حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Yemen Vilâyeti
Medya Bürosu
No: YMu2013BAu20132014u2013MBu2013TRu201317 |
H. 29 Muharrem 1436 M. Cumartesi, 22 Kasım 2014 |
Basın Açıklaması Husi Milisler, Tutuklama ve Uyduruk Suçlamalar Konusunda Zalimleri Pek Aratmıyorlar
Husi milisler [Ensarullah], Hizb-ut Tahrir'in 40 yaşındaki Yahya Hüseyin ve 23 yaşındaki Salih Cebran el-Zalmay adlı iki gencini hâlâ gözaltında tutuyorlar. Bu iki genç, 15 Kasım 2014 Cuma günü evlerinde suçsuz yere gözaltına alınmışlardı. Bu gençlerin, hak kelimesini haykırmak ve Hizb tarafından yeni kurulan hükümet ile ilgili yayınlanan ve Yemen'deki uluslararası çatışmaya değinen -ki artık bir sır değil- bildiriyi dağıtmak dışında hiç bir suçları yok. İki gencin tutuklanması üzerine Hizb tarafından bir basın açıklaması yayınlandı. Yapılan açıklamada tutuklu gençlerin derhal serbest bırakılması ve Hizb-ut Tahrir'in hedefi, düşünce ve çalışma metodunu etüt etmek üzere bu grup içindeki aklıselim insanlara bir çağrıda bulunuldu. Ama bütün bunların fayda etmediği görülüyor. Ayrıca bu iki gencin aileleri ve Hizbin gençleri bu grup içindeki bazı yetkililer tarafından kabul edildiler. Gençlerin serbest bırakılması konusunda onların anlayış ve samimiyetiyle karşılaşıldı. Fakat onların bu anlayış ve samimiyetine karşılık grup içindeki diğer bazı yetkililerin, özellikle de eski rejim döneminde suça karışan ve daha sonra bu gruba katılan ya da güvenlik güçleri ile bu grup arasında devam eden güvenlik koordinasyonu kapsamında bu gruba katılan güvenlik yetkililerin olumsuz tepkileriyle karşılaşıldı. Bunlar, başta kaçamak cevaplar vererek oyalama taktikleri güttüler. Ki onların bu durumu, Hizbin imajını ve metodunu karalamaya çalışan dünyadaki birçok polis devletinin durumunu andırıyor. Güvenlik yetkilileri, grup içinde anlayış ve samimiyet gösteren kişileri -ki Allah onları iyi bilir- aldatmaya çalıştılar. Tutuklu gençlerin patlayıcı maddeler yapımı ile bağlantısı olduğunu iddia ederek bildiri dağıtımı meselesini unutturmaya çalıştılar. Bilindiği üzere İslam'a, Hizb-ut Tahrir dâhil Müslümanlara karşı kin besleyen Rusya, iftiralar atma konusunda mahir ve uzmandır. Baskınlar sırasında Hizbin gençlerinin evine koymak üzere yanında patlayıcı maddeler getiren Rus polisi, bu suçlamayla terörist olarak yaftaladığı masum insanları tutuklamaktadır. Onun bu korkak ve ödlek eylemi, Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafetin kurulmasında metot hükümlerinin bir parçası olarak kabul edilen Hizbin siyasi mücadele ve fikri çatışma karşısında iflas etmesinin bir sonucudur.
Biz, İslam kardeşliğine özen ve anlayış gösterenlere teşekkür ediyoruz ve eğer söz sahibi iseler ve belli bir itibarları varsa, o zaman onları o zalimlere engel olmaya davet ediyoruz. Yok, böyle değilseler, bu durumda onları bu grubu terk etmeye ve onların Müslüman Yemen halkına karşı işledikleri cürümleri ve eylemleri ifşa etmeye çağırıyoruz. Çünkü grup, benimsenen ilke ve değerlerini inkâr etti. Bu grubun fani dünyalık çıkarlar peşinde koşması açgözlü insanların, daha doğrusu düşman rejim ve istihbaratların onun safları arasına sızmasını olanak sağladı. Aksi takdirde bu güvenlik yetkililerini saflarına kabul etmesi ya da onlarla koordinasyon içerisine girip hapishanedeki kendi samimi çocuklarına ve bizim gençlerimize ihanet etmesi nasıl izah edilebilir? Dahası, nasıl gardiyan ile anlaşıp ona kulak kabartabilir? Cezaevinde olup bitenleri öğrenmek için gardiyan gibi gözükerek onun davranışlarını taklit edebilir? Bu bir zulüm değil midir? Yıllarca bundan dolayı ağlayıp sızlamadı mı, köşe bucak kaçmadı mı? Daha gülünç ve komik olanı ise, yıllarca haksızlığa, hapishane ve gözaltı merkezlerinde ele geçirilen görüntülere karşı kin kusan bu grubun medya kanallarına ne oldu da bir anda değişiverdiler? Hırçınlaşınca, sloganlar buharlaşıp uçup gidiverdi.
Biz bu grup içindeki iman ve hikmet sahibi kimselere yönelik hitabımızı tekrar yineliyoruz; bu kimseler zalim rejimler tarafından zulme maruz kaldığında ümmetin, hareketlerin, cemaatlerin yanında yer alan Hizbin onurlu ve samimi tutumlarına bir göz atmaları gerekir. Bu kahramanvari duruşlar, bize verilen bir minnettarlık değildir. Aksine Allah Subhânehu ve Teâlâ'nın her Müslümandan istediği tutum ve davranışlardır. Biz, Saada ve diğerleri yerlere kadar uzanan zalimane savaşlar dâhil Müslümanların birbirleri ile savaşmalarının haram olduğu ile ilgili sayısız bildiri ve kitapçıklar yayınladık. Gücümüz yettiğince de o çatışmaları durdurmak için çalıştık. Yayınladığımız bildirilerde bu gibi anlaşmazlık ve çatışmalar ile ilgili çözümler ve tedaviler ortaya koyduk. Biz, bu kahramanvari duruşları size yalvarmak ve sizi kendimize acındırmak için zikretmedik. Aksine bu grup içindeki samimi insanlar ve kandırılanlar, bizim, hakkın yanında olduğumuzu, belleğimizde çürük mezhepçilik ve taifecilik narası diye bir şeyin mevcut olmadığını bilsinler istedik.
Eğer öğüt alanlardan iseniz, bizim size öğüdümüz budur. Aksi takdirde bizim size hak kelimesinden başka söyleyecek sözümüz yoktur. Biz, Allah'ın Şeriatı ile hükmetmeyen her yönetici ve zalimin karşısında, Allah'ın izniyle Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devletini geri getirene dek hakkın sesi ve kılıcı olmaya devam edeceğiz. Tek yardımcımız Allah'tır ve sadece O'na tevekkül ederiz.
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Yemen Vilâyeti Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: 735417068 http://www.hizb-ut-tahrir.info |
E-Mail: yetahrir@gmail.com |