حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Sudan Vilâyeti
Medya Bürosu
No: SD–BA–2016–RS–TR–66 |
H. 11 Muharrem 1438 M. Çarşamba, 12 Ekim 2016 |
Yirmi Yedi Yıl İslam Adına Kandırdıktan Sonra Rejim, Laik Yüzünü Açıkça İfşa Ediyor
Sudan rejimi, 1989 Haziran darbesinden beri İslam adına bu ülke Müslümanlarının duygularıyla oynuyor. Siyaset, yönetim, ekonomi vb. alanlarda İslam hükümlerine aykırı hükümler uyguluyor. İslami sloganlar ile Sudan halkını kandırıyor. Ancak sadece kendisini kandırabilir. Yirmi yedi yıl maniple ve kandırmacanın ardından şimdi rejim, açıkça gerçek yüzünü ortaya koyuyor. Rejimin laik yüzü ayan beyan ortadadır, sloganlar da bile İslam’ın esamesi yok. Rejim, İslam’ı yönetimden uzaklaştırmak ve Ulusal Diyalog Konferansında benimsenen Ulusal Belge yoluyla Sudan topraklarının geri kalanını parçalamak için Amerikan projesini benimsedi. Rejim ve yandaşları Ulusal Belge’yi farklı lanse ediyor ve ümmeti daha fazla saptırmak için gerçek şeklinden farklı niteliyor. Ümmeti aydınlatmak ve bir kez daha aynı delikten ısırılmasını önlemek amacıyla Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti olarak biz aşağıdaki gerçeklere ışık tutmak istiyoruz:
Birincisi: Belgede bir kez bile olsun İslam’ın adı geçmedi. Oysa Sudan halkı Müslümandır, akidesi de İslam akidesidir ve sadece İslami yönetimi arzulamaktadır.
İkincisi: Belge, Sudan halkının kimliğini İslam olarak zikretmiyor. Belgede şöyle deniyor: “Kimliğimiz Sudanlı olmaktır. Sudan’ı oluşturan kültürlerden ve ortak etnik gruplardan kimliğimizi kazandık...” Bu ifade, daha çok sömürgeci kâfir ve onun içerideki uzantılarını hoşnut etmeye yöneliktir. Hâlbuki Sudan halkının tamamı Müslümandır ve kimliği de İslam’dır.
هُوَ سَمَّاكُمُ الْمُسْلِمِينَ مِنْ قَبْلُ وَفِي هَذَا لِيَكُونَ الرَّسُولُ شَهِيدًا عَلَيْكُمْ وَتَكُونُوا شُهَدَاءَ عَلَى النَّاسِ“Peygamberin size şahit olması, sizin de insanlara şahit olmanız için, O, gerek daha önce (gelmiş kitaplarda), gerekse bunda (Kur’an’da) size «Müslümanlar» adını verdi.” [Hacc 78]
Üçüncüsü: Yine belgede şöyle deniyor: “...Anayasa, Sudan halkının iradesini ifade eder. Vatandaşlık, tüm hak ve görevlerin kriteri ve esasıdır...” Anayasa, nasıl Sudan halkının iradesine ifade edebilir? Nasıl (Vatandaşlık) hak ve görevlerin esası olabilir? Bu ülke halkının iradesi, Allah ve Rasûlü’nün istek ve buyruğudur. Doğal olarak haklar ve görevlerin temeli de Habir ve Latif olan Âlemlerin Rabbinin hükümleridir. İnsanların hevası ve sömürgecinin arzuları değil. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:
وَمَا كَانَ لِمُؤْمِنٍ وَلا مُؤْمِنَةٍ إِذَا قَضَى اللَّهُ وَرَسُولُهُ أَمْرًا أَنْ يَكُونَ لَهُمُ الْخِيَرَةُ مِنْ أَمْرِهِمْ وَمَنْ يَعْصِ اللَّهَ وَرَسُولَهُ فَقَدْ ضَلَّ ضَلالًا مُبِينًا“Allah ve Rasûlü bir iş hakkında hüküm verdikleri zaman, hiçbir mümin erkek ve hiçbir mümin kadın için kendi işleri konusunda tercih kullanma hakları yoktur. Kim Allah’a ve Rasûlü’ne karşı gelirse, şüphesiz ki o apaçık bir şekilde sapmıştır.” [Ahzab 36]
Dördüncüsü: Belge, geri kalan Sudan’ı parçalamak amacıyla ABD planını uygulamak için tasarlanmıştır. Bu belgede yönetim sorunları bölümünde ve diyalog sonuçlarında şöyle denilmiştir: “Federal yönetim sistemini, federalizm, eyalet ve yerel düzeyde yönetim sistemi olarak seçmek... Yönetim sistemi olarak da başkanlık sistemini benimsemek.” Açıkça bilindiği üzere federal sistemde, bir grup devletçik bağımsız bir birlik oluşturmak için ya birleşirler ya da her bir mini devlet kendine öz sistemini koruyarak dış siyaset ve güvenlik konularında aralarında birlik oluşturur. Federalizm, bugün Sudan’da olduğu gibi temelde bütün ve birlik olan bir devlete sokulursa, o zaman amaç, gelecekte o devleti devletçiklere bölmek olur ki bu şeran caiz değildir. İslam’da yönetim sistemi, federal bir sistem değil, birlik sistemidir. Ama yönetim merkezi değildir. Birlik sistemi ile federalizm sistemi arasında dağlar kadar var. Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyuruyor:
مَنْ أَتَاكُمْ وَأَمْرُكُمْ جَمِيعٌ عَلَى رَجُلٍ وَاحِدٍ يُرِيدُ أَنْ يَشُقَّ عَصَاكُمْ أَوْ يُفَرِّقَ جَمَاعَتَكُمْ فَاقْتُلُوهُ“Siz yönetim işinde bir adam üzerinde birleşmiş iken, birisi gelip sizin asanızı kırmak ya da cemaatinizi parçalamak isterse onu öldürün.”
Dahası başkanlık sistemi, insan yapımı bir sistemdir ve İslam’a aykırıdır. Çünkü İslam’da yönetim sistemi, cumhuriyet, krallık ve diğer beşeri sistemler değil Hilafettir. Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyuruyor:
كَانَتْ بَنُو إِسْرَائِيلَ تَسُوسُهُمْ الْأَنْبِيَاءُ كُلَّمَا هَلَكَ نَبِيٌّ خَلَفَهُ نَبِيٌّ وَإِنَّهُ لا نَبِيَّ بَعْدِي وَسَيَكُونُ خُلَفَاءُ فَيَكْثُرُونَ قَالُوا: فَمَا تَأْمُرُنَا؟ قَالَ: فُوا بِبَيْعَةِ الأَوَّلِ فَالأَوَّلِ أَعْطُوهُمْ حَقَّهُمْ فَإِنَّ اللَّهَ سَائِلُهُمْ عَمَّا اسْتَرْعَاهُمْ “İsrail oğullarını Nebiler yönetiyordu. Bir Nebi öldüğünde onu bir başka Nebi takip ederdi. Benden sonra Nebi yoktur. Fakat benden sonra birçok Halifeler gelecektir.” Dediler ki “Bize ne emredersin?” Dedi ki: İlk biate ilkine vefa gösteriniz. Onlara haklarını veriniz. Çünkü Allah, onları güttüklerinden hesaba çekecektir.”
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Sudan Vilâyeti Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi 21 October Street, Imarat al-Vaqf, Ground Floor, East Khartum / Sudan Telefon: +(249) 0912 24 01 43 – 0912 37 77 07 http://www.hizb-sudan.org/ |
E-Mail: spokman_sd@dbzmail.com |