حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Suriye Vilâyeti
Medya Bürosu
No: SR–BA–2021–MB–TR–06 |
H. 2 Şa'bân 1442 M. Pazartesi, 15 Mart 2021 |
Şam Devrimi’nin 10. Yıldönümünde İpliğini İyice Eğirip Büktükten Sonra Çözüp Bozan Kadın Gibi Olmayın
Şam Devrimi’nin 10. yıldönümündeyiz. İşlerin eski haline döndüğünü, devrimin nereye vardığını görüyoruz. Kâfir Batı, uşaklarının işbirliğiyle devrimi rayından saptırdı. Sözde siyasi çözüm adına devrime kürtaj yapmak üzere. Devletin şeklini, sistemlerini ve organlarını belirleyecek bir anayasa geliştirmek için bir anayasa komisyonunun oluşturulması, çözümün ilk adımıdır. Devlet, yönetim sistemi, devletin şekli, kurumları ve sistemleri İslam’dan tamamen uzak laik bir devlet olacaktır. Böylece kâfir Batı, ülke ve yetenekleri üzerindeki hegemonyasını güvence altına alacak, Şam topraklarındaki Müslümanlar, hegemonya çemberi içinde kalmaya devam edeceklerdir. Kâfir Batının ateşkesleri, müzakereleri ve konferansları, sözde siyasi çözüm suçu için bir hazırlıktır. Çünkü bu çözüm gerçekliği değiştirmeyecek, gelecekteki devletin ekonomisi, ülkenin yeteneklerini kontrol eden ve halkı yoksullaştıran IMF ve Dünya Bankası politikalarına rehin kalacaktır. Sistemler ve yasalar, İslam’ı yaşamdan ayıran Batının bakış açısından beslenmeye, kadın hakları, kadın erkek eşitliği iddiasıyla Müslüman aileleri parçalamaya, UNİCEF gibi uluslararası toplum kuruluşları yoluyla ahlaksızlığı yaymaya devam edecektir. Baskı, zulüm, istibdat ve zorbalık yapan iktidardaki politik sınıf, siyasi ortamıyla birlikte, kâfir Batı ajanı olarak kalacaktır. Ordu da bu ajan siyasi sınıfın sopası olarak kalacak, kaydı ve eğitimi kâfir Batıya dayanacak, iktidardaki politik sınıfı değişim girişimden korumak, terörle mücadele, güvenlik ve istikrar gerekçesiyle Şam halkını öldürmek için kullanılacaktır. Okullar ve üniversitelerde, İslam’ı deforme eden, hükümlerini ortadan kaldıran, Müslüman çocukları arasında batılılaşmayı, cehaleti ve geri kalmışlığı yayan eğitim müfredatı, sözde üçüncü dünya ülkeleri çemberinde kalmak için okutulmaya devam edecektir. Dış politika Birleşmiş Milletler ve Güvenlik Konseyi politikalarına rehin kalacaktır. Başka bir deyişle, işgal ve kölelik, aşamanın gereklilikleri altında tüm yaşam alanlarında kontrolünü sürdürecektir. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:
وَلَنْ تَرْضَى عَنْكَ الْيَهُودُ وَلَا النَّصَارَى حَتَّى تَتَّبِعَ مِلَّتَهُمْ قُلْ إِنَّ هُدَى اللَّهِ هُوَ الْهُدَى وَلَئِنِ اتَّبَعْتَ أَهْوَاءَهُمْ بَعْدَ الَّذِي جَاءَكَ مِنَ الْعِلْمِ مَا لَكَ مِنَ اللَّهِ مِنْ وَلِيٍّ وَلَا نَصِيرٍ “Sen dinlerine uymadıkça, ne Yahudiler ve ne de Hıristiyanlar asla senden razı olmazlar. De ki: “Allah’ın yolu asıl doğru yoldur.” Sana gelen ilimden sonra, eğer onların arzu ve keyiflerine uyacak olursan, bilmiş ol ki, Allah’tan sana ne bir dost, ne bir yardımcı vardır.” [Bakara 120]
Ey İslam’ın kalbi Biladu’ş Şam Müslümanları! Bu gerçeği açıkladıktan sonra çatışmanın doğasını fark etmeniz kaçınılmazdır. Çatışma, hak ile batıl arasındaki bir çatışmadır, orta ya da yarı-çözüm diye bir çözüm yoktur. Hak ile batıl orta yolda buluşamaz. Orta çözüm, yağcılık ve zalimlere meyletme yoktur. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:
وَلَا تَرْكَنُوا إِلَى الَّذِينَ ظَلَمُوا فَتَمَسَّكُمُ النَّارُ وَمَا لَكُمْ مِنْ دُونِ اللَّهِ مِنْ أَوْلِيَاءَ ثُمَّ لَا تُنْصَرُونَ “Zulmedenlere meyletmeyin. Yoksa size de ateş dokunur. Sizin Allah’tan başka dostlarınız yoktur. Sonra size yardım da edilmez.” [Hud 113]
Fedakârlıklarınızı korumak ve iyi bir yaşam sürdürmeniz için radikal değişim, Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in, yaşadığımız bu ceberut saltanattan sonra dönüşünü müjdelediği Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafetin şemsiyesi altında İslami yönetim ile olmalıdır. Bu ise hak üzerinde sebat etmeyi ve tüm ülkelerle bağlantının koparılmasını gerektirir. Çünkü bu ülkeler, efendilerinin çıkarlarını gerçekleştiren aparatlardır. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:
وَلَوْلَا أَنْ ثَبَّتْنَاكَ لَقَدْ كِدْتَ تَرْكَنُ إِلَيْهِمْ شَيْئاً قَلِيلاً * إِذاً لَأَذَقْنَاكَ ضِعْفَ الْحَيَاةِ وَضِعْفَ الْمَمَاتِ ثُمَّ لَا تَجِدُ لَكَ عَلَيْنَا نَصِيراً “Eğer biz sana sebat vermiş olmasaydık, az kalsın onlara biraz meyledecektin. İşte o zaman sana, hayatın da, ölümün de katmerli acılarını tattırırdık. Sonra bize karşı kendine hiçbir yardımcı bulamazdın.”[İsra 74-75]
Zafer ve desteği garanti altına almak için Allah’ın hidayetine dayanan gerçek değişim yolunda yürümek kaçınılmazdır. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا إِنْ تَنْصُرُوا اللَّهَ يَنْصُرْكُمْ وَيُثَبِّتْ أَقْدَامَكُمْ “Ey iman edenler! Siz Allah’ın dinine yardım ederseniz, O da size yardım eder, ayaklarınızı savaşta sabit kılar.” [Muhammed 7]
Allah Subhânehu ve Teâlâ, gayesi laik bir devlet kurmak olan bir devrime asla yardım etmeyecektir. Kurulacak laik devlet, İslam Şeriatını hayattan dışlayacak, mülkiyet özgürlüğü gerekçesiyle faiz ve kumarı yasallaştıracak, kişisel özgürlük adı altında lezbiyenlik ve çıplaklığa izin verecek, inanç özgürlüğü iddiasıyla din değiştirme ve Nebevi Sünneti inkâra müsaade edecek, görüş ve ifade özgürlüğü bahanesiyle Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e hakarete yol verecektir. Zafer yalnızca Allah katındadır. Allah, zaferi kelimesini üstün kılmak için çalışanlara bahşedecektir.
Şam Devrimi’nin 10. yıldönümünde yapmamız gereken, gidişatımızı düzeltmek, kararımızı yeniden elde etmek, hedef ve sabitelerimize yapışmaktır. Allah’a tevekkül etmeliyiz, zafer O’nun elindedir. Allah’ın metin ipine sımsıkı sarılmalıyız. O zaman kalplerimizi sevindirmek için zafer bayrakları yeniden göklerde dalgalanacaktır.
وَيَوْمَئِذٍ يَفْرَحُ الْمُؤْمِنُونَ * بِنَصْرِ اللَّهِ يَنْصُرُ مَنْ يَشَاءُ وَهُوَ الْعَزِيزُ الرَّحِيمُ “O gün Allah’ın zafer vermesiyle müminler sevinecektir. Allah, dilediğine yardım eder. O, mutlak güç sahibidir, çok merhametlidir.” [Rum 4-6]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Suriye Vilâyeti Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: +8821644446132 Skype: TahrirSyria www.tahrir-syria.info |
E-Mail: media@tahrir-syria.info |