حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Sudan Vilâyeti
Medya Bürosu
No: SD–BA–2018–RS–TR–51 |
H. 26 Muharrem 1440 M. Cumartesi, 06 Ekim 2018 |
Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti Resmi Sözcüsünün “Gerçek Değişim Farzdır ve Bir Vaattir” Başlıklı Kampanyanın Tanıtımı İçin Düzenlenen Basın Toplantısında Yaptığı Konuşma
Rasûlü’nü hakkı Mübin ile gönderen, beraberinde bir metot indiren, çöküntü içindeki Arapları tarihin bir benzerine daha tanıklık etmediği bir kalkınma seviyesine yükselten Allah’a hamdolsun. Salat ve selam alemlere rahmet olarak gönderilen, dini değişimin öncüsü olan, insanlığı arzu ve hevanın sapıklığından imanın aydınlığına çıkaran Peygamberin üzerine, Âline, sahabesine ve din gününe kadar ihsanla onlara uyanların üzerine olsun...
Saygıdeğer konuklar, es-Selamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berakâtuh.
Sudan’ın maruz kaldığı siyasi kaos ve ekonomik çöküşün elbetteki farkındasınız. Bu, fiyat patlamasına, doların hegemonyasına, yolsuzluğun yayılmasına, yozlaşmanın artmasına ve çatlağın kötüleşmesine neden olmuştur. Başkentte görülen güvensizlik ve istikrarsızlığa ek olarak insanlar bitap ve yorgun düşmüşlerdir... Gençlerin saçlarının tıraş edilmesini, insanların sokaklarda kırbaçlanmasını, hükümetin bu eylemleri yapanların güvenlik güçleri değil firariler ve suçlular olduğunu söylemesini hepimiz hatırlıyoruz.
Onlarca yıldır bu gerçek, bu sorunları çözmeye çalışanları bitap düşürmüştür. Çünkü uygulanan tedaviler, ümmetin akidesine aykırı, dinin hayattan ve dolayısıyla siyasetten ayrılması temeline dayalı tedavilerdir. Savunmasız milletlerin zenginliğinden nemalanan, onlara düşünce ve çözümlerini dayatan açgözlü kapitalist akide, sahip olduğu parlak düşünce ve doğru çözümler ile milletlere ve halklara önder olması gereken bir ülkede kötüleşen krizlerin tek nedenidir. Bu ülke, Hilafet Devleti varken milletlere ve halklara önderlik etmiştir. O gün dünyada birinci devlet olan Hilafet, insanlık arasında iyilik ve adaleti yaymıştır.
Sudan yöneticileri, başarısızlık unsurlarını bir arada bulundurdukları için insanların sorunlarıyla baş edemediler. Bu unsurlar şu şekilde özetlenebilir:
1- Vaka yüce İslam ideolojisinden türetilen çözümlerin konusu olması gerekirken bozuk vakayı çözümlerin kaynağı kılmak.
2- Çözümü başarısız döngü çözümleriyle sınırlayarak ve aynı başarısız çözümleri defalarca tekrarlayarak çözüm ufkunun dar olması...
3- Dalgalı kur, sübvansiyonu kaldırmak, eğitim, sağlık ve tüm hizmet giderlerini azaltmak gibi Uluslararası Para Fonu’nun reçetelerini samimiyetle uygulamak.
4- Kafir Batının vesayetine ve kurumlarının devletin politikaları üzerindeki vasiliğine teslim olmak. Yasama ve yasalarda, sözde insan ve kadın haklarında kafir Batı uygarlığı esasına göre hareket etmek.
5- Halkın sorunlarını çözmek yerine memnun etmek için Batı gündemiyle uğraşan devlet erki. Bu yüzden şu konularda yoğun çaba sarf ediyorlar: Vatandaşların sorunlarının çözümüyle uğraşmak yerine Güney Sudan’daki savaşı bitirmek için oyalanmak, (terörle mücadele), Amerikan vatandaşları ve çıkarlarını korumak, sözde yasadışı göçle mücadele etmek.
Özetle, bu politikacıların en büyük dileği Amerika ve Batının rızasını elde etmektir! Oysa vatandaşları ihsanla güderek Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın rızasını elde etmeliler. Çünkü gökyüzü ve yeryüzünün sahibi onlara bunun hesabını soracaktır.
Sorunun gerçekliğine gelince, Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın Şeriatından ayrı düşünmek ve düşünceyi “Hastalığı hastalıkla tedavi etmek” yöntemine göre kapitalist ideoloji döngüsüyle sınırlamaktır. Oysa bu döngü hastalığın ta kendisidir!
Sorumluluğumuz gereği ve yüce İslam ideolojisinden hareket eden ve İslam akidesini çözümlerin yegâne esası kılan siyasi parti olduğumuz göz önüne alındığında Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti olarak biz, bizi kalkındıracak ve insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmet mertebesine ulaştıracak olan doğru değişim için herkesi bizimle birlikte çalışmaya davet ediyoruz.
Bu basın toplantısıyla gerçek değişimi ve nasıl olacağını tanıtmak için büyük bir kampanya başlattığımızı ilan ediyoruz. Kampanyada, İslam’ın yönetim, politika, ekonomi, ictimaî ve diğer konularla ilgili hükümlerini açıklığa kavuşturmak suretiyle bu amaca ulaşmak için belirlenen şeri metodun, araçların ve yöntemlerin neler olduğunu açıklayacağız. Bu kampanya için şu başlığı seçtik: “Gerçek değişim farzdır ve bir vaattir”
Değişimin farziyeti, İslam ile yönetilme, hayatımızı İslam’ın hüküm ve sistemlerine göre belirleme farziyetinden kaynaklanıyor. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:
وَأَنِ احْكُمْ بَيْنَهُمْ بِمَا أَنْزَلَ اللَّهُ وَلَا تَتَّبِعْ أَهْوَاءَهُمْ وَاحْذَرْهُمْ أَنْ يَفْتِنُوكَ عَنْ بَعْضِ مَا أَنْزَلَ اللَّهُ إِلَيْكَ فَإِنْ تَوَلَّوْا فَاعْلَمْ أَنَّمَا يُرِيدُ اللَّهُ أَنْ يُصِيبَهُمْ بِبَعْضِ ذُنُوبِهِمْ وَإِنَّ كَثِيراً مِنَ النَّاسِ لَفَاسِقُونَ“Aralarında, Allah’ın indirdiği ile hükmet. Onların arzularına uyma ve Allah’ın sana indirdiğinin bir kısmından (Kur’an’ın bazı hükümlerinden) seni şaşırtmalarından sakın. Eğer yüz çevirirlerse, bil ki şüphesiz Allah, bazı günahları sebebiyle onları bir musibete çarptırmak istiyor. İnsanlardan birçoğu muhakkak ki yoldan çıkmışlardır.” [Maide 49]
İslam’a dayanmayan her sistem batıldır, dahası tek bir meseleye ilişkin bile olsa bir hüküm, İslam’dan türetilmez ya da İslam’a dayanmazsa sapıklıktır. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:
فَمَاذَا بَعْدَ الْحَقِّ إِلا الضَّلالُ“Artık haktan (ayrıldıktan) sonra sapıklıktan başka ne kalır?”[Yunus 32] Değişimin bir vaat olmasına gelince, Allah Subhânehu ve Teâlâ İslam’ı hayatlarında uygulamak için çalışan mümin kullarına yeryüzünde hakimiyet ve istihlaf vaadinde bulunmuştur. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:
وَعَدَ اللَّهُ الَّذِينَ آمَنُوا مِنْكُمْ وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَيَسْتَخْلِفَنَّهُمْ فِي الأَرْضِ كَمَا اسْتَخْلَفَ الَّذِينَ مِنْ قَبْلِهِمْ وَلَيُمَكِّنَنَّ لَهُمْ دِينَهُمُ الَّذِي ارْتَضَى لَهُمْ وَلَيُبَدِّلَنَّهُمْ مِنْ بَعْدِ خَوْفِهِمْ أَمْناً يَعْبُدُونَنِي لا يُشْرِكُونَ بِي شَيْئاً وَمَنْ كَفَرَ بَعْدَ ذَلِكَ فَأُولَئِكَ هُمُ الْفَاسِقُونَ “Allah, içinizden, iman edip de salih ameller işleyenlere, kendilerinden öncekileri egemen kıldığı gibi onları da yeryüzünde mutlaka egemen kılacağına, onlar için razı olduğu dinlerini iyice yerleştireceğine, yaşadıkları korkularının ardından kendilerini mutlaka emniyete kavuşturacağına dair vaatte bulunmuştur. Onlar bana kulluk eder ve bana hiçbir şeyi ortak koşmazlar. Artık bundan sonra kimler inkâr ederse, işte onlar fâsıkların ta kendileridir.” [Nur 55]
Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti tarafından yürütülecek kampanya, Allah’ın yardımı ve inayetiyle şu şekilde olacaktır:
1- Gerçek değişimi tanıtmak ve insanları bu rabbani farziyet sorumluluğunu taşımaya sevk etmek için seminerler, paneller, konferanslar düzenlemek, camiler ve üniversitelerde konuşmalar yapmak.
2- İslâm’ın hayat hakkındaki kavramları ve sistemlerini yerleştirmek, diğer yabancı fikirleri, yanlış ve yanıltıcı kavramları çöpe atmak için kamusal alan ve diğer yerlerde İslam’ın fikir ve hükümlerinin yer aldığı bildiriler ve broşürler dağıtmak.
3- İslami fikirler ve ümmetin yaşadığı kötü vakaya çözümler içeren pankartların kaldırıldığı yürüyüşler ve oturuşlar düzenlemek.
4- Başkentin giriş ve çıkışlarındaki önemli yerlere gerçek değişim müjdesi veren ve onun için çalışmaya davet eden pankartlar asmak... Yanı sıra başka faaliyetler de olacaktır... Ve tüm bunlardan önce her yer ve her zamanda insanlarla bireysel ve toplu temaslar olacak, onlara değişim için çalışma sorumluluğu hatırlatılacaktır.
Sonuç olarak hayatı düzenlemek için İslam’ın hükümleri ve çözümleri uygulama sahası ve yürürlüğe konulduğunda gerçek değişimin kaçınılmaz olduğuna inanmalıyız. Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in Medine’de yaptığı şey işte buydu. SallAllahu Aleyhi ve Sellem insanoğlunun hayatında radikal bir değişim meydana getirmiş, bu sayede dünya nüfusunun üçte biri, Allah’tan başka ilah yoktur, Muhammed O’nun elçisidir şehadetini getirmiş, hayatları büyük bir cehaletten, yüce İslam ideolojisine evirilmiştir. Allah hepimizi rızası için çalışanlardan ve yüce İslam esasına göre değişim farziyetini yerine getirenlerden eylesin. Şüphesiz O buna muktedirdir.
Ve’s Selamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berakâtuh
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Sudan Vilâyeti Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi 21 October Street, Imarat al-Vaqf, Ground Floor, East Khartum / Sudan Telefon: +(249) 0912 24 01 43 – 0912 37 77 07 http://www.hizb-sudan.org/ |
E-Mail: spokman_sd@dbzmail.com |