Gazze... Kan Rengi Ve Misk Kokusu!

Müslümanlar Uhud Savaşı’nda yaralanıp onlardan yetmiş kişi şehit olduğunda, Rasul Aleyhissalatu ve's Selam’ın dişi (sağ alt çenede ön dişlerle azılar arasındaki dişi) kırılıp mübarek yüzü yaralandığında ve müşrikler onu bitkin düşürüp Ashabı ağır bir şekilde yaralandığında El-Hak Subhanehu onlar hakkında şu kavlini indirmiştir: وَلاَ تَهِنُوا وَلاَ تَحْزَنُوا وَأَنتُمُ الأَعْلَوْنَ إِن كُنتُم مُّؤْمِنِينَ“O halde gevşeklik göstermeyin, üzüntüye kapılmayın. Eğer inanmışsanız, üstün gelecek olan sizsiniz.” [Al-i İmran 139] Yani, başınıza gelen veya elinizden giden şeylerden dolayı sizlere zayıflık ve hüzün isabet etmesin, zira üstün gelecek olan sizlersiniz; zira sizler, akidenizle üstünsünüz, sizler dininizle üstünsünüz ve sizler Allah’ın size olan yardımıyla üstünsünüz demektir. Fahru’r-Razi Rahımehullah bu ayetin tefsirinde şöyle demiştir: “Üstün gelecek olan sizlersiniz; çünkü sizin savaşınız Allah için olup onlarınki ise şeytan içindir, çünkü onların savaşı batıl din için olup sizinki ise hak din içindir, tüm bunlar sizin onların durumundan üstün olmanızı gerektiriyor; yine siz hüccet, dine bağlılık ve övgüye değer bir sonuçla en üstünsünüz ve imanınız üzere kaldığınız sürece de üstün gelecek olan sizlersiniz.” Böylece Allah Subhanehu, müminlere, onların terazilerinin kâfirlerin terazileri gibi olmadığını, amellerinin yeryüzündeki beşerî ölçülerle ölçülemeyeceğini açıklamıştır.

Evet, Gazze bedeninden yaralandı, halkından birçoğu öldü, evleri yıkılıp yerle bir edildi ama dini yara almadı ve evlatlarından birçoğunu kaybetti ama ideolojisini kaybetmedi; çünkü yenilgi düşmana boyun eğmektir, yenilgi düşmanın önünde küçük düşmektir, yenilgi ideolojinizi kaybetmek ve akidenizden vazgeçmektir ve yenilgi, dininden ödün vermektir. Kararlı, sabırlı ve sebatkar olduğunuzdan dolayı canlarınızı, mallarınızı ve binalarınızı kaybetmeye gelince; işte bu zaferdir. Zira zafer, hayatını kaybetsen bile, dininle yücelip Rabbinle gurur duyarak dağ gibi dimdik ayakta durmaktır. Bizler, Gazze halkının sabrettiklerine, kararlı olduklarına, sabır yarışında düşmanlarını geçtiklerine, dinlerinden taviz vermediklerine ve sabit sıra dağların bile taşıyamadığı dinleri uğruna katlandıklarına şahit oluyoruz; biz hiç kimseyi Allah’a karşı temize çıkarmıyoruz. Allah’ım onların amellerini ve şehitlerini kabul et ve onları musibetlerinden dolayı mükâfatlandır. Şüphesiz Sen, mustazafların Rabbisin.

Haram bin Milhan, Bi’r Ma’una günü arkadan mızrakla vurulup göğsüne saplandığında şöyle demişti: “Kabe’nin Rabbine yemin olsun ki ben kazandım.” Ashab-ı Uhdud (hendek sahipleri) hendeğe atılıp hepsi öldürülerek yok edildiğinde Rabbul İzzet onlar hakkında şöyle buyurmuştur: ذٰلِكَ الْفَوْزُ الْعَظ۪يمُ “İşte bu büyük kurtuluştur.” [Buruc 11]

Evet, Gazze vuruldu ama hainlerin ihanetini ve aşağılık yöneticilerin ve ajanların komplolarını ifşa etti ve maskeleri düşürdü...

Gazze vuruldu ama dünyanın bir numaralı devletinin ve onun üvey evladı buluntu Yahudi varlığının prestijini düşürdü.

Gazze vuruldu ama dünyadaki en güçlü savaş makinesine karşı direndi, Amerika’nın akıllı ve aptal bombalarına karşı direndi, ölüm ve yıkım uçaklarına karşı direndi ve Yahudi varlığının seçkin güçlerine karşı direndi; onların başlarını öne eğdirdi ve onurlarını zedeledi.

Gazze vuruldu ama dünyaya Yahudilerin çirkin yüzünü gösterdi ve artık milletler arasında suçlu rejimlerin ve hükümetlerin aveneleri dışında hiçbir destekçileri kalmadı.

Gazze vuruldu ama “dostlarının” ihanetine, “müttefiklerin” zayıflığına, komşuların yaralamasına ve “destekçilerin” yüzüstü bırakmalarına göğüs gerdi.

Gazze vuruldu ama uluslararası sistemin çirkin yüzündeki maskeyi düşürdü ve onun önyargısını, zulmünü ve vahşetini uzak yakın herkese gösterdi.

Gazze yara aldı ama o kavim de derin bir yara aldı, çevredeki tüm rejimler -on yıllar boyunca- Gazze halkının yaptığı şeyi yapamadılar.

Gazze vuruldu evet ama Allah onun halkından şehitler seçti: وَیَتَّخِذَ مِنكُمْ شُهَدَاءَ “İçinizden şehitler edindi.” [Al-i İmran 140]Umulur ki Allah onları kendi huzurunda en yüce makamlarda kabul eder. Gazze vuruldu ama muzaffer oldu…

Muzaffer oldu ama geride yaslılar ve dullar kaldı, şehitlerin kanı ve yardımsız yaslıların kanayan yaraları kaldı.

Beni Bekr (Kureyş'in müttefikleri) Nebi Aleyhissalatu ve's Selam'ın müttefikleri olan Huzaa’ya baskın yapıp onları öldürdüklerinde, katlettiklerinde ve onlara eziyet ettiklerinde Allah Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem bu saldırıya nasıl bir karşılık verdi?Huzaa’nın liderine şöyle dedi: نُصِرْتَ يَا عَمْرَو بْنَ سَالِمٍ “Ey Amr bin Salim, sana yardım edilecektir.” Dolayısıyla ona yardım etti, onun intikamını aldı, ailesinin haklarını verdi ve bunun akabinde de Mekke’yi fethetti.

Ey iki milyarlık ümmet: Gazze sizden bir parçadır; peki onun intikamını kim alacak? Şehitlerin, yaralıların ve dulların intikamını kim alacak?

Gazze sizin yolunuzu aydınlatmak için yandı ve sizin onun yolunu takip etmeniz için fedakârlıklar yaptı; bu yüzden onu hayal kırıklığına uğratmayın!

Ey iki milyarlık ordular: Gazze’nin yaralarını sadece sizin kollarınız saracak, sadece sizin adamlarınız onun intikamını alacaktır; o halde Gazze’nin kanlarının boşuna gitmesine izin vermeyin.

Elbette Gazze’de gördüğümüz güzel tohum, Allah’ın izniyle bir gün meyvesini verecek ve onun meyveleri ancak İslam’ın gölgesinde çiçek açacaktır. Mübarek topraklara ekilen batıl artık büyümüş ve hasat zamanı gelmiş olup onu biçecek olan sadece İslam’dır. Allah’ım, bu ümmet için, hayır meyveleri yetiştirecek ve batıl tohumları biçecek tertemiz eller hazırla.

Allah’ım bu ümmete, risaletini ve rahmetini alemlere taşımak için zafer ve iktidar bahşet.

وَنُرِيدُ أَن نَّمُنَّ عَلَى الَّذِينَ اسْتُضْعِفُوا فِي الْأَرْضِ وَنَجْعَلَهُمْ أَئِمَّةً وَنَجْعَلَهُمُ الْوَارِثِينَ
“Biz ise, o yerde güçsüz düşürülenlere lütufta bulunmak, onları önderler yapmak ve onları (mukaddes topraklara) varis kılmak istiyorduk.” [Kasas 5]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Halid Ali - Amerika