حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Ofisi
No: HTu2013BAu20132015u2013MBu2013TRu201316 |
H. 17 Cumâde’l Ûlâ 1436 M. Pazar, 08 Mart 2015 |
Basın Açıklaması 2015 Dünya Kadınlar Günü: Kadını Özgürleştirmek İçin Feminizmin Başarısızlığının Yüzyılını Kutlamak
Bu yıl Birleşmiş Milletler, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü, Pekin Deklarasyonu ve Eylem Platformu'na ışık tutmak için kullanacak. Bu Deklarasyon, 20 yıl önce 189 ülkenin hükümeti tarafından kadın erkek eşitliği için verilen mücadeleyi ileri seviyelere taşıyarak kadınların yaşam ve haklarını iyileştirmek amacıyla imzalanan bir yol haritası mesabesindedir. Bu anlaşma, yoksulluk, şiddet, eğitim hakları, silahlı çatışma, güç ve karar verme de dâhil olmak üzere 12 alanda kadınların taşıdıkları endişeleri kamufle ediyor. BM, anlaşmayı tarihsel bir bildiri olarak nitelendirdi. Şöyle dedi: "Kadınların güçlendirilmesinin vizyoner gündemi", "En kapsamlı küresel politika çerçevesi" "Cinsiyet eşitliğini gerçekleştirmek için eylem planı" ve "Her yerdeki kadınların ve kız çocuklarının insan hakları." Ancak anlaşma imzalandıktan 20 yıl ve ilk Dünya Kadınlar Günü'nden 104 yıl sonra kadın erkek eşitliği için onca feminist mücadeleye rağmen bugün dünya çapında milyonlarca kadının hayatı hâlâ berbat düzeydedir. İngiliz İndependent gazetesinde yayınlanan istatistiklerine göre küresel düzeyde her 3 kadından biri yaşamları boyunca dayağa maruz kalacak ya da tecavüze uğrayacak. Yoksulluk içinde yaşayan 1,2 milyar insanın % 70'i kadın ve çocuklardır. 700 milyon kadın yeterli gıda, su, sanitasyon, sağlık ya da eğitimden yoksun yaşıyor. Dünya çapında 85 milyon kız okula gidemiyor. Ve tahminen her yıl 1,2 milyon çocuk, köle ticaretine maruz kalıyor. Bunlardan %80'ni de kız. Tüm bunlar, feminizmin ve kadına vaat edilen kadın erkek eşitliği gibi temel ideal düşüncenin fiyasko olduğunu gösterir.
Açıktır ki kadın hakları, seçenekler, aile ve toplum hayatında erkek ve kadının rolü gibi söylemler ile kadın erkek eşitliğine davet etmek, kadınlar için daha iyi bir yaşam ve saygınlık elde etmenin yolu değildir. Aksine bugün kadınların karşılaştığı korkunç durumdan dikkatleri dağıtmak için kullanılan bu dogmatik ve feminist öğreti, aslında son yüz yılda dünya siyaset ve ekonomisine damgasını vuran laik kapitalist sistemin bir sonucudur. Servetler arasındaki uçurum ve ekonomilerin felç olmasının nedeni işte bu sistemdir. Bu sistem, milyonlarca kadının yoksullaşmasına, eğitim, sağlık ve ülkelerindeki diğer kamu hizmetlerinin çökmesine yol açmıştır. Ayrıca kapitalizmin materyalist bakış açısı, hiçbir şeyi yanlış görmeyen, fiziksel olarak kadınları istismar eden, kaçakçılık için her türlü ortamı yaratan bir mantalite üretti. Dahası bireysel arzuların peşinde koşuşturan ve kadınları cinsel bir meta olarak betimleyen liberal değerler, kadınların doğasını bozdu. Cinsel suç kervanına ve bugün kadınların karşı karşıya kaldığı diğer tacizler salgınına neden oldu. Dolayısıyla dar cinsiyet perspektifinden sorunlara yaklaşan ve köklü değişimden ziyade çürük kapitalist sistem içinde değişim yaratmak isteyen feminizm, kadınların haklarını iyileştirmek için kesinlikle başarılı olamayacaktır. Bu yüzden Pekin Deklarasyonu ve Doğu ve Batı ülkelerinde kanunla korunan CEDAW ve sayısız kadın erkek eşitliği gibi uluslararası kadın antlaşmalarının, küresel düzeyde milyonlarca kadın için iyi bir yaşam ve saygınlık oluşturamadığı için tamamen gereksiz oldukları kanıtlandı. Feminist örgütlerin, hükümetler ve kendi ideallerine teşvik eden kurumların, gerçek bir vizyondan ya da kadın sorunlarını çözmek için güvenilir bir çerçeveden yoksun olmaları bunun yeterli kanıtıdır.
Öte yandan Batının kadın erkek eşitliği ideali ile çelişen içtimai hükümleri nedeniyle laiklerin hışmına uğrayan İslam'ın, kapsamlı, güvenilir, test edilmiş ve kadınlara yönelik nasıl saygınlık oluşturulacağına ilişkin bir projesi var. Kadınların her türlü sorunlarını çözer ve onların haklarını güvence altına alır. İşte bu proje, İslami yönetim olan Hilafet sistemi altında yüzyıllar boyunca kadınlara başarılı ve onurlu bir yaşam sunmuştur. Ve bu şu anda Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Bürosu Kadın Kolu tarafından düzenlenecek "Kadın ve Şeriat: Hakikati Kurgudan Ayırmak" başlıklı küresel kampanyada görücüye çıkıyor. Kampanya, 28 Mart 2015 tarihinde yapılacak çok önemli Uluslararası Kadın Konferansı ile son bulacaktır. Biz, bu işlevsiz anlaşmalar, sonuçsuz girişimler ve kadınların yaşamlarını iyileştirmek için verilen boş vaatlerden sıkılan herkese, bu önemli kampanya ve konferansı takip etmeyi tavsiye ediyoruz.
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Merkezî Medya Ofisi |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi el-Mezra’a, P.K. 5010-14, Kolombiya Merkezi B Blok Kat:2, Beyrut/Lübnan Telefon: TEL: 0096 113 07 59 4 / GSM: 0096 171 72 40 43 www.hizb-ut-tahrir.info |
E-Mail: media [@] hizb-ut-tahrir.info |