حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Tunus Vilayeti
Medya Bürosu
No: TN–BA–2017–MB–TR–01 |
H. 23 Cumâde’l Ûlâ 1438 M. Pazartesi, 20 Şubat 2017 |
Sivil Devlet, Düşünceye Siyasi Polis Sopasıyla Karşılık Veriyor
19 Şubat 2017 Pazar günü siyasi polis, Safakes kentinde Hizb-ut Tahrir gençleri tarafından düzenlenen “Başarısız sivil devlet, kaçınılmaz Hilafet”başlıklı siyasi ve fikri semineri yasakladı. Seminerin yapılacağı Ağalibe Salonu’nu kordon altına alan siyasi polis, salona girmeye çalışanları uzaklaştırdı, hatta etik kurallarını da hiçe sayarak ağza alınmayacak sözler ve küfürler sarf etti. Seminere katılmak isteyenlere engel olmak için insanlara gözdağı verdi. Sonra da siyasi polis yetkilileri, izin ya da ruhsat alınmadığı gerekçesiyle Hizbin düzenleyeceği semineri yasakladıklarını açıkladılar. Medyaya anlatılan hikâye böyle. Oysa gerçek şu ki Hizb, en disiplinli partidir. Tüm idari prosedürleri her zaman vaktinde yerine getirmiştir. 13 Şubat 2017’de Safakes’te yapılacak seminerin yeri ve zamanı hakkında gerekli mercilere bildirimde bulunduğumuz halde bildirimin üzerinden 72 saat geçmiş olmasına rağmen il valisi seminerin yasaklanması ile ilgili bize herhangi bir bilgi vermedi. Hâlbuki yasaları, yasak halinde ilgili makamların 72 saat içinde haber vermeleri gerektiğini söylüyor. Aynı gün Hizb, seminerin reklam afişlerini asmak için belediyeden izin aldı ve alınan iznin ardından reklam afişlerini astı. Ancak seminer sabahı, seminerin yasaklandığı açıklandı. Görüldüğü üzere seminer, güvenlik gerekçeleri ya da eksik idari prosedürler nedeniyle değil, yerel yetkileri aşan siyasi talimatlar sonucunda yasaklanmıştır. Polis, yasalar yerine üst düzey talimatları uygulamıştır.
Hizb-ut Tahrir / Tunus Vilayeti olarak biz, bir kez daha belirtmek isteriz ki biz sözümüzün eri ve disiplinli bir partiyiz. Bu sivil devlet, iki yıldan fazladır sürekli bize engeller çıkarıyor. Hâlbuki biz, onlara göre yasal bir partiyiz. Bu, o sivil devletin, düşünce ve politik sınırın altında kaldığının bir kanıtıdır. Kulaklara ket vuran sivil devlet, bir taraftan da yasal devlet safsatası ile övünüp böbürleniyor. Kendi yaptığı yasalara bile saygı göstermiyor. Siyasi polis postalları ile o yasaları çiğniyor. Ne için? Siyasi ve entelektüel bir faaliyeti önlemek için!
“Gelişen demokrasi” saçmalığının, düşünceye karşılık siyasi polis sopasını göstermesi, sivil devletin de argümana sopa ile karşılık vermesi skandal değil midir?
Hizb-ut Tahrir’in konuşmasını niye yasaklamak istiyorlar? Hizb-ut Tahrir’i yasaklamak istemenizin nedeni, yoksa sömürgeciliğe olan alçakça itaatinizi ifşa etmiş olması mı? Devleti, güvenlik birimlerini, yasama, ekonomi ve eğitimi iliklerine kadar sömürgeciliğe buladınız. Tunus’u yabancı vesayet altına soktunuz.
Hizb-ut Tahrir’i yasaklamak istemenizin nedeni, yoksa ülke halkını koloni şirketlerinin (British Gas, Petrofac, OM Kotozal...) kölesi ve hizmetkârı yapan sistemi ortadan kaldırmaya davet etmesi mi? Siz değil misiniz bizim zenginliklerimizi peşkeş çeken?
Hizb-ut Tahrir’i yasaklamak istemenizin nedeni, yoksa Allah’ın tüm Müslümanlar üzerine farz kıldığı Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devletini kurarak İslami hayatı yeniden başlatmaya çağırması mı?
Ey yöneticiler!
Kimin yararına hakkı haykıran ağızlara pranga vurmak istiyorsunuz? Kimin çıkarına Allah’ın hükümlerinin uygulanmasına davet edenleri engelliyorsunuz? Hizb-ut Tahrir’i engellerken niye sömürgeci Fransa, İngiltere ve Amerika büyükelçilerine yol veriyorsunuz? Ülke çapında casusluk yapan, enine boyuna ülkeyi özgürce dolaşan bunlar değil mi? Hesapsız ve kitapsız istedikleri partiler, kişiler, dernekler ve gençlerle bir araya geliyorlar. Yoksa gerçekleri ifşa eden, sömürgeciliğin yalan vaatlerini insanlara gösteren Hizbi, konuşturmayıp tutuklayarak efendileriniz için kurban mı ediyorsunuz? Bugün büyük sömürgeci güçler, alenen İslam’a karşı savaş ilan etmişlerdir. Göreve gelir gelmez ABD Başkanı Trump’ın ilk sözü, İslam’ı yeryüzünden silmek olmuştur. Fransa Büyükelçisi, Tunus topraklarına ayak basar basmaz, Fransızları Müslümanlardan (teröristlerden) koruyacağına dair yemin etmiştir. İngiltere’nin İslam düşmanlığını ise yedi düvel biliyor, söze ne hacet var...
Biz biliyoruz, siz küresel düzeyde Hilafet Devletinin kurulmasına davet eden Hizb-ut Tahrir’i yasaklamak için çalışıyorsunuz. Çünkü Hilafet, İslam’ı uygulayacak ve kapitalist devletlerin suçlarından insanlığı kurtaracaktır. Bunu kendi iç dürtüleriniz ile yapmadığınızı, büyük sömürgeci güçlerin (Amerika, İngiltere, Fransa) koşullarına yanıt vermek için yaptığınızı da biliyoruz. Sömürgeci güçler, Müslüman ülkelerden nüfuzunu söküp atacak güçlü Hilafet Devletinin dönüşünü önlemek için küresel savaş bağlamında sizi kullanıyor. Hem de terörle mücadele gibi sahte isim altında.
Uzun bir dönem sırra kadem bastıktan sonra yeniden gün yüzüne çıkan siyasi polise de diyoruz ki:
-Allah ve sizin düşmanlarınızı size göstermek isteyenleri nasıl yasaklayıp engelleyebilirsiniz? Gerçekleri sizin için açığa çıkaranları, siz ve ülke halkı sömürgecilik tuzaklarına düşmesin diye gece gündüz çalışanları gözaltına alıp dizginlemek sizce tuhaf değil mi?
-Başarısız olup hüsrana düştünüz. Bu iğrenç eyleminiz ile aynen gangsterlere döndünüz. Onlar ki güçlerini, Allah yolundan alıkoymak ve batıla hizmet etmek ve eğip bükmek için kullanırlar. Biz sizin Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın şu sözünün kapsamına girmenizden korkuyoruz:
الَّذِينَ يَسْتَحِبُّونَ الْحَيَاةَ الدُّنْيَا عَلَى الآخِرَةِ وَيَصُدُّونَ عَنْ سَبِيلِ اللَّهِ وَيَبْغُونَهَا عِوَجًا أُولَئِكَ فِي ضَلالٍ بَعِيدٍ “Dünya hayatını ahirete tercih edenler, Allah yolundan çevirip onu eğri ve çelişkili göstermek isteyenler var ya, işte onlar derin bir sapıklık içindedirler.” [İbrahim 3]
- Hatırlatıyoruz, hakkın ve İslam davasının hizmetinde olmayan her güç, zorba bir güçtür ve en kısa zamanda yok olmaya mahkûmdur... Allah’a yakınlaşmayan, rızasını amaçlamayan, ülkesini, dinini ve ümmetini satan zorba yöneticilerin hizmetinde olan her otorite, bozuk bir otoritedir. Muhakkak ki Allah, fesat çıkaranların amelini ıslah etmez.
Son olarak da sömürgeci kâfiri dost edinen, ona itaat eden, onunla, avaneleri ve efendileri ile işbirliği yapan hükümete de deriz ki, Hilafet çağrısı sadece Hizb-ut Tahrir’in değil, Tunus ve diğer tüm Müslümanların bir düşüncesidir. Allah’ın bu buyruğunu yerine getirmek için tüm Müslümanlar, gece gündüz çalışmaktadır. Hilafetin kurulması için çalışmak, Allah’ın en büyük farzlarından biridir. Hilafet, yeryüzünde Allah’ın Şeriatını hâkim kılmanın yanı sıra Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in ilk işidir. Biliyoruz, Tunus halkı Allah ve Rasûlü ve İslam sevdalısıdır. Bu hükümetin zulmüne, zalimlerin veya zalimlere ayakçılık yapanların zulmüne asla razı olmaz. Sömürgecilik ve onun ülke çapında özgürce dolaşmasına sessiz kalmaz. Eninde sonunda sömürgecilik ve onun kuklalarının kökünü kazıyıp İslam hükümlerini uygulayacaktır. Hizb-ut Tahrir olarak biz, Peygambere indirilen Şeriatı ikame etmek için gecemizi gündüzümüze katacağımıza dair Allah’a söz verdik. Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın bizi kesinlikle yüzüstü bırakmayacağına inanıyoruz. Şüphesiz O, yakında kullarına yardım edecektir.
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Tunus Vilayeti Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: 71345949 / 21430700 http://www.ht-tunisia.info/ar/ |
Fax: 71345950 E-Mail: tunis@htmedia.info |