حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Tunus Vilayeti
Medya Bürosu
No: TN–BA–2016–MB–TR–14 |
H. 7 Ramazan 1437 M. Pazar, 12 Haziran 2016 |
İnsanlarla Dalga Geçme... Hizb-ut Tahrir Konferansını Yasaklamak Siyasi Bir Karardır
İçişleri Bakanı Hadi Mecdub, bir dizi milletvekilinin Hizb-ut Tahrir konferansının yasaklanmasına ilişkin sunduğu soru önergesine yönelik bir açıklama yaptı. Bakan açıklamasında ülkede uygulanan olağanüstü hal ve yükselttiği sloganlar, davet ettiği toplum projesi göz önüne alındığında Hizb-ut Tahrir’in bu konferansı düzenlemesi ciddi tehlikeler doğuracağı için bu tehlikeleri önlemek amacıyla böyle bir yasak kararı alındığını söyledi... Bakanın bu açıklaması kendi kendini ele veriyor ve yasak kararının siyasi olduğunu açıkça söylüyor. Bu karar, Tunus halkını yoksullaştıran, zenginliklerini sömürgeci kâfirlere peşkeş çeken vahşi kapitalizme alternatif olarak Hizb-ut Tahrir tarafından benimsenen ve sunulan İslam akidesine dayalı Hadârat projesini sömürgeci efendilerinin reddetmesinden kaynaklanıyor.
Bakan yakışan, siyasi mücadeleye girmek istiyorsa, kapısından girmektir. Hizb-ut Tahrir’in düşünce ve görüşleri, meçhul değil malumdur. Hizb bu fikirlere göre ülkenin dört bir bucağında siyasi mücadele ve fikri çatışma yürütmektedir. Ancak İçişleri Bakanı, Allah’ın Hanif Şeriatını uygulamak için yoğun çaba sarf eden Müslümanların projesi ile mücadelede Müslüman evlatlarını seferber etmektedir. Hâlbuki bu proje, iyi bir yaşam ve ümmetin sömürgecilik boyunduruğundan kurtuluşun yegâne ve tek umududur. Ayrıca Bakan, yürütme organı olmak yerine bu onurlu ülkenin Müslümanlarına azılı düşmanlık besleyen bazı politikacıların maşası haline dönüşmüştür.
Bakanın bu açıklamaları, “Hilafet dünyanın kurtarıcısıdır”sloganı karşısında tutunamayan yozlaşmış demokratik rejimin çirkin yüzünü ifşa etmektedir. Zorba uygulamalar arkasına sığınan, İçişleri Bakanlığı’nın yasaklama kararının yürütmesini iptal eden ve Hizb-ut Tahrir’in konferans düzenlemesine izin veren İdare Mahkemesi yargıcının kararını hiçe sayan bakan, olağanüstü hali hatırlatıyor. İçişleri Bakanı’nın mahkeme son saatte karar verdi ve karar resmi olarak ulaşmadı diyerek ileri sürdüğü bahane, mesnetsiz bir bahanedir. Bakan bu bahaneyle sadece hasta rejimin yaralarına merhem olmaya çalışıyor. Ayrıca bu bahane, güvenlik güçlerinin yaşadığı karışıklık ve gerginliğin boyutunu da göstermektedir. Çünkü bakan doğrudan kendisiyle çelişiyor. Daha önce bakanın, konferansın güvenliğini sağlamak için hazırlık yapacak yeterli zaman yok demesi, mahkemenin kararının kendisine tebliğ edildiği anlamına gelir. Öte yandan bakan, güvenli erişimi sağlamak yerine Hizbin gençleri ve taraftarlarının konferans yerine erişimini engellemek için aynı gün ülkenin dört bir tarafında güvenlik güçlerini seferber ettiğini herhalde unutuyor. Bu çifte standart da neyin nesi? Carba adasında 50 Yahudi hacının güvenliğini sağlamak ve Petrofac şirketinin Kerkennah Adaları’nın zenginliğini yağmalamasını güvence altına almak, Tunus güvenlik görevlilerini uykusuz bırakmaktan daha mı önceliklidir? Hal böyleyken ülkenin samimi ve sadık insanlarının “Hilafet dünyanın kurtarıcısıdır”konferansı ne diye yasaklanıyor? Oysa bu, en büyük günahlardan biridir.
Hizb-ut Tahrir, Allah Subhânehu ve Teâlâ dinini üstün kılıncaya ve Hilafet güneşi yeniden doğuncaya dek Nübüvvet metodu üzere Hilafeti kurarak İslami hayatı yeniden başlatmak için ümmetle birlikte ve ümmet içinde çalışmaya ve elinden gelen çabayı sarf etmeye devam edeceğine dair Allah’a, Rasûlü’ne ve müminlere söz vermiştir. Zira Hilafet, hakkı üstün kılacak, batılı da yok edecektir. Bu, Allah’a hiç de zor değildir.
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Tunus Vilayeti Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: 71345949 / 21430700 http://www.ht-tunisia.info/ar/ |
Fax: 71345950 E-Mail: tunis@htmedia.info |