İbn Kays dedi ki: Size en korkunç hastalığı haber vereyim mi? Evet, ver dediler. Dedi ki: “(En korkunç hastalık) kötü ahlak ve hayasız ve çirkin söz söyleyen dildir.” Bazıları da şöyle demiştir: Ahlakı kötü olanın, rızkı da dar olur.
Ahmed Şevki şöyle demiştir: Bir kavmin ahlakı bozulmuşsa *** Onlar için matem ve yas tutun.
Dili kötü sözden, sövmekten ve lanetten uzak tutmak da dahil güzel ahlakla süslenmek, sevap ve cezanın terettüp ettiği şerî bir gerekliliktir. İslam, yönlendirme ve teşri ile buna teşvik etmiştir. Dolayısıyla iftira atmak ve benzeri had gibi bunun için had cezaları koymuştur. Bu nedenle Müslümanlar, Hilafet Devleti’nin gölgesinde nizamlarının ve kanunlarının temeli olan İslam akidesinin olduğu İslami bir yaşam tarzıyla yaşamışlardır. Dolayısıyla bu, kaçınılmaz bir meseledir.
Bu kötü sözün, hayasızlığın ve çirkinliğin varlığı, bugün Müslümanların dini hayattan ayırmaya dayalı rejimlerin altındaki ülkelerde yaşamalarının bir sonucudur. Bu nedenle bu kötü ahlak yaygınlaşmıştır. Dahası şu anda üzerimizdeki mevcut bu rejimlerin, yozlaşmaya sponsor olduklarını ve çirkin söz ve çirkin söz söylemekle somutlaşmış ahlaksız medya ve eğitim yoluyla her yaştan Müslümanların ahlaklarını bozmaya çalıştıklarını görmekteyiz. Bu yüzden Müslümanların, Nübüvvet Minhacı üzere Hilafet’i kurarak güzel ahlakı gerçekleştirecek ve kötü ahlakı ortadan kaldıracak İslami yaşam tarzını oluşturmak için ciddi bir şekilde çalışmaları gerekmektedir.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Abdullah Hüseyin (Ebu Muhammed el-Fatih) - Sudan