Pazartesi, 23 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/25
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü


حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Tunus Vilayeti
Medya Bürosu

No: TN–BA–2016–MB–TR–25 H. 13 Muharrem 1438
M. Cuma, 14 Ekim 2016

Jemne Halkı Hükümetin Yalanını İfşa Ediyor

09 Ekim 2016 Pazar günü Jemne halkı, hurmalar daha dalında iken açık artırma yoluyla sattı. Bunun üzerine Devletin Emlak ve Gayrimenkulünden sorumlu Hazine Bakanlığı kâtibi, bir açıklama yayınladı. Açıklamada Jemne halkına tehditler savuran Bakanlık Kâtibi, devlet mülkiyetindeki arazilerin zorla alındığını iddia etti. İşbirlikçi birçok medya da, Jemne halkını kontrolsüz anarşistler olarak betimledi. Bazı medya da tıpkı Fevvare Vaha’nın askeri bölge ilan edildiği gibi var olan yasaları uygulayarak Jemne’nin de askeri bölge ilan edilmesi çağrısında bulundu. Fevvare arazileri askeri bölge ilan edilince halk, arazileri imar edemez ve faydalanamaz olmuştu.

Jemne arazilerini devletleştirme hikâyesi, 1912 yılına kadar uzanır. 1912 yılında Fransız yerleşimciler Jemne halkının verimli ve işlek arazilerini gasp etmişlerdi. Gaspa karşı çıkan arazi sahiplerini de hapse atıp işkence yapmışlar, topraklarına el koymuşlardı. Daha sonra da arazi sahipleri topraklarından sürgün edilmişti. Gün geldi, Fransız yerleşimciler, Tarım Tahliyesi günlerinde (12 Mayıs 1964) Tunus’tan kovulunca, arazileri tekrar sahiplerine iade etmek yerine o günkü yönetim arazilere el koyarak devlet mülkiyeti haline getirmişti! Burgiba yönetiminde art arda gelen hükümetler, arazileri suiistimal ettiler. Bin Ali iktidarında ise zenginlikler heder edilip zayi edildi. Bin Ali, Jemne arazilerini yıllık 40 bin dinar karşılığında bazı zenginlere kiraladı. Sonra yozlaşmış rejime karşı devrim oldu. 12 Ocak 2011’de de Jemne halkı arazisini geri aldı. Hurma ve toprağın değerini bilen yerleşik çiftçiler, o arazileri işlediler. Elde edilen 5 yıllık mahsul (2011-2015) 6 milyar 142 bin dinara ulaştı. Diğer bir deyişle Jemne halkı, bu yapay devletçiğin 60 yıldan beri kaldıramadığı ürünü 5 yılda kaldırdı!

Güney Tunus’un küçücük bir kasabasında cereyan eden olaylar bize şunu gösteriyor:

1- Devlet ve işbirlikçi medya, ekonomik krizin nedeni üretim azlığıdır. Tunuslular iş görmez, üretim yapamaz, hep devletten beklerler diye propaganda yapardı. İşte Jemne halkı emeği ve alın teriyle devlet ve kiralık medyanın bu yalanını ifşa etmiştir. Devletin ürettiğinin 30 katı veya daha fazla ürün elde ettiler. Jemne halkı, Tunus’un kendi zenginliğini üretebilecek erkeklerle dolu olduğunu herkese gösterdi. Dolayısıyla yatırım ve işletme bahanesiyle yabancı şirketleri ülkeye davet etmeye gerek yok. Aynı zamanda Jemne halkı, sömürgeciler ve onların yönetimdeki ajanları tarafından 29-30 Kasım 2016 tarihinde düzenlenecek Yatırım Konferansı tuzağını da bozmuş oldu. Kaldı ki bu konferans, kendi zenginliğini işletemeyecek kadar aciz olduğu görüntüsünü veren Tunus halkına bir hakarettir. Oysa gerçek, yukarıda da belirtildiği gibi hiç de öyle değildir.

2- Jemne halkının bu gayret ve çabası, ister iddia edildiği gibi devlet arazileri olsun (ki bu arazilerin çoğu, Fransız sömürgeciler tarafından gasp edilmeden önce Tunus halkınındı), isterse de ölen Burgiba’nın deyimiyle sosyalist araziler olsun, tarım arazilerini düzenleyen yasaların ne kadar bozuk ve yozlaşmış olduğunu ifşa etmiştir. Bu bozuk yasalar, Tunus tarımının önünde bir engeldir. Bu yasalar yüzünden çoğu araziler atıl durumda. Örneğin Tunus’un en büyük vilayetlerinden olan Kabili Vilayeti arazilerinin sadece yüzde 2’si tarıma elverişlidir. Geri kalan yüzde 98’lik araziler ise insan yapımı aptalca yasalar nedeniyle boş yatıyor, işlenmiyor. Hâlbuki bilindiği üzere şu an Kabili Vilayeti, ülke hurmasının yüzde 65’ni üretmektedir. Hurma ise ekonomik girdisi yüksek olan bir maldır.

3- Tunus’un ardışık hükümetleri, yönetmekten ve insanların işlerini gütmekten acizdir. Bugün bu hükümetler, Dünya Bankası, Uluslararası Para Fonu ve Avrupa Birliği’nin tamamen güdümü altındadır. Bu uluslararası kurumlar, ardışık hükümetler ve uzmanlarını kandırdılar. Aşırı borç politikasını onlara süsleyip püslediler. Borç batağına boğdular. Bugünkü hükümetler, Tunus’un borcunu kapatamayacak kadar borç batağına saplanmış vaziyetteler. Borçlarını kapatmak bahanesiyle ülkenin zenginliklerini, bu zenginliklerin idaresini ve işletmesini o uluslararası kurumlara peşkeş çekeceklerdir. Peşkeş çekilen varlıklar, sadece enerji sektörü (petrol, gaz ve fosfat...) ile sınırlı olmayacak. Çünkü daha önce zaten Bin Ali ve bakanları, enerji sektörünü İngiliz şirketlerine (Petrofac, British Gas, OMV) peşkeş çekmişlerdi. Geriye Burgiba ve Bin Ali’den bu yana ardışık hükümetlerce işlenmeyen verimli tarım arazileri kalmıştır. Söylediğimizin kanıtı, hükümetin yabancılara mülkiyet hakkı verilmesi yönünde parlamentoya sunmuş olduğu önergelerdir. Ayrıca 7000 Avro karşılığında yabancılara vatandaşlık hakkı verileceği de basına sızdı. Görüldüğü gibi bu önergelerin tek bir nedeni var. O da verimli arazileri yabancılara peşkeş çekmektir. Bu yasalar parlamentodan geçmediği takdirde ise verimli arazilere sahip olmak için sömürgecilik uzun süreli kiralama yöntemine başvuracaktır. Bu bir nevi mülkiyettir. Umarız Tunus halkı bunun farkında olur. 1964 yılındaki Tarım Tahliyesinin ardından ülkelerine dönen Batılı yerleşimciler, meclisin yasalaştıracağı kanunlarla arazilere ve ülke zenginliklerine yeniden sahip olacaklar. Avrupa Birliği ile kapsamlı ve çok derin anlaşma yapılması, bu yasaların en tehlikeli yönüdür. Anlaşmanın en önemli öğeleri tarım sektörü ile ilgilidir. Gözünü tarım arazilerimize diken Avrupalı sömürgeciler, arazi mülkiyeti ile ilgili yasaları değiştirmek için Tunus parlamentosunu kullanıyor. Bu yasalar sayesinde sömürge şirketleri kolayca topraklarımıza el koyacak ve böylece de gıda güvenliğimiz onların inisiyatifinde olacaktır.

 Ey Tunuslu Müslümanlar!

Kerkennah, Fevvare, Tatavin, Kayravan ve Sevasi kentleri yanı sıra Jemne’de yaşananlar, Tunus’ta çalışkan erkeklerin olduğunu gösteriyor. Gençler de yetişkin erkeklerden pek farklı değildir. Gece gündüz çalışmak için yanıp tutuşuyorlar. Ancak cılız ve zayıf hükümetler tarafından önleri kapatılıyor, sıkboğaz ediyorlar ve acımasız bankaların merhametine terk ediliyorlar. Ya da çalışabilmek için bazılarının gözü yollarda, yabancı yatırımcı bekliyor.

Bilin ki Tunus’un yeterli parası da var, tarım arazileri de var, ağır sanayi için önemli potansiyel olabilecek yeraltı kaynakları da var. Tunus’taki mevcut krizin gerçek nedeni, hükümet ve küresel güçlerce empoze edilen kapitalist sistemdir. Çünkü hükümetin izlediği finansal politikalar, her gün dinarın değerinin düşmesine neden oluyor. Ya zayıflığından ya da ihanetinden dolayı şuan ki hükümet, ülkenin yeraltı zenginliklerini sömürgeci şirketlere peşkeş çekmiştir. Şimdi de Bin Ali dönemindeki Devlet Emlak Bakanlığı yasaları uyarınca verimli arazileri asırlık yeni sömürgecilere peşkeş çekmeye hazırlanıyor. Öyle görünüyor ki hükümet, yeniden halka cop gösterecek. Fevvare Vahasını tel örgülerle çevirerek askeri bölge ilan eden hükümet, görünüşe göre Jemne arazilerini de askeri bölge ilan etme niyetinde. Bilindiği üzere hükümet, özellikle Güney Sahra’nın (Kabili, Tatavin) zenginliklerini peşkeş çekmek için oraları askeri bölge ilan etmeyi amaçlıyor.

Buradan subay ve askerlere sesleniyoruz: Sizin asli göreviniz, Tunus ve halkına tuzak kuran düşmanlardan ülke ve halkı korumaktır. Bu hükümetin sömürgeci kurumlara külliyen ram olduğu apaçık ortadadır. Tunus kaynaklarını peşkeş çektikten sonra şimdi de Avrupa Birliği’nin talimatıyla arazileri ömürlük yeni sömürgecilere peşkeş çekmeye niyetleniyor. Arazilerin ülke halkı tarafından işletilmeyip zenginliklerinden faydalanılmamasına razı oluyor musunuz? Tunus topraklarını sömürgeciliğe peşkeş çekmek için işbirliği yapan hükümet ve parlamentoyu destekliyor musunuz? Ülke ve halkı korumak için yüce Allah’a yemin ettiğinizi ne çabuk unuttunuz. Ülkenizi, ümmetinizi, zenginliklerinizi korumak, sömürge ve hizmetkârlarının kökünü ülkeden kazıyıp atmak için bizimle birlikte olmanın zamanı gelmedi mi? Siz dâhil aklı başında olan herkes, Tunus’ta yeterli işgücü ve zengin kaynakların olduğunu apaçık görüyor. Bu işgücü sadece önünü ve yolunu açan, minnet etmeksizin ya da incitmeksiniz emeğine destek olan yüce İslam sisteminden yoksundur. Raşidi liderlikten mahrumdur. O Raşidi liderlik ki ülkeye göz diken sömürgeci düşmanları dost edinmez. Aksine Tunus halkına kalkan olacak, güvenliğini sağlayacak, izzet ve onur yolunda onlara önderlik edecektir.

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Tunus Vilayeti
Medya Bürosu
Adres Bilgileri ve Web Sitesi
Telefon: 71345949 / 21430700
http://www.ht-tunisia.info/ar/
Fax: 71345950
E-Mail: tunis@htmedia.info

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER