- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Kitapla Birlikte
Ey Müslüman Alimler: Allah’ın Ayetlerinden Sıyrılıp Çıkarak Azgınlardan Olmaktan Sakının!
Allahu Teala şöyle buyurmuştur: وَاتْلُ عَلَيْهِمْ نَبَأَ الَّذِيَ آتَيْنَاهُ آيَاتِنَا فَانسَلَخَ مِنْهَا فَأَتْبَعَهُ الشَّيْطَانُ فَكَانَ مِنَ الْغَاوِينَ * وَلَوْ شِئْنَا لَرَفَعْنَاهُ بِهَا وَلَكِنَّهُ أَخْلَدَ إِلَى الْأَرْضِ وَاتَّبَعَ هَوَاهُ فَمَثَلُهُ كَمَثَلِ الْكَلْبِ إِن تَحْمِلْ عَلَيْهِ يَلْهَثْ أَوْ تَتْرُكْهُ يَلْهَث ذَّلِكَ مَثَلُ الْقَوْمِ الَّذِينَ كَذَّبُوا بِآيَاتِنَا فَاقْصُصِ الْقَصَصَ لَعَلَّهُمْ يَتَفَكَّرُونَ * سَاء مَثَلاً الْقَوْمُ الَّذِينَ كَذَّبُواْ بِآيَاتِنَا وَأَنفُسَهُمْ كَانُواْ يَظْلِمُونَ “Onlara (Yahudiler’e), kendisine ayetlerimizden verdiğimiz ve fakat onlardan sıyrılıp çıkan, o yüzden de şeytanın takibine uğrayan ve sonunda azgınlardan olan kimsenin haberini oku.Dileseydik elbette onu bu ayetler sayesinde yükseltirdik. Fakat o, dünyaya saplandı ve hevesinin peşine düştü. Onun durumu tıpkı köpeğin durumuna benzer: Üstüne varsan da dilini çıkarıp solur, bıraksan da dilini sarkıtıp solur. İşte ayetlerimizi yalanlayan kavmin durumu böyledir. Kıssayı anlat; belki düşünürler.Ayetlerimizi yalanlayan ve kendilerine zulmetmiş olan kavmin durumu ne kötüdür!” [Araf 175-177]
Sadi’nin tefsirinde şöyle geçmektedir:
“Allah’ın Nebi’si Sallallahu Aleyhi ve Sellem’e yönelik kavli: وَاتْلُ عَلَيْهِمْ نَبَأَ الَّذِيَ آتَيْنَاهُ آيَاتِنَا “Onlara (Yahudilere), kendisine ayetlerimizden verdiğimiz kimsenin haberini oku.” Yani ona Allah’ın Kitabı’nı öğrettik; böylece o, büyük bir alim ve maharetli bir bilge oldu demektir.فَانسَلَخَ مِنْهَا فَأَتْبَعَهُ الشَّيْطَانُ “Fakat onlardan (ayetlerden) sıyrılıp çıktı ve şeytanın takibine uğradı”: Yani Allah’ın ayetlerini bilmekle ilgili gerçek vasıflanmadan sıyrılıp çıktı demektir; çünkü bu ilim, sahibinin güzel ahlak ve salih amellerle sıfatlanmasını ve en yüksek mertebelere ve en yüksek makamlara yükselmesini sağlıyor; sonra bu kişi, Allah’ın Kitabı’nı sırtının arkasına bırakıyor, Kitabın emrettiği ahlakı kaldırıp atıyor ve elbisesini çıkardığı gibi bunları da çıkarıyor. İşte bunlardan sıyrılıp çıkınca Şeytan da onun peşine düşüyor. Yani: Müstahkem kaleden çıkınca Şeytan onun başına musallat oldu, aşağıların en aşağısı oldu ve onu daha fazla günaha sürükledi demektir. Böylece yol gösterici rehberlerden olduktan sonra فَكَانَ مِنَ الْغَاوِينَ “Azgınlardan olan biri olmuştur.” Böyledir; çünkü Allahu Teala onu terk etmiş ve kendi haline bırakmıştır. Bu nedenle Allahu Teala şöyle buyurmuştur: وَلَوْ شِئْنَا لَرَفَعْنَاهُ بِهَا "Dileseydik elbette onu bu ayetler sayesinde yükseltirdik." Yani bu ayetlerle amel etmesini sağlardık da böylece dünya ve ahirette (derecesi) yükselir ve düşmanlardan korunurdu demektir. وَلَكِنَّهُ "Fakat o" aşağılanmayı gerektiren şeyleri yaptı, dünyaya, yani nefsani arzularına ve dünyevi maksatlarına saplanıp kaldı demektir. Böylece وَاتَّبَعَ هَوَاهُ "Hevesinin peşine düştü" ve Mevla’sına itaat etmeyi terk etti. Dolayısıyla onun dünyaya olan aşırı hırsı ve yüreğini onun için parçalaması konusunda فَمَثَلُهُ "Onun durumu", كَمَثَلِ الْكَلْبِ إِن تَحْمِلْ عَلَيْهِ يَلْهَثْ أَوْ تَتْرُكْهُ يَلْهَثْ "Tıpkı köpeğin durumuna benzer: Üstüne varsan da dilini çıkarıp solur, bıraksan da dilini sarkıtıp solur." Yani bu kişi her durumda solumaya devam eder, aşırı bir istekle (dünya için) yüreğini parçalamaya devam eder ve dünyadaki hiçbir şey onun yoksulluğunu gideremez demektir. İşte Allah ayetleri onlara ulaştırdıktan sonra ذَّلِكَ مَثَلُ الْقَوْمِ الَّذِينَ كَذَّبُوا بِآيَاتِنَا " Ayetlerimizi yalanlayan kavmin durumu böyledir." Zira onlar, ayetlere boyun eğmediler; aksine onlar, ayetleri yalanladılar ve onları reddettiler, Allah’a karşı aşağılık durumu düştüler ve Allah tarafından bir yol gösterici olmaksızın kendi arzularına uydular. Örnekler verirken, ibret ve ayetlerden bahsederken فَاقْصُصِ الْقَصَصَ لَعَلَّهُمْ يَتَفَكَّرُونَ "Kıssayı anlat; belki düşünürler." Zira düşünürlerse bilirler, bilirlerse de amel ederler demektir. سَاء مَثَلاً الْقَوْمُ الَّذِينَ كَذَّبُواْ بِآيَاتِنَا وَأَنفُسَهُمْ كَانُواْ يَظْلِمُونَ "Ayetlerimizi yalanlayan ve kendilerine zulmetmiş olan kavmin durumu ne kötüdür!" Yani: Kötü ve çirkin demektir; tıpkı Allah'ın ayetlerini yalanlayan ve her türlü günahla kendine zulmeden kimse gibi. Çünkü onların misali, kötü sıfatlı kimsenin misali gibidir. Bu, Allah’ın ayetlerini verdiği kişidir; bununla kastedilen muhtemelen belirli bir kişidir ve Allah’ın zikrettiği şey de onun hakkındadır. Nitekim Allah kıssaları kulları için bir uyarı olsun diye anlatmıştır. Muhtemelen burada kastedilen, cins isim olmasıdır. Böylece Allah’ın kendisine ayetlerini verdiği ve bu ayetlerden sıyrılıp çıkan herkesi kapsar. Bu ayetlerde ilimle amel etmeye bir teşvik vardır. Çünkü ilmiyle amel edenin Allah katında derecesi yükselir ve şeytandan korunur. Yine ilmiyle amel etmeyene karşı da bir korkutma vardır; çünkü bu kişi, aşağıların en aşağısına iner ve şeytan ona musallat olur. Zira burada aşağılanmaya neden olan arzuya tabi olma ve kulun arzularına saplanıp kalması söz konusudur.” Alıntı bitti.
Ey muhlis Müslüman alimler: Şüphesiz sizler, bu ayetlerin, Allah’ın ayetlerini öğrendikten, anladıktan, ezberledikten, inceledikten ve açıkladıktan sonra onlardan sıyrılıp çıkan herkes için geçerli olduğunu herkesten daha iyi biliyorsunuz.
Siz de biliyorsunuz ki (Allah sizleri korusun) Müslüman alimlerin arasından ne yazık ki birçoğu, Allah’ın ayetlerinden sıyrılıp çıkıyorlar hem kendi arzularına hem de ifsat eden ve ifsat ettiren, yeryüzünde bozgunculuk yayan ve ıslah olduktan sonra yeryüzünü ifsat eden yöneticilerin ve kralların arzularına tabi oluyorlar.
Sizler biliyorsunuz ki, yöneticilere, krallara ve zalimlere sadakat gösteren, onlara davet eden ve onlara boyun eğen alimlerden bir akım da vardır; yine nasıl da onların dine zehir enjekte etmeye ve nâssları da yöneticilerin, kralların ve saray sahiplerinin direktiflerine uyacak şekilde eğip bükmeye başladıklarını da biliyorsunuz.
Sizler biliyorsunuz ki (Allah sizlere merhamet etsin), yöneticiler, çocuk, kadın ve yaşlı katili Yahudi varlığıyla normalleşmeyi kendilerine helal saymaları için alimleri nasıl da seferber ediyorlar.
Sizler biliyorsunuz ki Müslümanların başındaki yöneticiler, Sykes-Picot Anlaşmasının yöneticileri olmalarına ve Allah’ın indirdikleriyle hükmetmemelerine rağmen, kendi sistem ve yönetimlerini onaylamaları ve kendilerini meşru yönetici ve koruyucular olarak göstermeleri için birçok alimi seferber etmektedirler.
Ey muhlis ve faziletli Müslüman alimler: Başkalarının yaptığı gibi Allah’ın ayetlerinden sıyrılıp çıkmaktan ve azgınlardan olmaktan sakının. Şunu çok iyi biliniz ki siz ifsat olursanız Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in ümmeti de ifsat olur, siz ıslah olursanız o da ıslah olur. Allahu Allah kendiniz için, Allahu Allah ümmetiniz için, Allahu Allah dininiz için ve Allahu Allah Aksa’nız için. İlminiz ve davetiniz, sizin için devam edecek hayırlara vesile olsun inşaAllah; Allah ilminiz ve davetinizden dolayı ölümünüzden sonra başınıza gelebilecek kötülüklerden sizleri korusun.
Allah bizi ve sizleri, Araf suresinde haklarında şöyle buyurduğu kimselerden kılsın: وَالَّذِينَ يُمَسِّكُونَ بِالْكِتَابِ وَأَقَامُوا الصَّلَاةَ إِنَّا لَا نُضِيعُ أَجْرَ الْمُصْلِحِينَ “Kitap'a sımsıkı sarılıp namazı dosdoğru kılanlar var ya, işte biz böyle iyiliğe çalışanların ecrini zayi etmeyiz.” [Araf 170]
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Dr. Memduh Ferec