حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Ofisi
No: HT–BA–2020–MB–TR–08 |
H. 1 Şevvâl 1441 M. Cuma, 22 May 2020 |
Basın Açıklaması
1441 Yılı Şevvâl Hilalini Gözetleme Duyurusu ve Mübarek Eid-ul Fıtr (Ramazan Bayramı) Tebriki
Allahu Ekber, Allahu Ekber, La İlahe İllallahu Allahu Ekber ve Lillahi’l Hamd
Bismillahirrahmanirrahim, Dünyanın sütunlarını ayakta tutan, bütün yaratıkları kontrol eden âlemlerin Rabbi olan Allah’a hamdolsun. Salat ve selam İslam’ın Peygamberi, hicretin önderi, devletin kurucusu, zalimlere karşı uyarıcı, savaş peygamberi, yaratılmışların efendisi Efendimiz Muhammed, onun ali ve ashabı üzerine olsun.
Ahmed, Muhammed bin Ziyad yoluyla şunu rivayet etti: Ben, Ebu Hurayra’yı şöyle derken işittim: Rasûlullah ya da Ebu’l Kasım şöyle buyurdu:
صوموا لِرُؤيتِهِ وأَفْطِرُوا لرؤيتِهِ فإنْ غُـبِّيَ عليكم فأَكْمِلُوا عِدَّةَ شعبانَ ثلاثين “Hilali gördüğünüz zaman oruç tutun. Hilali gördüğünüzde iftar edin. Eğer hava kapalı olursa, Şa’bân ayını otuza tamamlayın.”
Bu mübarek gece, Cumartesi gecesi Şevval hilalini gözetleme sonucunda hilalin bazı Müslüman ülkelerde şeran görüldüğü belirlendi. Buna göre yarın, Cumartesi günü Şevval ayının ve mübarek Eid-ul Fıtrın ilk günüdür.
Bu vesileyle Hizb-ut Tahrir, tüm İslam ümmetinin mübarek Eid-ul Fıtrınıtebrik ediyor. Samimi bir tebrik ve özde dürüst davetçilerin bir mesajı, Nübüvvet müjdeleri kaynaklı umut dolu bir tebrik. Umut, sevinci perçinler, sevinç de tüm koşullara rağmen bayram ibadetini yüceltir.
Ayrıca ben, şahsım, merkezi medya ofisi başkanı, birimleri ve dairelerinde çalışan erkek kadın tüm çalışanlar adına Hizb-ut Tahrir Emiri Celil Âlim Ata ibn Halil Ebu Raşta’nın bayramını özel olarak tebrik ediyor, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in Nübüvvet metodu üzere ikinci Raşidi Hilafet ve İslam ümmetini üstün kılma müjdesini gerçekleştirmek için bu davetteki seyrinde Allah Subhânehu ve Teâlâ’dan muvaffak kılmasını diliyoruz.
Bayram geldi. Bizse dünyanın gittikçe Korona salgınına battığını görüyoruz. Başta uğursuz efendileri Amerika olmak üzere dünya ülkelerinin, tek uğraşları ve kronik kâbusları haline gelen ekonomik tecrit düğümünden kurtuluş için bir umut ışığı arayışında olduklarına tanık oluyoruz. Bilginleri: “Ekonomiyi açarsanız, hastalıktan ölürsünüz!” derken, zenginleri “Ekonomiyi kilitlerseniz, açlıktan ölürsünüz.” diyorlar... Böylece dünya ülkeleri, bu pandemi bilinmezliğinde açlık korkusu ile hastalık korkusu arasında şaşkın şaşkın geziniyorlar. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:
وَضَرَبَ اللَّهُ مَثَلاً قَرْيَةً كَانَتْ آمِنَةً مُّطْمَئِنَّةً يَأْتِيهَا رِزْقُهَا رَغَداً مِّن كُلِّ مَكَانٍ فَكَفَرَتْ بِأَنْعُمِ اللَّهِ فَأَذَاقَهَا اللَّهُ لِبَاسَ الْجُوعِ وَالْخَوْفِ بِمَا كَانُواْ يَصْنَعُونَ
“Allah, şöyle bir kenti misal verdi: Orası güven ve huzur içinde idi. Oraya her taraftan bolca rızık gelirdi. Fakat Allah’ın nimetlerine nankörlük ettiler; bu yüzden yaptıklarına karşılık, Allah onlara şiddetli açlık ve korku ıstırabını tattırdı.” [Nahl 112]
Ey insanlar! Dünya ülkeleri, Korona krizine bu dünya ve içindekilerini kontrol edebileceğini sanan katışıksız laik kapitalizm penceresinden baktılar. İlk başta salgını önemsemedi. Salgının saldırısı ile birlikte rakamlar ve istatistikler ile salgını ele aldı. Halen her defasında ilk kareye geri dönüyor. Dünya ülkeleri, İslam uygarlığındaki “Nübüvvet yöntemi” ve onun hastalık, veba ve hijyen hakkındaki talimatlarından haberdar olsalardı, bu pandemiye yaklaşım biçiminin insanın canı, dini, sağlığı, malı ve çıkarları açısından olması gerektiğini bilirlerdi. Enfeksiyon sayısını azaltmaktan ziyade pandemiyi tamamen ortadan kaldırmak için çaba gösterilmesi bir zorunluluktur. Nübüvvet yaklaşımı, hastalığın sadece duyulması ile ülke içinde coğrafi izolasyona başlanılmasını gerektirir. Enfeksiyonun olduğu bölgeler ile enfeksiyonun olmadığı bölgeler arasında ulaşım yasaklanır. Ardından hastalıklı olanlar, sağlıklı olanlardan ayrılır. Enfeksiyonun olmadığı bölgelerde hayat sürer. Tüm hastalara devletinden hesabından ücretsiz hizmet sağlanır. “Sıfır noktasına” ulaşana kadar pandeminin ateşini sınırlama çabaları devam eder. Tüm ülke kapatılmaz veya tüm ülke açılmaz ya da ülke kısmen kapatılmaz veya ülke kısmen açılmaz veya tamamen sokağa çıkma yasağı veya kısmi sokağa çıkma yasağı getirilmez... Bütün bu prosedürler, insanların sırf etkileşime geçmesiyle salgının yeniden yayılacağı gerçeğini geciktirir.
Batı ve ülkemizdeki bazı medya kuruluşları, her ne kadar ülkelerin dikkatini bahsettiğimiz İslam’ın Nübüvvet yaklaşımına çekseler de ve İslam uygarlığı Batı uygarlığından daha köklü olsa da Batı, İslam’a düşman kesildi ve ondaki iyiliğe kulaklarını tıkadı, kaderi ile yüzleşmeyi seçti. Rabbini unuttu! Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:فَلَمَّا نَسُواْ مَا ذُكِّرُواْ بِهِ فَتَحْنَا عَلَيْهِمْ أَبْوَابَ كُلِّ شَيْءٍ حَتَّى إِذَا فَرِحُواْ بِمَا أُوتُواْ أَخَذْنَاهُم بَغْتَةً فَإِذَا هُم مُّبْلِسُونَ “Kendilerine yapılan uyarıları unuttuklarında, üzerlerine her şeyin kapılarını açtık. Nihayet kendilerine verilenler yüzünden şımardıkları zaman onları ansızın yakaladık, birdenbire onlar bütün ümitlerini yitirdiler.” [Enam 44]
Ey Müslümanlar! Teravih ayı bitti ama camilerinizde namaz kılamadınız. Allah’ın evleri açılmadı. Çünkü yöneticileriniz, dininize değer vermeyen, Şeriatınıza itibar etmeyen Batının uydusudurlar. Bu yöneticiler, bankalara ve pazarlara olan ihtiyacı neredeyse kutsal sayarlarken ibadethaneleri bir ihtiyaç olarak görmüyorlar! Yine ajan yöneticiler, İslam ile ilgili her şeyi aşağılama bakış açısına boyun büktüler. Bazıları göz açıp kaparcasına camileri kapattılar. Açtıkları diğer yerlerde olduğu gibi koruyucu önlemler ile camilerin açılması düşüncesine önem vermediler! Sultanların âlimleri, daha hızlı davranarak sizi bastırmak için uygun fetvalar verdiler. Daha doğrusu âlimler, Allah’ın evlerinin açılmasını haram görme cesaretini gösterdiler! Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu: وَمَنْ أَظْلَمُ مِمَّن مَّنَعَ مَسَاجِدَ اللَّهِ أَن يُذْكَرَ فِيهَا اسْمُهُ “Allah’ın mescitlerinde O’nun adının anılmasına engel olan ve onların harap olmasına çalışandan daha zalim kim vardır!” [Bakara 114]
Ey insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmet! Ümmetin tarihinde hiçbir zaman ilim adamları Allah’ın evlerini haram kılmaya cesaret edememişlerdir! Bunun, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in bisetinden bu yana ümmetin tarihinde İslam ümmetinin camilerde namaz kılamadığı ilk Ramazan olduğunu söylemek yetmez mi? Bu köhne dünya düzenine yıkıp yerine İslam sistemini koymak için yaşananlar yeterli değil mi? Siz iki milyarlık bir ümmetsiniz!
Evet, Allah’a yemin olsun ki bunlar yeterli ve fazla bile. Bunlar, Hilafet Devletinin mümkün olan en kısa sürede restorasyonu için yeterli. Devletlerinin ezdiği Batı halklarına gitmeniz, sonra Rabbinizin emaneti olan İslam dinini ve onun insanlığı kurtarma yeteneğini sunmanız için fazla bile. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu: وَكَذَلِكَ جَعَلْنَاكُمْ أُمَّةً وَسَطاً لِّتَكُونُواْ شُهَدَاء عَلَى النَّاسِ “İşte böylece sizin insanlığa şahitler olmanız, Rasûl’ün de size şahit olması için sizi mutedil bir millet kıldık.” [Bakara 143]
Hizb-ut Tahrir, Allah’ın kelamı, Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in sireti, aydın fikir ve dünyanın ulaştığı bu koşullar ile her yerdeki tüm Müslümanları Hilafeti kurma çalışmasına çağırıyor. Hadi İslam’ın en büyük farzına gelin, hadi yeniden insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmet olun...
Allahu Ekber, Allahu Ekber, La İlahe İllallahu Allahu Ekber ve Lillahi’l Hamd
Bayramınız mübarek olsun.
ve’s Selamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berakâtuh
23 Mayıs 2020 Cumartesi gecesi 1441 yılı Şevval ayının ilk günüdür.
Mühendis Selâhaddin Adada
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Ofisi Müdürü
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Merkezî Medya Ofisi |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi el-Mezra’a, P.K. 5010-14, Kolombiya Merkezi B Blok Kat:2, Beyrut/Lübnan Telefon: TEL: 0096 113 07 59 4 / GSM: 0096 171 72 40 43 www.hizb-ut-tahrir.info |
E-Mail: media [@] hizb-ut-tahrir.info |