Pazartesi, 23 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/25
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü


حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Ofisi

No: HTu2013BAu20132015u2013MBu2013TRu201305 H. 10 Rabi’-ul Âhir 1436
M. Cuma, 30 Ocak 2015

Basın Açıklaması Gazeteci Yazar Basil Tercüman'ın 26 Ocak 2015 Tarihli "Hizb-ut Tahrir ve Kadına Karşı Şiddetin Kutsallığı" Başlıklı Kadın Haber Ajansı'nda Yayınlanan Makalesine Yanıt, Umuyoruz ki İlgi Alanı Kadın İşleri ve Sıkıntıları Olan Kadın Habe

Yazar tarafından kaleme alınan "Hizb-ut Tahrir ve kadına karşı şiddetin kutsallığı" başlıklı makale, Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Bürosu Kadın Kolu tarafından "Tunus'ta kadın ve kızlara karşı şiddetin ortadan kaldırılması kanun tasarısı, görünürde rahmet hakikatte ise azaptır" başlığı altında yayınlanan basın açıklamasına bir yanıttır. Bu vesileyle biz burada soruyoruz: Gerçekten yazar, komple basın açıklamasını okudu mu? Yoksa bir bölümünü alıp makalesini bunun üzerine mi inşa etti? Çünkü eğer komple okumuş olsaydı, Hizb-ut Tahrir'in kadına karşı şiddeti reddettiğini görürdü. Merkezi Medya Kadın Kolu olarak biz, aynı açıklamada konunun ciddiyet ve tehlikesini, Tunus'ta yüzde 47,6 oranına ulaşan kadına karşı şiddet olaylarının şaşırtıcı düzeyde olduğunu ifade etmiştik. Orada kelimenin tam anlamıyla şöyle demiştik: "Sorun o kadar büyük ki artık mızrak çuvala sığmıyor. Bu nedenle bu hastalığın ana nedenini ortadan kaldırmak ve kökünü kazımak için ciddi çaba gerekiyor. Ama ne yazık ki burada kadına önem verdiğini ve savunduğunu iddia eden dernek ve resmi kurumlar var. Bunların kusur ve sahtekârlığı gün ışığı kadar açıktır. Bunlar, kadının elem ve acılarından besleniyorlar. Kötü niyetli gündemlerini gerçekleştirmek için gösterişli sloganlar kullanıyorlar. Zehri bal diye sunuyorlar."

Biz, şiddet de dâhil Batı'da kadının yaşadığı sorunları gideremeyen Batılı hukuk yasalarından esinlenerek sunulan kanun tasarısına itiraz ettik. İşte eşitlik ve insan haklarında öncü olduğunu iddia eden ülkelerde kadınlara yönelik şiddetin rakamları: Danimarka'da kadına karşı şiddetin oranı %52, Finlandiya'da %47, dünyada cinsiyet eşitliği sıralamasında ilk sıralarda olan İsveç'te kadına karşı şiddetin oranı %46, İngiltere ve Fransa'da %44'dır. Bu rakamlar, 2014 yılında Avrupa Birliği tarafından yayınlanan bir rapordan alıntıdır. Bu nedenle bizim kanun tasarısını reddetmemiz, aleyhimize değil lehimizedir. Çünkü bu kanun tasarısını reddetmek, kadına karşı şiddetle mücadelenin, başarısız hatalı çözümler karşısında durmanın, derin ve aydın olarak sorunu yeniden ele almanın ilk adımıdır. Soruna derin ve aydın bakış, hastalığın nedenini ortadan kaldırmak için güçlü ve etkili çözümler sunar. Biz, o basın açıklamamızda fazla ayrıntıların girmeden İslam'dan türetilen bir alternatif sunduk. Muhtemelen bundan dolayı yazar, "bizi eleştirmiş olabilir!" Ama o açıklamada konu bunu gerektiriyordu. Çünkü o bir basın açıklamasıydı ve Tunus kadınlar kolu tarafından düzenlenen bir etkinliğe daveti içeriyordu. İzahat ve ayrıntı vermek için yazılmış bir basın açıklaması değildi. Bu etkinliğe katılanlar ve önümüzdeki dönemde yapılacak diğer etkinliklere katılacak olanlar, kadın ve kadının toplumda etkili rolüne doğru bakış açısı yerleştiren İslam'da detaylı bir alternatifin olduğunu, Allah'ın hükümleri ile kadının onurunun korunduğunu, İslam Devleti tarafından haklarının garanti altına alındığını ve gerekirse kadın için orduların bile seferber edileceğini reddedemezler.

Hizb-ut Tahrir, Tunus'ta 2012 yılında ‘‘Hilafet, kadın hakları ve onun siyasi rolü için parlak bir modeldir" başlığı altında düzenlenen Dünya Kadınlar Konferansında hak ve hakikati araştıranlar için kalplere şifa verici yeterince ayrıntılar sundu. Dosttan önce düşman bile buna şahittir. Bir açıklama veya makale bile bu amacı ifade etmekte yetersiz kalabilir. İslam, hayatımızın tüm detayları için çözüm ve esaslar belirledi. Hayat hakkında bize doğru mefhumlar verdi. Toplumu bir kalıba sokarak onu eşsiz, homojen, sağlam ve seçkin bir toplum haline getirdi.

Kapitalizm hastalığı nedeniyle Tunus'ta hatta tüm dünyada kadınların durumu bugün bu hale geldi. Batı kültüründen kaynaklanan ve kadını, laik kapitalizm sistemler altında elde edilmesi olanaksız haklar peşinde koşturarak erkek ile hayali bir savaşa sokan yanlış mefhumlar, kadını sömürmekten bir an olsun bile tereddüt etmedi. Sistemler, zaman zaman kadın haklarının ve kazanımlarının güvencesi olduğu iddia edilen kanuni düzenlemeleri güçlendirmek zorunda kalıyorlar. Oysa bu kanunların yalan ve yanlışlığı, sahtekârlığı ortadadır. Kadının sorunları gitgide artıyor ve kötüleşiyor. Ufukta bir çözüm görülmüyor.

Yazarın, "Tunus'ta kadının çağ atlamasının zamanı geldi. Daha fazla adalet ve daha fazla eşitlik hayali ile yanıp tutuşulan, erkek ile kadın arasında ayrım yapılmaksızın herkesin eşit olduğu bir toplumda kadın toplumun tam ortağı olmalıdır." sözü çok tuhaf. Yazar hangi dünyada yaşıyor, herhalde bizim yaşadığımız ve yaşıyor olduğumuz dünyadan farklı bir dünyada yaşıyor! Yazar, Bin Ali döneminde duymaya alıştığımız bıktırıcı ve usandırıcı sözleri terennüm ediyor. Hâlbuki devrimden sonra bu sözlerin sahtekârlıkları ve gerçeğe aykırı oldukları ortaya çıktı. Yazar, bugün Tunus'ta okuma yazma bilmeyen kadınların oranının %28,2'lere, işsizlik oranının %21,9'lara -ki bunların %41,9 yükseköğretim diplomasına sahip kadınlardır- yoksulluk oranının %24,5'lere ve evde kalan kızların oranının % 62 geçtiği bir çağda ne tür bir çağ atlamadan söz ediyor. Meydana gelen ve hiç bir sakınca görülmeyen boşanma oranları ve diğer birçok oranlar, kadının şahsi kazanımları ve kadın sorunlarının çözümü olarak iddia edilen şeylerin tamamen fiyasko olduğunu gösterir. Allah'tan korkun. Kırsalda yaşayan kadınların çektikleri aşırı sefalet ve sıkıntılara, çok düşük ücretlere çalıştırılan kadınlara neden iddialarınızda yer vermediniz? Devlet tarafından kadına uygulanan her türlü istismar, şiddet ve diğer pek çok uygulamaları neden konu etmediniz?

Tunuslu kadının kazanımlarından söz edenler, derin hülyalarda geziyorlar. Aydın düşünceyi yitirmişler. Düşünceleri, laiklik ve karanlık kapitalizmin esiri olmuş. Bunların tek bildiği çözüm, reform ve yamadır! Ey Hizb-ut Tahrir! Tebrikler sana, ne güzel bir düşünce ortaya koymuşun. Bozuk vakıaya tepeden bakıp alışılagelmişin dışına çıkmışın. Gönüllere şifa veren çözümler koymuşun. Allah'ın bizi hidayet ettiği yüce İslam kaynaklı çözümler serdetmişin. Keşke cahiller, bunun farkına varırlar da ona teveccüh ederler. Ondaki hayrı bilip onun için çalışırlar.

Gururla ve övünerek söylüyoruz ki Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet, kadın erkek tüm insanlara her türlü azabı reva gören iğrenç laik sistemlerin tek siyasi alternatifidir. Batı ve onun uşakları bu durumun farkındalar. Ama ne yazık ki pek çok Müslüman, onların uşağı ve kölesi olarak kalmaya razı oluyorlar. Hâlâ bazı aptallara göre Hilafet Devleti afakidir, ulaşılması uzak bir arzudur. Eğer Hilafet gerçeğinin farkına varsalardı, modernite ve ilerlemenin yegâne yolunun o olduğunu bilirlerdi. Yalnızca Hilafet ile dünyada birinci devlet, her alanda lider devlet olabiliriz. Daha doğrusu şu an ki durumumuzdan çok çok görkemli yıllara sahip oluruz. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

ألَمْ يَأْنِ لِلَّذِينَ آمَنُوا أَنْ تَخْشَعَ قُلُوبُهُمْ لِذِكْرِ اللَّهِ وَمَا نَزَلَ مِنَ الْحَقِّ وَلَا يَكُونُوا كَالَّذِينَ أُوتُوا الْكِتَابَ مِنْ قَبْلُ فَطَالَ عَلَيْهِمُ الْأَمَدُ فَقَسَتْ قُلُوبُهُمْ وَكَثِيرٌ مِنْهُمْ فَاسِقُونَ "İman edenlerin Allah'ı anma ve O'ndan inen Kur'an sebebiyle kalplerinin ürpermesi zamanı daha gelmedi mi? Onlar daha önce kendilerine kitap verilenler gibi olmasınlar. Onların üzerinden uzun zaman geçti de kalpleri katılaştı. Onlardan birçoğu yoldan çıkmış kimselerdir." [Hadid 16]

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Ofisi
Adres Bilgileri ve Web Sitesi
el-Mezra’a, P.K. 5010-14, Kolombiya Merkezi B Blok Kat:2, Beyrut/Lübnan
Telefon: TEL: 0096 113 07 59 4 / GSM: 0096 171 72 40 43
www.hizb-ut-tahrir.info
E-Mail: media [@] hizb-ut-tahrir.info

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER