- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Gazze, Sa’d İbn Muaz Radıyallahu Anh Gibi Kahraman Bir Komutan ve Subayın Özlemini Çekiyor!
Herkes, Sa’d İbn Muaz Radıyallahu Anh’ın kim olduğunu bilir; Radıyallahu Anh İslam’ın kahramanlarından biri olduğu için Müslümanlar her zaman onu anarlar; özellikle de Gazze’de katliamların yaşandığı -ki bu katliamlar beş aydır günlük devam ediyor- bu dönemde bu kahramanı daha fazla anıyoruz; dolayısıyla Müslümanların kahramanlarının arasında, Halid İbn Velid, Sa’d İbn Ebi Vakkas, Ebu Ubeyde İbn Cerrah ve diğer sahabeler (Allah onların hepsinden razı olsun), sonra bunların ardından gelen Kutuz, Baybars, Selahaddin, Kuteybe İbn Müslim ve diğerleri gibi komutanlar ve askerler vardır; işte Müslümanlar, bu tür komutanları arzu edip özlemini çekiyorlar.
Ancak Sa’d İbn Muaz Radıyallahu Anh’ın siretinde beni etkileyen şey, onun 31 yaşında İslam’a girmesi ve Allah’ın onun, Ahzab-Hendek Gazvesi’nden sonra 37 yaşında şehit olarak canını almasıdır. Yani Radıyallahu Anh’ın İslam’a girmesinden şehadetine kadar gösterdiği kahramanlıkların tamamı, sadece 6 yıllık bir sürede gerçekleşmiştir. İşte bu altı yıllık sürede şunları yapmıştır:
Birincisi: 31 yaşında hidayet dini için nefsini satmıştır.
İkincisi: Kerim Rasul Aleyhissalatu ve’s Selam’a nusret verdi, O’nun için Medine’deki iktidarından feragat etti, Medine’de ilk İslam Devleti’nin kurulması için O’na biat etti, hayatta kaldığı sürece O’nun hayatını ve daveti korumak için O’na biat etti ve Allah’tan başka ilahın olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasulü olduğuna şehadet edinceye kadar İnsanların kırmızısı ve siyahıyla savaşmak üzere O’na biat etti. Dolayısıyla daha sonra İslam Devleti’nin gerçekleştirdiği fetihlerden sonra Müslüman olan herkeste Sa’d’ın payı vardır; çünkü bu İslam Devleti’nin kurulmasına sebep olan odur; Allah ondan, muhacir ve ensardan razı olsun.
Üçüncüsü: Hendek Gazvesi’nden birkaç gün sonra, Hendek günü aldığı yaranın patlaması sonucu şehit olmuştur.
Dördüncüsü: Onun ölümünden dolayı Rahman’ın arşı titredi ve o şehit olduğunda otuz yedi yaşındaydı; Nitekim Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: اهْتَزَّ عَرْشُ الرَّحْمَنِ لِمَوْتِ سَعْدِ بنِ مُعَاذٍ“Sa’d İbn Muaz’ın ölümünden dolayı Rahman’ın arşı titredi.”
Beşincisi: Mezarı kazıldığında misk (kokusu) çıktı ve cenazesine yetmiş bin melek katıldı.
Ensarın efendisi bu celil Sahabi altı yıllık süre içinde, İslam’a ve Peygamberine nusret verdi, O’nun devletini kurdu, itaat etmek üzere Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’e biat etti, görevini yerine getirdi, O’nunla cihat etti, Allah yolunda şehit oldu ve Peygambere biat etmesi, devleti kurması ve kurulduktan sonra devleti koruması için ensara liderlik etti; evet, bütün bunları sadece altı yıl içinde yaptı. Daha sonra Necd, Hicaz, Irak, Şam, Afrika, Hindistan, Sind, Rusya ve Avrupa ülkeleri Viyana surlarına kadar fethedildi. Dolayısıyla o, askeri bir komutan ve şehit olup ölümünden dolayı Rahman’ın arşı titredi, cenazesine yetmiş bin melek katıldı, kabrinden misk (kokusu) çıktı ve Sallallahu Aleyhi ve Sellem onun hakkında şöyle dedi; o şehit olmadan önce yaralı yatağında yatıyordu ve Sa’d Radıyallahu Anh, tüm bedenini örtmeyen beyaz bir kıyafetle yatıyordu. Bunun üzerine Rasul Sallallahu Aleyhi ve Sellem, başını Sa’d’ın göğsüne koyarak şöyle dua etti: اللَّهُمَّ إِنَّ سَعْداً قَدْ جَاهَدَ فِي سَبِيلِكَ، وَصَدَّقَ رَسُولَكَ، وَقَضَى الَّذِي عَلَيْهِ، فَتَقَبَّلْ رُوحَهُ بِخَيْرِ مَا تَقَبَّلْتَ بِهِ رُوحاً“Allah’ım! Sa’d Senin yolunda cihat etti. Rasulü’nü tasdik etti. Ona kolaylık ihsan eyle. Eğer onun ruhunu alıyorsan, hayır ve iyilik içinde al.” Sa’d’ın ev halkı, Peygamberin bu davranışından korktu; bunun üzerine onlara, Allahu Teala’dan meleklerin Sa’d’ın ölümüne şahit olmaları için izin istediğini haber verdi.
Bunda ibret vardır ey orduların generalleri, ey subayları ve ey askerleri! Sa’d’ın İslam’a girmek, tüm bu kahramanlıkları gerçekleştirmek, en büyük dileklerini yerine getirmek, Allah ve Rasulü’nün rızasını kazanmak için elli, yirmi ve on yıla ihtiyacı yoktu; bilakis tüm bunlar için Sa’d’ın ihtiyacı olan sadece 6 yıldı. Peki ya aslen Müslüman olarak doğan, askeri eğitim ve öğretim alan, madalyalar taşıyan ve onlarca yıldır ordularda çeşitli gruplara liderlik eden sizlere ne demeli! Peki ya Gazze’nin paramparça olduğunu ve Yahudi varlığının halkına her türlü işkenceyi yaptığını gören sizlere ne demeli! Zira sizler, Gazze’yi ve halkından geriye kalanların açlık, yoksulluk, hastalık, zayıflık, soğuk ve aşağılanma içinde olduğunu görüyorsunuz! Sizler, Gazze’yi ve oradaki her şeyin, hatta camilerin, hastanelerin ve fırınların bile sizden yardım istediklerini görüyorsunuz! Beş ay boyunca Gazze’yi gördüğünüz halde sanki mesele sizleri ilgilendirmiyormuş gibi, sanki katliam başka bir gezegendeymiş gibi ve sanki Gazze halkı sizin gibi Müslüman değillermiş gibi sizden bir askerin, bölüğün veya tümenin hareketini işitmedik; aksine Gazze’ye ve Gazze’deki halkımızı öldürmesi için Yahudi varlığını yiyecek ve diğer şeylerle destekleyen bazı yöneticilerinize bakıyorsunuz!!
Bugün, Allah’a tevekkül ederek ve bir seriyye ile, bir tümenle, bir grupla, bir uçakla, bir topçuyla, bir füze fırlatmakla, sınırlara saldırmakla, ajan yöneticilere isyan etmekle veya kitlelere liderlik etmek, Gazze’ye yardım etmek ve Müslümanların bugünkü durumunu değiştirmek için yapabileceğiniz diğer birçok eylemlerle bile Gazze’ye destek olmak için harekete geçme kararlılığı göstererek Sa’d İbn Muaz’ın kahramanlığını taklit edebileceğinizi biliyor musunuz? Evet, bugün sadık ve muhlis bir hareket, yarın Rabbul İzzet’in huzurunda Sa’d İbn Muaz, Halid İbn Velid ve diğerleriyle haşrolmanızı sağlayacaktır. Sizin daha fazla düşünmeye ve tefekkür etmeye ihtiyacınız yok; zira yapılan amel ister büyük ister küçük olsun mübarektir ve onun ardından Allah Azze ve Celle’nin başarısı ve rızası vardır. Dolayısıyla zafer Allah’a yardım eden için ve cennet de O’na itaat eden içindir.
Peki sizin için etkin olan halkları düşünmeksizin başkalarının kaldığı gibi emeklilik yaşı gelene kadar onlarca yıl orduda kalmaya rıza mı göstereceksiniz?! Bilakis halklar size isim olarak bile bilmiyor; çünkü sizler, onlarca yıllık hizmet boyunca ümmetin düşmanlarına karşı bir gazve, bir savaş veya bir seriyye gerçekleştirmediniz; bilakis sizler, Müslüman halkların arasındaki tefrika ve bölünmeyi pekiştirmek için İngiliz ve Fransızların sizin için çizdiği sınırları korudunuz!! Bilakis sizler ömrünüzü, küfürle hükmeden, sömürgecilerin emirlerini yerine getiren, ümmetin servetlerini çarçur eden ve yeryüzünde fesat ve ifsat yayan yöneticiyi korumakla geçirdiniz! Peki Allah’ın sizlere emrettiği göreviniz bu mudur?! İslam, ülke ve insanlar böyle mi korunur?! Peki Allah’ın huzuruna bu kara sayfalarla mı çıkacaksınız?! S’ad, Halid ve Selahaddin gibi bu kahramanların hayatlarından hiç ders almıyor musunuz?!
Gazze ve onun düşmanı Yahudi varlığı beş aydır sizleri bekliyor; hiçbir Müslüman, Allah’ın, Peygamberinin, dininin ve ümmetinin düşmanları konusunda ihtilaf edemez; bu sizin için bir fırsattı ama siz aylardır bu fırsatı değerlendiremediniz; o halde aklınızı başınıza alın ve kimlerle haşrolacağınıza karar verin? Sa’d ve arkadaşlarıyla mı yoksa Allah korusun Firavun, Haman ve askerleriyle mi?!
Allahu Teala şöyle buyurmuştur: وَإِنَّ جُندَنَا لَهُمُ الْغَالِبُونَ“Bizim ordumuz şüphesiz üstün gelecektir.” [Saffat 173] Ve şöyle buyurmuştur: وَاللهُ غَالِبٌ عَلَى أَمْرِهِ وَلَكِنَّ أَكْثَرَ النَّاسِ لَا يَعْلَمُونَ “Muhakkak ki Allah emrinde galiptir. Fakat insanların çoğu bunu bilmezler.” [Yusuf 21]
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Dr. Memduh Ferec