حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Pakistan Vilâyeti
Medya Bürosu
No: PK–BA–2018–MB–TR–17 |
H. 29 Cumâde’s Sânî 1439 M. Cumartesi, 17 Mart 2018 |
Dünya İslami Finans Forumu Katılımcılarına Hilafet, Başarısız Kapitalizmin Alternatifi Olan İslam’ı Kapsamlı Şekilde Uygulayacaktır
Es Selamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berakâtuh
18-20 Mart tarihlerinde Karaçi İslami Finans Merkezi’nin LUMS ve INCEIF işbirliğiyle İş İdaresi Enstitüsü’nde düzenlediği Dünya İslami Finans Forumu katılımcılarına diyoruz ki, aslında bu forum bile milyarlarca dolarlık endüstri haline gelen İslami finansın hızla yükselişinin bir kanıtıdır.
Katılımcıları uyarıyoruz, gelişen İslami finans, bu pazarı sömürmek isteyen kâfir kapitalistlerin salyasını akıtmaktadır. Bu pazarda etkin sapkın kapitalistler, Allah’ın emir ve yasaklarını çiğnemekten korkan Müslümanların bu alana yöneldiklerini biliyorlar. Dolayısıyla kapitalistler, bozuk kapitalist çözümlere Arap ve İslami kisve giydiriyorlar. Faize “kar payı”, sigortaya “kefalet”, hisse şirketlerine de “mudarebe” diyerek Müslümanları kandırmaya çalışıyorlar. Bunun nedeni, açıkça başarısız olan ve Müslümanlar tarafından kabul görmeyen kapitalizmin devamlılığını sağlamaktır. Demokrasiyi benzer şekilde pazarladılar. Demokrasinin istişare olduğunu iddia ettiler. Ki istişare İslam’a göre caizdir. Oysa demokrasi, Kuran ve Sünnet yerine insan aklını yasamanın temel dayanak noktası kılar.
Kaldı ki İslami finansın alanı oldukça dardır. İslam, kapitalizmin tek alternatifidir. Hem de kapitalizmin başarısız olduğu bir zamanda. Kapitalist çözümler, kaynaklarımızı bir avuç elitin tekeline verir.
Değerli katılımcılar
Kapitalizm, enerji kaynaklarının özelleştirilmesini öngörür. Toplumu bu zenginliklerden yoksun bırakır. Bu, İslam’a zıttır. İslam’a göre enerji kaynakları kamu mülkiyetidir. Devlet ya da özel sektöre devredilemez. Hilafet Devleti, bu kaynakların gelirlerini tüm vatandaşların ihtiyacını karşılamak için harcar. Hilafet Devletinde enerji kaynakları komünizmde olduğu gibi devletin iradesi doğrultusunda istediği gibi sarf edeceği devlet mülkiyeti de değildir. Bu kaynaklar, kapitalizmdeki gibi özel mülkiyet haline getirilemez. Kapitalizmde bu muazzam kaynakların sahibi uluslararası zenginliklere sahip kapitalistlerdir. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
الْمُسْلِمُونَ شُرَكَاءُ فِي ثَلَاثٍ الْمَاءِ وَالْكَلَإِ وَالنَّارِ “Müslümanlar üç şeyde ortaktır: su, mera ve ateş”[Ahmed] Hadiste geçen “ateş” ifadesi, sanayi, makine endüstrisi ve tesislerde kullanılan her türlü yakıtı kapsar. Dahası, kömür ve gaz gibi kaynakları da kapsar. Ebyad b. Hammal hadisinde geçtiği gibi bitmez tükenmez tuz madeninin bireyler tarafından mülk edinilmesi reddedilmiştir. Dolayısıyla ister bakır, kömür, demir ya da altın gibi katı olsun, ister benzin gibi sıvı olsun isterse de doğal gaz gibi gaz halinde olsun tüm kaynaklar kamu mülkiyetindendir. Bütün bunlar, kamu mülkiyeti kapsamına girerler ve Hilafet sadece bunların işletimini yapar, üretimini denetler. Her vatandaşın kamu mülkiyetinden hakkını adil bir şekilde almasını sağlar. Kamu mülkiyetinin gelirleri vatandaşlara dağıtılır. Herkesin onda hakkı vardır. Bu yüzden kamu mülkiyeti vatandaşların işlerini gütmek için harcanır. Pakistan, devasa enerji kaynaklarına sahip, Hilafet Devleti, bu kaynakları vatandaşlara hizmet için harcadığında sanayi ve tarım kapasitemiz olabildiğince güçlenecek, yoksulluk tamamen ortadan kalkacaktır.
Değerli katılımcılar
Ayrıca kapitalizmin şirket anlayışı, devleti vatandaşların işlerini gütmek için harcayacağı muazzam gelirlerden mahrum eder. Hisse şirketleri, örneğin büyük ölçekli ağır sanayi, inşaat, ulaştırma ve telekomünikasyon gibi büyük sermaye şirketlerinin özel mülkiyete dönüşmesine izin verir. İslam’a göre hisse şirketleri haramdır. Çünkü İslam’ın şirket hükmüne aykırıdır. İslam’a şirket, “İki veya daha fazla kişinin, ticari bir amacı gerçekleştirmek amacıyla anlaşmaya vardıkları bir sözleşmedir.”Şirket, iki veya daha fazla kişi arasında yapılan bir sözleşmedir. Hisse şirketlerinde olduğu gibi tek taraflı bir sözleşme değildir. Hisse şirketlerinde ortak, paradır. Hissedarların şirket işlerinin idaresinde hiç fonksiyonu yok. Hisse şirketlerinde sırf ortak olmak için para verilir. İslam’ın şirket sözleşmesinde ise sermaye, mali proje ile sınırlıdır. Ortaklar, şirketlerin işlerini idare eder ya da kar amacıyla işleri yönetmek için karar alır.
Kapitalizmdeki hisse şirketleri ortadan kaldırıldığı zaman özel şirketler, küçük ölçekli sektörlerini genişletmek için girişimlerde bulunacaklardır. Özel sektörler, devletin sahip olduğu muazzam kaynaklara sahip değildir. Doğal olarak devlet, insanların işlerini gütmek için bu büyük kaynakları tek başına elinde bulunduracaktır. Halife, devlet mülkiyetini kendi takdir ve içtihadına göre gerekli yerlere harcayacaktır. Örneğin paranın tek elde toplanmasını önlemek ve toplumsal denge oluşturmak için harcayacaktır. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:
كَيْ لاَ يَكُونَ دُولَةً بَيْنَ الأَغْنِيَاءِ مِنْكُمْ “Sizden zenginler arasında dolaşan bir mal olmasın diye.”[Haşr 07] Bu nedenle Halife, Fey’i yoksul ve muhtaçlara verecektir. Aynen Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in Fey’i Beni Nadir’e verdiği gibi. Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem, Ensarlı Ebu Dücane ve Sehl ibn Huneyf hariç Fey’i sadece Mekkeli muhacirlere dağıtmıştı. Ayete göre para, zenginler arasında dolaşan bir meta olmamalıdır.
Değerli katılımcılar
Günümüzde İslam sevdalısı olanlar, sadece finans endeksli düşünmekten vazgeçip kapsamlı şekilde İslam’ı düşünmelidir. Kapsamlı düşünüş Hilafetin kurulmasını gerektirir. Nübüvvet metodu üzere Hilafet, bütüncül şekilde İslam’ı uygulayacak ve kaynakların tekelleşmesini engelleyecektir.
Ve’s Selamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berakâtuh
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Pakistan Vilâyeti Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi P.O. Box 1924, Lahore / Pakistan Telefon: +(92) 345–428–7323 / +(92) 333–561–3813 https://bit.ly/3hNz70q |
Fax: +(92) 21–520–6479 E-Mail: spokesman@hizb-ut-tahrir.com.pk |