حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Pakistan Vilâyeti
Medya Bürosu
No: PK–BA–2017–MB–TR–11 |
H. 26 Cumâde’l Ûlâ 1438 M. Perşembe, 23 Şubat 2017 |
Hizb-ut Tahrir’e İftira Atmaktan Vazgeçin Bölgede ABD ve Hint Varlığına Son Vermek, Gerçekten de Fesadı Def Etmenin Tek Yoludur
Kültürel, siyasi, ekonomik ve askeri açıdan Hint devletinin önünde secdeye kapılan şer rejimi, Hizb-ut Tahrir / Pakistan Vilayeti’nin dürüst kampanyalarına iftiralarla karşılık verdi. Hizb, Hilafet savunucusu Naveed Butt’un serbest bırakılmasını talep etmek için bir kampanya başlatmıştı. Ayrıca “Büyük Hindistan” önündeki engellerin teker teker kaldırıldığını ifşa eden Hizb, patlamalar ve suikastlar yoluyla Pakistan’ı viraneye çeviren Hint ve ABD varlığına karşı güvenlik birimlerini seferberliğe çağırmıştı. Küstah rejimin ajanı gibi kalitesiz bir gazetecilik yapan Dawn gazetesi, yayımladığı yalan haberle kendi itibarını zedelemiştir. Gazete, 23 Şubat 2017 günü İnternet sitesinde yayımladığı “Patlamaların arkasındaki militanlar ve destekçileri” başlıklı haberinde, savcının “Kalandar tapınağında üzerindeki düzeneği patlatan kişinin ekmeğine “yağ sürmekle” itham edilen yasaklı Hizb-ut Tahrir mensuplarını gözaltına almak için Pencap iline bir ekip gönderdiğini belirtti.” (http://www.dawn.com/news/1316402/militants-facilitators-behind-shrine-blast-traced-cm-told)
Hizb-ut Tahrir / Pakistan Vilayeti, gazetecilere, iftira dâhil hiçbir günahı es geçmeyen Semi ve Basir Allah’a içtenlikle tövbe etmelerini tavsiye eder. Onlara rejimin Hilafet savunucularına karşı yürüttüğü iftira furyasını doğrulatmaları için medya bürosu ile irtibata geçmelerini önerir. İrtibata geçmek oldukça kolay. Bilinçli şekilde saygıdeğer okuyucularını yanılttığı ve bu yüzden bir özür borçlu olduğu için baskı öncesinde bu basın açıklamasını yayımlamak objektif gazeteciliğin bir gereğidir. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا إِنْ جَاءَكُمْ فَاسِقٌ بِنَبَإٍ فَتَبَيَّنُوا أَنْ تُصِيبُوا قَوْمًا بِجَهَالَةٍ فَتُصْبِحُوا عَلَى مَا فَعَلْتُمْ نَادِمِينَ “Ey iman edenler! Eğer bir fasık size bir haber getirirse onun doğruluğunu araştırın. Yoksa bilmeden bir topluluğa kötülük edersiniz de sonra yaptığınıza pişman olursunuz.” [Hucurat 6]
Şeytani rejime gelince, Washington ve New Delhi karşısında adam gibi durması gerekirken, ümmeti düşmanlarından kurtaracak Hilafet projesinden yüz çevirerek kötülüğün engin derinliklerine doğru yol almaktadır. Uzun zamandır Pakistan’ı sarsan kanlı saldırıların arkasında, bu ülkelerin ajanları, casusları ve suikastçıları var. İşte fesadın gerçek nedeni bunlardır. Rejim ise yanlış suçlamalarla fesadı def etmek yerine Ulusal Eylem Planı’nı meşrulaştırmak için bir kılıf arıyor. Ulusal Eylem Planı uyarınca rejim, Pakistan’da İslam çağrısını bastırmakta ve İslam’ın samimi davetçilerini hedef almaktadır. Her zamanki gibi Hizb-ut Tahrir, Müslüman veya Gayrimüslim olsun masum insanları öldürmenin İslam’a göre şiddetle yasak olduğundan hareketle Sehvan saldırısını nefretle kınamıştır. Masum insanları öldürmenin ahiretteki cezası ise daha çetindir. Yalanları ile rejim, iftiracı statüsünü iyicene teyit etmiştir ve Washington’dan mali destek aldığı sürece de işlediği günahlar umurunda değil. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:
وَيْلٌ لِّكُلِّ هُمَزَةٍ لُّمَزَةٍ الَّذِي جَمَعَ مَالًا وَعَدَّدَهُ يَحْسَبُ أَنَّ مَالَهُ أَخْلَدَهُ “Arkadan çekiştirmeyi, yüze karşı eğlenmeyi adet edinen herkesin vay haline! O ki, mal toplamış ve onu sayıp durmuştur. Malının kendisini ebedi kılacağını zanneder.” [Hümeze 1-3] Afganistan’da Haçlı Amerikalılara, Keşmir’de Hint işgalcilere karşı savaşanlara ve Nübüvvet metodu üzere Hilafete davet edenlere yönelik operasyon başlatan rejim, Washington ve New Delhi’ye sonsuz sadakat göstermektedir. Oysa her şekliyle düşmanı ülkeden kovmanın yegâne güvencesidir Hilafet.
Hizb-ut Tahrir, Nübüvvet metodu üzere Hilafeti yeniden kurma yürüyüşüne kesintisiz devam edecektir. Hilafet şafağı herkesin sandığından çok daha yakındır. İslam’ın amansız yürüyüşü karşısında hayal kırıklığına düşen ve çaresiz kalan Kureyş, aklını yitirdiği için kuvvet ve iftira yöntemine başvurmuştur. Ancak iftira ve zulüm İslam’ın yükselişini önleyememiş, aksine hızına hız katmıştır. Emin olun ki bu iftiralar, zorbalardan kurtulmak için samimiyetle çalışanların ümmet tarafından farkına varılmasını sağlayacaktır. Hizb-ut Tahrir, temin eder ki zafer müminlerin olacaktır. Zaferin yolu da, Peygamberin metoduna sımsıkı sarılmaktır. İşte bu metot uyarınca Hizb, güç ve kuvvet ehlinden, silahlı kuvvetlerden nusret talep etmektedir. Hizb-ut Tahrir, ilk günden itibaren iktidar dizginlerini eline aldığında, fesadı def etmek için güvenlik birimlerine ferman vereceğini açıkça deklare etmiştir. Fesadı def etmenin yolu, bölgeyi Amerika ve entrikacı Hint askeri varlığından, ajanlarından ve diplomatik personelinden temizleyerek yılanın başını kesmektir. O gün hak açığa çıkacak, batıl da zail olacaktır. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:
بَلْ نَقْذِفُ بِالْحَقِّ عَلَى الْبَاطِلِ فَيَدْمَغُهُ فَإِذَا هُوَ زَاهِقٌ وَلَكُمُ الْوَيْلُ مِمَّا تَصِفُونَ “Bilakis biz, hakkı bâtılın tepesine bindiririz de o, bâtılın işini bitirir. Bir de bakarsınız ki, bâtıl yok olup gitmiştir.” [Enbiya 18]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Pakistan Vilâyeti Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi P.O. Box 1924, Lahore / Pakistan Telefon: +(92) 345–428–7323 / +(92) 333–561–3813 https://bit.ly/3hNz70q |
Fax: +(92) 21–520–6479 E-Mail: spokesman@hizb-ut-tahrir.com.pk |