حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Pakistan Vilâyeti
Medya Bürosu
No: PK–BA–2018–MB–TR–20 |
H. 12 Raceb 1439 M. Cuma, 30 Mart 2018 |
Demokrasi, Yöneticilere Pakistan’ı Borç Batağına Batırmalarına İzin Verir Sadece Hilafetin Kuruluşu Dilenci Kâsesini Kırabilir
Dilenci kâsesini kırma konusunda yalan söylemekle kalmayan Pakistan yöneticileri, Pakistan’ı borç tuzağına düşürmek için IMF ile de işbirliği yaptılar. Merkez Bankası’nın döviz rezervi 11,9 milyar dolar gerilerken, Pakistan’ın dış borcunda 88,9 milyar dolar artış görüldü. Bunun nedeni, CPEC’ten alınan yüksek faizli kredilerdir. Pakistan bütçesinden aslan payı, bu kredi ödemelerine ayrılıyor. Şuan Pakistan önceki borçlarını geri ödemek için çoğunlukla borçlanmaktadır. Dolayısıyla hükümet, IMF gözetimi ve denetiminde ve tamamen demokrasinin teşvikiyle hayali döviz rezerv için kredi aldı. Daha sonra yerli tarım ve sanayiyi felç etti, öldürdü. Bu da ihracatın zayıflamasına neden oldu, yabancı ithalata olan bağımlılığı arttırdı. İthalat da döviz rezervi üzerinde yoğun baskı oluşturdu. Ahmak yöneticiler, önce elektrik kesintisi sonra da pahalı elektrik ile felç olan sanayimizi ağır vergi yükü ile sıkboğaz ettiler. Önceki Müşerref ve Zerdari rejimleri gibi şimdiki rejim de, Pakistan’ı borç batağına sürüklüyor. Alınan krediler yoluyla ekonomik büyümede görülen artış yanılsaması ile seçmenleri kandırıyor. Rejimin, faiz ödemesiyle büyük bir günah işlemesi bir yana diğer tüm borçlu ülkeler gibi Pakistan da kredilerin anaparasını geri ödedi, ama hâlâ büyük borç batağında.
Demokrasi, bugünkü borç bağımlılığının nedeni olan sömürgeciler ile anlaşmalar yapılmasına izin verir. Sömürgecilerin kredi ağı, bilinçli şekilde kurulan bir sömürgecilik mekanizmasıdır. İşgalci askeri sömürgeciliğin yerini gizli ekonomik ve siyasi sömürgecilik aldı. Amerika ya da Çin olsun sömürgeciler, CPEC gibi projeler için kredi vermek amacıyla yozlaşmış yöneticiler ile işbirliği yapıyorlar. Bu projelerden sömürgeci ekonomiler fayda sağlarken, bu koşullarla altında alınan krediler ulusal ekonomiyi yok ediyor. Böylece ne pahasına olursa olsun Pakistan yöneticileri, sömürgeci bankacılık sektörünün uzun vadeli müşteri portföyü olarak kalmak, kredili projelerde sömürgeci şirketler ve danışmanlar için işçilik yapmak, politikacılar ve bürokratları etkilemek için doğrudan temas kurmak, borç yoluyla ekonomik ve politik kaldıraç olmak, Pakistan’ın muazzam kaynaklarını sömürgecilere peşkeş çekmek ve Pakistan piyasasındaki sömürgecilik hâkimiyetini artırmak için sömürgeci efendileri ile işbirliği yaptılar. Açıkçası, demokrasi, şuan ki yöneticiler ya da gelecektekilerin yönetimi altında Pakistan’ın borç tuzağından kurtulmasına ya da kredi bağımsızlığına asla müsaade etmez. Peki, neden her seferinde demokrasi bizi ısırıyor? Nübüvvet metodu üzere Hilafet yoluyla İslam’ı kapsamlı bir şekilde uygulamak, dilenci kâsesini kıracaktır. İslam, hükümete gelir ve gideri Kuran ve Sünnete göre uyarlamasını farz kılar. Bu, hükümetin mali yönetimi için gerçek çözümdür.
Hilafet, gerçekten dilenci kâsesini hurdahaş edecektir. Hilafet, borçlu ülkeleri sömürgeci mali kurumlara olan asli borç dışında fazla ödeme yapmalarını reddetmeye teşvik edecektir. Çünkü ülkeler, şeytani faiz nedeniyle borçlu kalmaya devam ederler. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:
قَالُوا إِنَّمَا الْبَيْعُ مِثْلُ الرِّبَا وَأَحَلَّ اللَّهُ الْبَيْعَ وَحَرَّمَ الرِّبَا “Dediler ki alışveriş de faiz gibidir. Allah alışverişi helal, faizi de haram kılmıştır.” [Bakara 275] Hilafet, harbi sömürgeci kâfirler ile yapılan tüm anlaşmaları iptal edecek, işlerimize karışmalarını, işlerimiz üzerinde söz sahibi olmalarını yasaklayacaktır. Zira Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:
وَلَنْ يَجْعَلَ اللَّهُ لِلْكَافِرِينَ عَلَى الْمُؤْمِنِينَ سَبِيلًا “Allah, kafirler için müminler üzerinde asla bir yol kılmayacaktır.” [Nisa 141] Hilafet, yüz milyarlarca dolar değerindeki Pakistan’ın büyük enerji ve mineral kaynaklarımızın özelleştirilmesini ve yabancılara satışını iptal edecektir. İslam, bu büyük serveti kamu mülkiyeti olarak görür ve bütün gelirinin ihtiyaçlarımız için harcanmasını sağlar. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
الْمُسْلِمُونَ شُرَكَاءُ فِي ثَلَاثٍ الْمَاءِ وَالْكَلَإِ وَالنَّارِ “Müslümanlar üç şeyde ortaktır: su, mera ve ateş”[Ahmed] Hilafet, kapitalist hisse şirketlerini iptal ederek, ağır sanayi, büyük ölçekli inşaat, ulaştırma ve telekomünikasyon gibi büyük sermaye gerektiren işletmelerin egemenliğini sone erdirecektir. Hisse şirketleri yerine Hilafet, İslam’ın kendine özgü şirket hükümlerini uygulayacaktır. Bu hükümler, büyük sermaye gerektiren şirket ve projelerin özel mülkiyete geçmesine izin vermez. Büyük ölçekli sektörün kontrolü devlettedir. Bu sayede devlet, insanların işlerini güder ve servetin birkaç elde toplanmasına engel olur. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Pakistan Vilâyeti Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi P.O. Box 1924, Lahore / Pakistan Telefon: +(92) 345–428–7323 / +(92) 333–561–3813 https://bit.ly/3hNz70q |
Fax: +(92) 21–520–6479 E-Mail: spokesman@hizb-ut-tahrir.com.pk |