Gazze’nin Cesur Mücahitlerinin Yaptıkları;

İslam’ın İzzeti, Gazaba Uğramışlar İçin Zillet Ve Aşağılanmışlık Ve Münafıklar İçin De Yürek Acısıdır!

Allah’ın öyle kulları vardır ki onların amelleri Allah içindir; onların imanları, cihatları, sebatları, kararlılıkları, sabırları, tahammülleri ve karşılığını sadece Allah’tan beklemeleri ne kadar büyük ve güçlüdür! Burası, iman kokusuyla dolu bir kalbin olduğu izzetli Gazze’dir; burası cesur adamların kaynağı olan yerdir, burası vahyin madeninin ve saf bir kararlılığın olduğu yerdir; burası imtihan için ayetin ve adamların ve ailelerinin kararlılıklarına ve büyük sabırlarına dair ayetlerden bir ayetin olduğu yerdir; burası müminlerin gösterdiği azme dair ayetin olduğu yerdir; burası çok küçük olan bir yerdir; burası imanları bir dağ haline gelen ve haçlılardan, Siyonistlerden ve ülkenin hainlerinden oluşan tüm küfür ve nifak güçlerini paramparça eden mümin bir grubun olduğu yerdir… Vallahi izzetli Gazze bizim için, zamanımızın Bedir’inden ve sonra onun hemen ardından Batı ülkelerini, medeniyetlerinin barbarlığını ve Batı’nın aşağılık üssü olan Yahudi varlığını yenilgiye uğratıp yok eden Yermuk’ünden başka bir şey değildir!

Tarih onları, Rablerine iman eden ve O’nun ipine sımsıkı sarılan gençler olarak hatırlayacak ve onları ölümsüzleştirecektir; zira onlar, araçların zayıflığına, desteğin olmamasına, sayı ve teçhizatın azlığına rağmen gevşeklik göstermediler, Batı’nın tuzaklarına ve ülkenin hainlerinin ve sömürgecinin ajanlarının komplolarına rağmen düşmanlarına karşı zayıflık göstermediler, düşmanlarının yok etmesine ve yöneticilerinin ihanetlerine boyun eğmediler, yumuşaklık göstermediler ve kırılmadılar. İşte bu, Haçlı ve Siyonistlerden oluşan tüm küfre, hain ve utanç verici yöneticilerden ve onları çevreleyen tüm ikiyüzlülere karşı ümmetin savaşına giren mümin bir gruptur. İşte bu, vahşi medeniyete karşı ümmetin savaşına giren mümin bir gruptur. Nitekim onun halkının 470 günden fazla süren imanı, cihatları, sebatları, kararlılıkları ve sabırları, Batı medeniyetinin yalan ve barbarlığını sarsıp ezmiştir. İşte bu, İslam’ın yüceldiği, onun tohum ve meyvesinin büyüdüğü, cesur ve yiğitlerinin kararlı olduğu, hayır sahibi Gazze halkının sabredip karşılığını sadece Allah’tan beklediği ve bununla birlikte Batı’nın yankılı bir şekilde uçuruma doğru düştüğü izzetli Gazze’dir; zira onlar Gazze’nin muttaki yiğitleri olup aşağılık varlığın boynuna ilmiği dolamışlar ve ordulara bıraktıkları şey ise, şayet tevbe edip akıllarını başlarına alırlarsa kokuşmuş varlığın altından halıyı çekmektir

Burası, İslam’ının yüceliği ve imanın azametiyle hadaratının gururu olan izzetli Gazze’dir; medeniyet savaşları, ölü sayısı, yıkım ve tahribat boyutuyla değil, ancak medeniyetlerin ölümü ile ölçülür. Zafer, öldürme ve yıkımın boyutuyla değil, ancak Batı’nın içine düştüğü korkunç medeniyet çöküşünün boyutuyla ölçülür. İşte aşağılık varlık, bunun bir görüntüsünden ve çöküşünün bir tercümesinden başka bir şey değildir. Nitekim Gazze savaşı, mücahitlerinin cesareti ve halkının kararlılığı ve sabrı, Batı medeniyetine karşı en ağır sınav ve imtihanlarından olmuştur. Dolayısıyla Gazze savaşı, tüm insani sahteliği, haklara yönelik yalan iddiaları tamamen ifşa etmiş ve onun vahşetini ve barbarlığını ortaya çıkarmıştır.

Sonra mümin grup Batı’nın üssüne harika bir eylemde bulundu; zira izzetli Gazze'deki kahramanların yaklaşık 500 gün süren kahramanca direnişi, gazaba uğramışların varlığını bir intihar tüneline iterek onun siyasi, ekonomik ve askeri çıkmazını daha da kötüleştirmiştir. Zira siyasi içyapısı parçalanmış ve savaş sırasında siyasetçilerinin ve toplumunun bölünmeleri bir yıkım küreği haline gelmiş, ekonomisi çökmüş, varlığın işçileri korkularından yeraltına saklanmışlar -ki bu da ekonomisinin hareketinin felce uğraması anlamına gelmektedir- ve izzetli Gazze’ye yönelik savaşının maliyeti altmış milyar Dolarları aşmıştır; (nitekim “Calcalis” gazetesi varlığın ekonomisi için şöyle demiştir; Gazze Şeridi’ne yönelik savaşın maliyeti, 2024 yılı sonuna kadar yaklaşık 250 milyar Şekel [67,57 milyar Dolara] ulaşmıştır).

Yiğitlerin kaynağı Gazze’nin kıskanç hayırlı insanlarına, iyi olan halkına, Arin el-Asvad'ı (Aslanların İni) Cenin’e selam olsun; yeryüzü ve göktekiler, sizin dirilerinizi ve şehitlerinizi tebrik ediyor: سَلَامٌ عَلَيْكُم بِمَا صَبَرْتُمْ فَنِعْمَ عُقْبَى الدَّار“(Melekler:) Sabrettiğinize karşılık size selam olsun! Dünya yurdunun sonu (cennet) ne güzeldir! (derler).” [Rad 24] İslam’ın ağacını kanlarınızla sulamanız ve imanınız, cihadınız, sebatınız, sabrınız, tahammülünüz ve bütün bunları Rabbiniz için saymanız şan ve şeref olarak size yeter. Ne mutlu sizlere! İslam’ın ağacını sulayıp büyütmeye devam ettiniz, inisiyatif aldınız, cihat ettiniz, cesur oldunuz, kararlı oldunuz ve sabrettiniz, karşılığını sadece Allah'tan beklediniz ve gerçekten de sizler, İslam’ın yükselen kanadı, parlayan nuru ve yükselen yapısı oldunuz; İslam’ın fikri sizleri zirveye çıkardı ve imanınız sizi İslam’ın hakikatine, hidayetine ve rehberliğine yönlendiren bir işaret haline geldi; ne mutlu sizlere, varacağınız yer de ne güzeldir!

Hainlerin, münafıkların, felaket tellallarının, cesaret kırıcıların ve yüreksizlerin gözlerine uyku girmesin;onların hakkı yıkımdır ve varacakları yer de ne kötüdür; orası yeryüzünü ebedileştiren, sömürgeciliğin zilletine boyun eğen, özgürlerin yaşamını reddeden, Ruveybidaların utancına ve zelil ve aşağılık bir hayata razı olan kimseler, Belam bin Baura’nın soyundan gelenler, zamanımızın belamları, felaket tellalları, cesaret kırıcıları, yüreksizler ve izzetli Gazze’deki mümin grubun cihadının büyüklüğünü, olağanüstü yiğitliğini, sebatını ve kararlılığını inkar edenler içindir; Sanki münafıklar, cihadın bir yaz pikniği olduğunu ve muttakilerin canlarını ve mallarını (cennet karşılığında) Mevlasına satmadıklarını zannediyorlar: إِنَّ اللهَ اشْتَرَى مِنَ الْمُؤْمِنِينَ أَنفُسَهُمْ وَأَمْوَالَهُم بِأَنَّ لَهُمُ الْجَنَّةَ يُقَاتِلُونَ فِي سَبِيلِ اللهِ فَيَقْتُلُونَ وَيُقْتَلُونَ وَعْداً عَلَيْهِ حَقّاً فِي التَّوْرَاةِ وَالْإِنجِيلِ وَالْقُرْآنِ وَمَنْ أَوْفَى بِعَهْدِهِ مِنَ اللهِ فَاسْتَبْشِرُوا بِبَيْعِكُمُ الَّذِي بَايَعْتُم بِهِ وَذَلِكَ هُوَ الْفَوْزُ الْعَظِيمُ “Allah müminlerden, mallarını ve canlarını, kendilerine (verilecek) cennet karşılığında satın almıştır. Çünkü onlar Allah yolunda savaşırlar, öldürürler, ölürler. (Bu), Tevrat'ta, İncil'de ve Kur'an'da Allah üzerine hak bir vaattir. Allah'tan daha çok sözünü yerine getiren kim vardır! O halde O'nunla yapmış olduğunuz bu alışverişinizden dolayı sevinin. İşte bu, (gerçekten) büyük kazançtır.” [Tevbe 111]

İslam’ıyla aziz olan her mümin bilsin ki, izzetli Gazze’deki mümin grup, İslam ve ümmeti için İslam’ın şanlı tarihinin kayıtlarına altından sayfalar yazmıştır; bu yüzden tarih, Aksa Tufanını, Gazze Savaşı’nı, mümin grubun eşsiz imtihan ve yiğitliklerini, olağanüstü sebatını ve kararlılıklarını unutmayacaktır. Zira destanlar silinmez ve unutulmaz; bu yüzden tarih onları Rablerine iman eden ve O'nun ipine sımsıkı sarılan gençler olarak hatırlayacaktır. Zira onlar, araçların zayıflığına, desteğin azlığına, sayı ve teçhizatın azlığına rağmen gevşeklik göstermediler, Batı’nın tuzak ve hilesine, ülkenin hainlerinin ve sömürgecinin ajanlarının komplolarına rağmen düşmanlarına karşı zayıflık göstermediler, düşmanlarının tehditlerine ve yöneticilerinin ihanetlerine boyun eğmediler; aksine inisiyatif aldılar, araçların zayıflığını icat ediciliğin, sayı azlığını azmin ve ekipman azlığını da tasarım ve planlamanın bir işareti haline getirdiler. Aksa Tufanı ve Gazze savaşından, Müslümanların destanlarından bir destan ve Allah'ın günlerinden şahit olunan bir gün yaptılar ve Gazze savaşını azmin, kararlılığın, sabrın ve karşılığını sadece Allah'tan beklemenin bir ayeti-işareti haline getirdiler. Ayrıca Batı’nın tüm silahlarıyla mücahitlerinin cesaretlerinin gücünü, ailelerinin sabrını ve karşılığını sadece Allah'tan bekleyişlerini kırmak için alçak kafirlerin üşüşmelerine, utanç verici yöneticilerin ihanetine ve yüzüstü bırakmalarına rağmen Allah yolunda isabet edenlerden dolayı gevşemediler, zayıflık göstermediler, boyun eğmediler, aksine sebatın, sabrın ve karşılığını sadece Allah'tan beklemenin bir ayeti oldular. Gerçekten de onlar şöyle oldular:

Onlar iyilikleriyle kara toprağa girecek ve topraklar ve günler hoş kokacak,

Onlar sayesinde kesinlikle bir nesil dirilecek ve onlar sayesinde tiranların kıyameti gerçekleşecek,

Onlar sayesinde zalimler, yüzleri siyah ve burunları zorla yere sürtünerek cehenneme sürüleceklerdir.

Ey Gazze’nin ebrar (iyi) halkı: سَلَامٌ عَلَيْكُم بِمَا صَبَرْتُمْ فَنِعْمَ عُقْبَى الدَّار“(Melekler:) Sabrettiğinize karşılık size selam olsun! Dünya yurdunun sonu (cennet) ne güzeldir! (derler).” [Rad 24]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Münâcî Muhammed