Soru Cevap: Lübnan Cumhurbaşkanlığı Seçimleri ve Suudi Arabistan-İran Anlaşmazlığı
- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Soru:
Görüldüğü kadarıyla Lübnan cumhurbaşkanlığı seçimleri tıkanmıştır. Parlamentoda yeterli çoğunluk sağlanamıyor. Sürekli böyle oluyor. Bilindiği üzere Lübnan’ın etkin aktörleri, Hizbullah ve yandaşları ile Müstakbel hareketi ve yandaşlarıdır. Malum, bu iki kesimin perde arkasındaki aktörler İran ve Suudi Arabistan’dır. Öyleyse parlamentoda yeterli çoğunluğun sağlanamamasını nasıl açıklayabiliriz? Oysa tarafları destekleyen Suudi Arabistan ve İran’ın, Amerikan yanlısı olduğunu biliniyor. Niçin bu iki ülke, parlamentoda yeterli çoğunluğu sağlamak için çalışmıyor? Sonra bir diğer husus, Amerikan yanlısı olan İran ve Suudi Arabistan arasında Lübnan’da aşırı şekilde gerilimin olduğu dikkatlerden kaçmıyor. Peki, bunun nedeni nedir? Allah mükâfatınızı artırsın.
Cevap:
Aşağıdaki hususlara bir göz atıldığında sorunun cevabı açığa çıkacaktır:
1- Lübnan cumhurbaşkanlığı seçimleri ve Lübnan’ın istikrarı, şu an Amerika’nın gündeminde değil. Çünkü Amerika, Lübnan’ın durumunun Suriye’nin durumuna bağlı olduğunu biliyor. Suriye’de ajanı Beşşar’a alternatif bulamadığı için Lübnan cumhurbaşkanlığı seçimlerini Lübnan’daki mezhepçilik motiflerin absürt çekişmelerine terk ediyor. Ancak ateşkes ve müzakereler konusunda kısmi de olsa başarı sağlamıştır. Özellikle de bu haince müzakerelere bazı sözde İslami grupları dâhil edebilmiştir. Sonra rejim ve muhaliflerden ortak bir yönetim oluşturmak konusunda müzakereci tarafları ikna etmiştir. İşte işler bu şekilde devam eder, ateşkes ve müzakereler de yolunda giderse, o zaman Lübnan cumhurbaşkanlığı seçimleri ufukta görülüyor demektir. Diğer bir deyişle Lübnan cumhurbaşkanlığı seçimleri, Suriye’deki Amerika’nın laik projesiyle doğru orantılıdır. Suriye krizinin çözümü yakınsa, buna bağlı olarak Lübnan cumhurbaşkanlığı seçimleri de yakın demektir. Tüm bu olanlar Amerikan planları dâhilindedir...
Özetle Amerika’nın ateşkes ve müzakerelerdeki devamlılığı, yakında Lübnan cumhurbaşkanlığı seçimlerine yol açacaktır. Öncesinde ise beyhude çabalar babından olmak üzere Lübnanlı mezhepçi taraflar arasında absürt çekişmeler olacaktır. Lübnan’daki olaylar takip edildiğinde, açıkça bu görülür.
Örneğin Hariri, Franciye ile kabul ittifak kurarken, Ca’ca da Aun ile ittifak kurmaktadır! Hâlbuki İran partisi, hem Franciye hem de Aun’un en sadık dostudur. Bu yüzden İran partisi tarafsız duruyor! Eğer İran partisi bunlardan biri tarafına ağırlığını koysa, İran partisinin etkisiyle o kimsenin cumhurbaşkanı seçileceği aşikârdır. Dolayısıyla bütün bunlar şunu gösteriyor, bu absürt çekişmelerin amacı cumhurbaşkanlığı konusunu sonuçlandırmak değildir.
2- Amerikan yanlısı olan Suudi Arabistan ile İran arasındaki anlaşmazlığa gelince, Lübnan’da cereyan eden bu anlaşmazlık Amerika’nın izin dâhilindedir. Zira Amerika, şu an Lübnan’da istikrarlı bir çözüm istemiyor. Bu nedenle ulusal çıkarları uyarınca rekabet etmek ve çekişmek için meydanı Suudi Arabistan ve İran’a bırakıyor. Belki ABD Başkanı Obama’nın 10 Mart 2016 tarihinde The Atlantic dergisine verdiği röportaja rastlamış veya okumuşunuzdur. Obama dergiye verdiği mülakatta İran ile Suudi Arabistan’ın bölgede barış içinde yaşamaları gerektiğini tavsiye etmiştir. ABD Başkanı Barack Obama “İran ile Suudi Arabistan’ın aynı mahalleyi paylaşmanın bir yolunu bulmaları gerekir...”dedi ve şöyle devam etti: “Suudiler ve İranlılar arasında süren ve Suriye, Irak ile Yemen’deki vekâlet savaşları ve kaosu besleyen rekabet, dostlarımıza ve İranlılara mahalleyi paylaşmaları ve bir çeşit soğuk barış kurmak için etkili bir yol bulmaları gerektiğini söylememizi icap ettiriyor.”[10.03.2016 BBC, Reuters]
Gördüğünüz gibi Obama, her iki ülkenin sorumlusu gibi hareket ederek işlerini düzenliyor ve bölgede nasıl hareket etmeleri gerektiğini onlara tavsiye ediyor. Bu da İran ile Suudi Arabistan arasındaki anlaşmazlık ya da anlaşmanın Beyaz Saray tarafından belirlenen roller uyarınca olduğunu göstermektedir. Konjonktür anlaşmayı gerektiriyorsa, taraflar, Amerika’nın siyasi önceliğine uygun olarak anlaşıyorlar...
Siyasi olaylar yakından takip edildiğinde, şu an Amerika’nın önceliğinin Suriye krizi olduğu görülür. Bu nedenle Amerika, Suriye krizinin çözümünde ateşkes ve müzakerelere odaklanıyor. Bu bağlamda olmak üzere İran, Suudi Arabistan ve Türkiye uyum ve insicam içinde hareket ediyorlar. Aralarında herhangi bir anlaşmazlık söz konusu değil. Bu ülkeler, ateşkes ve müzakereleri kamuoyuna mal etmek için canhıraş çalışıyorlar. Eğer Amerika, Lübnan cumhurbaşkanlığı seçimlerine ciddi olarak ağırlığını koymak istese, Suudi Arabistan ve İran’ın aynı paralel hareket edeceğinde hiç şüphe yoktur. Biliyorsunuz, Türkiye ile İran arasında var olan aşırı gerilimin ardından karşılıklı ziyaretlerle buzlar erimiştir. Çünkü Amerika, ateşkes ve müzakerelerin devamı için tüm çaba ve gayretlerin aynı paralelde olmasını arzuluyor.
Umarım cevap, şafi ve kâfidir.
H.28 Cumâde’s Sânî 1437
M.06 Nisan 2016