حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Tunus Vilayeti
Medya Bürosu
No: TN–BA–2019–MB–TR–07 |
H. 4 Şa'bân 1440 M. Çarşamba, 10 Nisan 2019 |
IMF’nin Tunus Misyonu Acımasız Bir Sömürgecilik Saldırganıdır, Onunla İlişkiye Girilmesi Suçtur
09 Nisan 2019’da IMF heyetinin, Tunus’a gerçekleştirdiği 15 günlük ziyaret sona erdi. Ziyaret, Tunus ile “Genişletilmiş Fon Kolaylığı” anlaşmasının beşinci gözden geçirilmesi ve 250 milyon dolarlık kredinin altıncı taksitinin onaylanması öncesinde gerçekleşti. Periyodik olarak Tunus’a gelen IMF heyeti, her seferinde 15 günlük değerlendirme toplantısı yapıyor. En ince detay ve sırları denetliyor, inceliyor. Ardından direktifler veriyor. Hükümetin bu direktiflere yanıt vermesinin ve yerine getirmesinin ardından IMF, kredinin bir taksitini serbest bırakıyor. Hükümetin, herhangi bir nedenden ötürü bir aksaklık göstermesi durumunda IMF de kredinin taksitini erteliyor. Defalarca böyle oldu. Bu nedenle hükümet, sürpriz bir şekilde akaryakıt fiyatlarına zam yaptı. Başbakan yaptığı açıklamada yapılan zammın “mecburi olduğunu” söyledi. Evet, bu sefer Yusuf haklı, zira IMF’nin talimatı böyledir. Bir memur, üstünün emirlerini hiç karşı gelebilir mi? IMF’nin talimatı ile emeklilik yasası Temsilciler Meclisi’nin gündemine alındı ve jet hızıyla onaylandı. Oysa daha önce reddedilmişti.
Hizb-ut Tahrir / Tunus Vilayeti olarak biz, bu misyonları kınıyor ve onları ülkemize karşı yapılan bir sömürgecilik saldırısı olarak kabul ediyoruz. Hükümet ve yönetici sınıfın (iktidar partileri, muhalefet ve örgütler) sergilediği bağımlılık ve hezimet zihniyetini de kınıyor ve diyoruz ki:
1- Bu alçakça durum, dünyayı sarsan bir devrimin fitilini ateşleyen Müslüman bir halka yakışmıyor. Dahası İslam ümmetinin sömürgecilik rejimlere karşı devriminin hareket noktası olan bir halkı diz çöktürmek için ekonomik kiralık katil IMF ile çalışılması, ihanettir ve şiddetli azabı gerektiren bir suçtur.
2- Tunus, krizden çıkmak için düşmanına gereksinim duymaz.
3- Hükümet ve siyasi elitin, Tunus kredi almak zorundadır iddiası tamamen manipülasyondur, daha doğrusu sömürgeci ile iş tutmaktır. Çünkü bu iddiası ile hükümet, projeleri finanse etmek için Tunus’un sahip olduğu kaynakları yalanlamış oluyor. Bu, yağmacı sömürgeci şirketlerin kontrolündeki ülke servetinin geri alınması konusunda dikkatleri saptırdığı anlamına gelir. Fransız sömürgeciliğinden bu yana haksız yere Fransız şirketinin kontrolünde olan tuz zenginliğinin geri alınması için ne hükümet ne de egemen sınıfın hiçbir programı yoktur. Bin Ali’nin bedavaya İngiliz şirketlerine devrettiği doğalgaz yataklarını geri alma niyeti de yok. Bin Ali’nin “adamlarının” kamu bankalarından çaldığı 125 milyar dolar dâhil yağmalanan paraların nerelerde olduğunu da sormuyor. Ölümcül kredilerden kurtulmak için tek başına bu paralar yeter. Kurucu Meclisin ifşa ettiği ve on binlerce milyar dolar olan ve çoğu da Tunus’ta bulunan bu yağmalanan paralar nerede? Hükümet neden bu paraları tahsil etmiyor ve bizi bu bağımlılık kötülüğünden kurtarmıyor? Çünkü Tunus’taki serveti halkın hakkı olarak görmüyor. Sonra da tek çözümün düşmana başvurmak ve teslim olmak olduğunu iddia ediyor! Böyle bir hükümet, Tunus liderliğine layık olabilir mi hiç?
Ey Tunus halkı!
Bu haksız zamları kınadığınız için farkındalığınız ve cesaretinizi takdirle karşılıyoruz. Ancak sektörel protestolar ve acil talepler yoluyla bu krizin çözülemeyeceğini konusunda da sizi uyarmak istiyoruz. Çünkü asıl düşmanımız, bu ölümcül politikaları uygulayan yönetici grup (iktidar ve muhalefet partileri) yoluyla ülkeyi kontrolünde tutan sömürgecidir. Ve çünkü IMF heyetleri, sömürgecinin en tehlikeli silahlarından biridir. Gayretleri birleştirmeliyiz ve ülkemizin kurtuluşu için bütün enerjimizi harcamalıyız. Bu ise ancak şöyle olur:
1- IMF, Dünya Bankası ve tüm sömürgeci ülkelerle ilişkileri kesmeliyiz. Sözde dış borç ödemelerini derhal durdurmalıyız. Çünkü dış borçlar, kat be kat geri almak için sömürgeci alacaklıların talimatıyla yozlaşmış yarı yöneticilerin aldıkları haksız borçlardır.
2- Doğalgaz yatakları ve petrol arama anlaşmaları gibi doğalgaz, fosfat ve petrol kaynaklarımızı sömürge şirketlerin tekeli ve yağmalamasına veren bütün haksız sözleşmeleri iptal ederek ülkemizin zenginliğini yağmacılardan geri almalıyız.
3- IMF’nin bizi köleleştirmek için verdiklerinden çok daha fazlasını yağmalayan yönetici ve yetkililerden bu paraları geri almalıyız.
Bunlar, yağmacılık ve sömürgecilik kanamasını durduracak acil önlemlerdir. Köklü çözüme gelince, Nübüvvet metodu üzere Hilafeti tekrar iktidara taşıyarak belanın kaynağı olan kapitalist liberal baskıcı sistemi ortadan kaldırmaktır. O zaman her şeyi bilen ve her şeyden haberdar olan Allah katından gelen şeri hükümler ile ekonomik sorun dâhil bütün sorunlarımızı çözebiliriz İnsanları zillete düşüren ve âlemlerin Rabbini kızdıran kredilerden böylece güvende olabiliriz. Hilafet, sömürgeci kâfire bağımlı olan yöneticilerin zilletinden sonra bu ümmete yeniden devletler arasında heybet ve prestij kazandıracaktır. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:
وَلَوْ أَنَّ أَهْلَ الْقُرَىٰ آمَنُوا وَاتَّقَوْا لَفَتَحْنَا عَلَيْهِم بَرَكَاتٍ مِّنَ السَّمَاءِ وَالْأَرْضِ “O ülkelerin halkı iman etseler ve sakınsalardı, elbette onların üstüne gökten ve yerden nice bereket kapıları açardık.” [Araf 96]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Tunus Vilayeti Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: 71345949 / 21430700 http://www.ht-tunisia.info/ar/ |
Fax: 71345950 E-Mail: tunis@htmedia.info |