Cumartesi, 14 Muharrem 1446 | 2024/07/20
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü


حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Yemen Vilâyeti
Medya Bürosu

No: YM-BA-2021-MB-TR-36 H. 25 Rabi-ul Evve 1443
M. Pazartesi, 01 Kasım 2021

Sana’da Âlimler Konferansı

28 Ekim 2021’de Sana’da Yemen Âlimler Birliği ve Vakıflar Genel Müdürlüğü, “İslam Birliği... Fırsatlar ve Zorluklar” başlıklı bir konferans düzenledi. Video konferans yoluyla konferansa Filistin, Irak, Lübnan, Cezayir ve İran’dan katılımlar oldu. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:

إِنَّمَا يَخْشَى اللَّهَ مِنْ عِبَادِهِ الْعُلَمَاءُ Allaha karşı ancak; kulları içinden âlim olanlar derin saygı duyarlar.” [Fatır 28] Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem de şöyle buyuruyor:

الْعُلَمَاءُ وَرَثَةُ الأَنْبِيَاءِ “Alimler Nebilerin mirasçılarıdır.” [Ebu Davud ve Tirmizi] İlmiyle faydalı, amelinde samimi âlimin statüsünü beyan etmek için bu ayeti kerime ve hadisi şerif ile girizgâh yapmayı uygun gördük.

قُلْ هَلْ يَسْتَوِي الَّذِينَ يَعْلَمُونَ وَالَّذِينَ لَا يَعْلَمُونَ إِنَّمَا يَتَذَكَّرُ أُولُو الْأَلْبَابِ De ki: Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?Ancak akıl sahipleri öğüt alırlar.[Zümer 9]

Biliyorsunuz, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem yüce Kuran’ı sadece tilavet için değil, aynı zamanda yeryüzünde insanlara uygulamak için de getirdi. Bunun için Kuranın hadlerini koruyan, hükümlerini uygulayan, hakkıyla cihat eden, adaleti gözeten, dünyanın dört bir tarafına iyiliği yayan bir devlet olmalıdır. Bunu, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in siretinde açıkça görmek mümkün. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem Mekke’de basiretle Allah’a çağırdı. Kabilelerden ve güç ehlinden birkaç kez nusret talep etti. Sonunda Allah Subhânehu ve Teâlâ, Medineli Ensar ile Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e yardım etti. Ardından hicret gerçekleşti, devlet kuruldu, sonra fetihler oldu, İslam davet ve cihat yoluyla dünyaya yayıldı.

Sana’daki konferansınızın başlığı: “İslam Birliği... Fırsatlar ve Zorluklar” olduğuna göre, Müslümanların birliğinin tek bir Halife yönetiminde tek bir devletin gölgesi altında gerçekleşeceğini belirtmekte fayda var. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem devletin kuruluşunda şeri bir yöntemi izlemiştir.

İslam ümmetinin Hilafet Devletinin gölgesinde birlik ve bütünlüğünü sağlama çalışması, varoluşsal bir meseledir. Çünkü Hilafet, Müslümanların izzetinin kaynağı, güç ve kuvvetlerinin sırrıdır. Her şeyden önce Hilafet, farzdır hem de farzların tacıdır, zira İslam’ı uygulamaktadır. Allah Subhânehu ve Teâlâ Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e hitaben şöyle buyurdu:

فَاحْكُم بَيْنَهُم بِمَا أَنزَلَ اللَّهُ وَلَا تَتَّبِعْ أَهْوَاءَهُمْ عَمَّا جَاءَكَ مِنَ الْحَقِّ “Artık, Allahın indirdiği ile aralarında hükmet ve sana gelen haktan ayrılıp da onların arzularına uyma.” [Maide 48]

وَأَنِ احْكُمْ بَيْنَهُمْ بِمَا أَنْزَلَ اللَّهُ وَلا تَتَّبِعْ أَهْوَاءَهُمْ وَاحْذَرْهُمْ أَنْ يَفْتِنُوكَ عَنْ بَعْضِ مَا أَنْزَلَ اللَّهُ إِلَيْكَ Aralarında, Allahın indirdiği ile hükmet، Onların arzularına uyma ve Allahın sana indirdiğinin bir kısmından seni şaşırtmalarından sakın.” [Maide 49] İslami yönetim, İslam’la laikliği, İslam’ın yönetişim sistemiyle kapitalist demokratik cumhuriyet sistemi, İslam’ın ekonomik sistemiyle kapitalist ekonomik sistemi, vatanseverlik bağını esas alan, sömürgeci kâfirin çizdiği sınırlara bağlı kalan bir devletle, İslam akidesini esas alan ve vatanseverlik sınırlarına bağlı kalmayan, Müslüman ülkelerin birliği için çalışan bir devleti, anayasası laik ve kaynağı Fransa olan bir devletle, anayasası ve kaynağı Allah’ın Kitabı ve Rasûl’ünün Sünneti olan bir devleti harmanlayan bir devletin gölgesi altında asla gerçekleşmez.

Devlet olmadan İslam büsbütün uygulanamaz, çünkü Halife olmadan hükümleri hayata geçirilemez. Hadler ancak İmam ile yani Halife ile uygulanır, fetihler ancak Halife ile gerçekleşir, İslam’ın özü ancak Halife ile korunur. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

وَإِنَّمَا الْإِمَامُ جُنَّةٌ يُقَاتَلُ مِنْ وَرَائِهِ وَيُتَّقَى بِهِ İmam ancak bir kalkandır. Arkasında savaşılır ve onunla korunulur.[Buhari] Sahabe, İslam Devletinin ehemmiyetinin bilincindeydi. Müminlerin Emiri Ömer Radiyallahu Anh, hicri tarih için sahabeyi topladığında, hangi büyük olayın hicri tarihin başlangıcı olması gerektiğini tartıştılar. Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in doğumu, biseti ve hicreti büyük bir olaydı. Ali Radiyallahu Anh, tarihin başlangıcı olarak hicretin kabul edilmesi gerektiğini, çünkü hicret ile devlet kurulduğunu, izzet bulduklarını söyledi... Sahabe bu görüşü kabul etti. Oysa Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in doğumu ve biseti de tarihi bir olaydı. Ancak sahabe, Hicri takvimin başlangıcı için hicreti ve İslam Devletinin kuruluşunu seçti.

1953’te Kudüs’te kurulan Hizb-ut Tahrir, Hilafetin Müslümanlar için varoluşsal bir mesele ve kurulmasının farz olduğunu fark etti. Bu nedenle yarım yüzyıldan fazla bir süredir Hilafeti kurmak için çalıştı ve halen çalışmaktadır. Bu süre zarfında gençleri, tutuklamaya, hapse ve işkenceye maruz kaldılar. Bazı İslam ülkelerinde çok sayıda genci işkenceden dolayı şehit oldu. Yine de Allah konusunda hiçbir kınayıcının kınamasından korkmadan hak üzerinde kararlılık gösterdiler. Allah ve Rasûl’üne iman ettiler, samimi ve dürüst oldular. Sonunda, tüm kâfir ve ajanlarının saptırmalarına ve tuzaklarına rağmen Hilafeti bir kamuoyu ve genel istek haline getirmeyi başardılar.

وَقَدْ مَكَرُوا مَكْرَهُمْ وَعِنْدَ اللَّهِ مَكْرُهُمْ وَإِنْ كَانَ مَكْرُهُمْ لِتَزُولَ مِنْهُ الْجِبَالُ Hilelerinin cezası Allah katında (malum) iken, onlar, tuzaklarını kurmuşlardı. Hâlbuki onların hileleriyle dağlar yerinden gidecek değildi!” [İbrahim 46]

Bu konferansı, geçmişte düzenlenen diğer konferanslar gibi yapmayın. Konferansta daha önce Özgür müminlerin eliyle kutsalların kurtuluşu yakın, Konferans, İslam bayrağı altında İslam ümmetinin birliğini sağlamak için düzenlendigibi tumturaklı sloganlar atıldı. Konferansın başlığında ve hatta İslam ümmetinin birliğini sağlama planında bile İslam’ın şeri metoduna atıfta bulunulmamaktadır. Konferansın başlığında, katılımcıların izlemesi olası fırsatlara ve kaçınmaları gereken zorluklara işaret edilmektedir. İslam ve Müslümanlar ile savaşan, “terörizm” adı altında 2001’den bu yana açıkça İslam ile mücadele eden Amerika liderliğinde kapitalist sistemi uygulayanlar, Müslümanların birliğini sağlayabilir mi ve İslam’ı uygulayabilir mi?

Müslümanların birliğine çağıranlar, kan dökülmesine son vermek için azami gayret etmelidir. İslam ümmetinin çocukları birbirleriyle savaşmaktadır. Gerçek düşman kâfirler ile savaşmak için ümmete her türlü olanak sağlanmalıdır. La İlahe İllallah bayrağı dalgalanmalıdır, cumhuriyet sistemi ve sloganları değil. Ayrıca kâfirler ve kurumlarının kökünü kazımak için çalışılmalıdır. Dünya Bankası ve Uluslararası Para Fonu ülkeden kovulmalı, verdikleri krediler reddedilmeli, BM, uluslararası sistem ve ABD Yemen özel temsilcisi değil, İslam hakem kılınmalıdır.

Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in İslam Devletini kurma ve Allah’ın indirdikleriyle yönetme metodu, açık ve nettir, zaman ve mekânın değişimiyle değişime uğramaz. İslam’ın metodu, İslam’a davetle başladı ve Medine’de devletin kurulmasıyla sona erdi. Üç aşamadan oluşmaktadır Birincisi, İslam akidesini fikri kaide ve fikri liderlik edinen, İslam fikirlerini ve hükümlerini kavrayan, İslam Devletini kurmak için İslam dışında bir metot benimsemeyen bir kitle kurmak. Buna göre Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem, Mekke’de Erkam b. Ebil Erkam’ın evinde sahabeyi yetiştirdi, İslami şahsiyetler çıkardı. İkincisi, bugün içimize girmiş kapitalist fikirlere meydan okumak için fikri çatışmaya girmek, onları ifşa etmek, pisliklerini açıklamak ve yerine İslam fikirlerini koymak, dün olduğu gibi bugün de İslam ve Müslümanlara tuzak kuran kâfir Batının komplolarını deşifre etmek için siyasi çatışma yapmak, güç ve kuvvet ehlinden nusret talep etmek. Üçüncüsü, İslam Devletini kurmak ve İslam’a göre hükmetmek için yönetimi teslim almak. Sonra da tüm İslam ülkelerini Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in Ukab bayrağı altına katmak.

Bilin ki, Allah Subhânehu ve Teâlâ, ılımlılık adı altında Batı yöntemiyle İslam’ın uygulanmasına çağıranların, hak ve hakikate aykırı eylemlerle Müslüman ülkelerin birliği ve İslam’ın hakemliği iddiasında bulunanların gerçek yüzünü açığa çıkarır.

Başta mücrim ABD ve sinsi İngiltere olmak üzere kapitalist Batı, hakkın açığa çıkmasını engellemek için farklı oyunlar oynamaya devam edecektir. Sonunda Allah, hakkın üstün gelmesini sağlayacak, dürüst Müslümanlara yardımını ve desteğini indirecektir. Hizb-ut Tahrir, halkına yalan söylemeyen bir liderdir. Sizi Nübüvvet metodu üzere ikinci Raşidi Hilafet Devletinin kurulmasına çağırmaktadır. Peygamberimiz SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

ثُمَّ تَكُونُ خِلَافَةً عَلَى مِنْهَاجِ النُّبُوَّةِ Sonra Nübüvvet metodu üzere Hilafet olacaktır.[Ahmed]Allah Subhânehu ve Teâlâ da şöyle buyurdu:

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اسْتَجِيبُوا لِلَّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُمْ لِمَا يُحْيِيكُمْ “Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah ve Rasûl’üne icabet edin.” [Enfal 24]

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Yemen Vilâyeti
Medya Bürosu
Adres Bilgileri ve Web Sitesi
Telefon: 735417068
http://www.hizb-ut-tahrir.info
E-Mail: yetahrir@gmail.com

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER