Cuma, 20 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/22
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Amerikan Hegemonyası!

بسم الله الرحمن الرحيم

Amerikan Hegemonyası!

Hak ile batıl arasındaki çatışma dünya kurulmasından beri devam etmekte olup insanlar, hak ehli ile batıl ehli arasında ve hegemon zalim ile kendisine komplo kurulan zayıf mazlum arasında bölünmüşler ve müstekbirin kibrinin, mazlumun çığlığının, devrimcinin suçlu bir tirana karşı ayaklanmasının olmadığı bir zaman olmamıştır. Dünyanın içinden geçtiği, ülkelerin yetenekleri üzerinde tek kutuplu kontrolün olduğu ve dünyayı parlak ve aldatıcı sloganlarla dolduran Amerika’nın İslam beldelerimize yönelik şiddetli saldırısının yaşandığı bu günlerde, İslami şehirlerimizi, açgözlü sömürgecilerin menfaati için ülkenin evlatları arasındaki bir çatışma alanı haline getirmiştir; dolayısıyla yöntemlerini ve planlarını öğrenmemiz için bu küstahlığa karşı bir tutum sergilemek gerekir.

Amerika’nın Ortadoğu’daki politikası, aşırıcılık kartını kullanmak ve bunu da ülkelerin işlerine müdahale etmek için bir gerekçe bulmak, diğer bir deyişle bu sayede bölgeye girebilmek için krizler oluşturmak amacıyla uygun bir zamanda oynamak için ulusal, etnik veya mezhepsel temelde iç savaşları ve bölgesel çatışmaları ateşlemek için mezhepsel naraların varlığıyla fitneler oluşturmaya ve bunları pekiştirmeye dayanmaktadır.

Kendi bakış açısına göre Amerikan politikasında sabit olan şey, İslam’ın gerçek bir düşman ve hem kendisi hem de Batı için bir tehlike kaynağı olmasıdır; zira İslam Devleti’nin yıkılmasının ve Sovyetler Birliğinin çöküp parçalanmasının ardından Amerika, dünyanın tek lideri haline gelmiş ve ona karşı çıkan fikri ideolojilerin yokluğuyla birlikte kapitalizmin hiçbir rakibi kalmamıştır. Dolayısıyla bugün Amerika, özellikle halkının çoğunluğu Müslüman olan ülkeleri zayıflatmaya çalıştığı gibi bu ülkelerin kalıcı olarak kendi iç sorunlarına odaklanmasını sağlamak amacıyla onların iç çatışmalarını alevlendirmek yoluyla zayıflatmaya çalışmaktadır. Bu yüzden Amerika, bu ülkelerde güvenliği tehdit edecek silahlı grupların varlığını engellememekte, aksine onları uygun zamanda ve Amerikan taktikleri çerçevesinde kullanmak için bu silahlı grupların varlığını teşvik etmektedir ve bunun sayılamayacak kadar çok örnekleri vardır; işte Husiler, gemi güzergâhlarına ulaşma ve buralara egemen olma hayali kuran Amerikalılara, Kızıldeniz’i ve seyir rotalarını altın tepside sunmaktadırlar. Amerika'nın yörüngesinde dönen Tahran’ın desteklediği İran’ın Lübnan’daki partisi de aynı şekildedir; işte Amerika bunları, Amerika’ya itaat etmekten çıktığında Yahudi varlığını tehdit etmek için bir sopa olarak kullanmaktadır. Aynı şekilde Sudan’da olduğu gibi çatışmanın şiddetini artırmak için çatışmanın taraflarını beslemektedir.

Ayrıca ülkelerin askeri yeteneklerini de zayıflatmayı hedeflemektedir. Yine kendisine bölgede bir rol vermek karşılığında Amerika’nın çıkarlarını gerçekleştirmesi için İran’ı bölgenin polisi olarak görevlendirmiştir. Bunun yanı sıra Körfez ülkelerine baskı yapmak için Irak’taki durumu kırılgan ve endişeli tutmaya çalışmaktadır. Ayrıca Amerika, iktidardaki cuntayla, çıkarlarını gerçekleştirmek için her siyasi durumun ve aşamanın gerekliliklerine göre muamele ettiği gibi bölge ülkeleriyle de kendi çıkarlarına göre muamele etmektedir; böylece şehirlerimiz, kardeşlerimize saldırıp yok etmek için ordu birliklerinin tedarik edildiği benzin istasyonları haline gelsin ve bizler de Batı’nın beslenmesi için sağmal bir inekten başka bir şey olmayalım. Bu da Müslümanları aşağılama silsilesinin devam etmesi ve Amerika’nın zulmüne ve kibrine karşı mücadele ederek İslam’ı ihya etmeye çalışan herkesle savaşmak içindir.

İslam ümmeti içindeki tüm mazlum ve ezilenlere, dinine ve ümmetine karşı samimi olanlara ve özgür ve onurlu bir yaşamı arzulayanlara diyorum ki; İslam güneşinin batmasından bu yana ümmet güvenlikten ve emniyetten mahrum kaldı, hatta Müslümanlar alçakların sofralarındaki yetimler gibi oldular! Ülkemizdeki en ucuz şey insan oldu! Dolayısıyla insan yapımı sistemlerin ve kimliksiz kanunların gölgesinde insanın hiçbir kıymeti olmadığı gibi onurumuzu korumayan helak olmuş demokraside de hiçbir hayır yoktur; o halde yüksek bir sesle haykırın ve sizleri güvenliğe ulaştıracak olan ve halkına asla yalan söylemeyen Hizb-ut Tahrir ile birlikte hareket edin.

Bu ümmetin kuvvetinin, izzetinin ve şerefinin sırrı, hem insanlığın hem de onun kokuşmuş kapitalizmin zulmünden ve kibrinden kurtulması için ümmetin yaratıcının istediği metoduna bağlı kaldığı gün dininde ve akidesindedir. الَّذِينَ آمَنُواْ وَلَمْ يَلْبِسُواْ إِيمَانَهُم بِظُلْمٍ أُوْلَـئِكَ لَهُمُ الأَمْنُ وَهُم مُّهْتَدُونَİnanıp da imanlarına herhangi bir haksızlık bulaştırmayanlar var ya, işte güven onlarındır ve onlar doğru yolu bulanlardır.” [En’am 82]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Munis Hamid – Irak

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER