بسم الله الرحمن الرحيم
Sosyal Güvenlik Yasası’nda Israr, İnsanların Geçimleriyle Oynamak, Bakmakla Yükümlü Oldukları Kişilerin Geçim Kaynaklarını Yağmalamak, Sebat ve Dirençlerine Darbe Vurmaktır
Filistin Yönetimi’nin Sosyal Güvenlik Yasası’nı yeniden canlandırma konusundaki bu ısrarı neden? Filistin halkına duyduğu ilgiden mi? Yoksa dirençlerini korumak ve onları Mübarek Toprağa yerleştirmek için mi? Bu yasa gerçekten kimin yararına? İşçilerin, memurların, işverenlerin mi, yoksa iktidarda etkili kişilerin mi?
Filistin Yönetimi, kudurmuş durumdadır ve bir dizi yasayı dayatma yarışı içerisindedir. Bu yasaları dikkatle inceleyen biri, onların İslam ve hükümleriyle mücadele etmek, insanların mallarını yağmalamak için olduklarını görür. Bu suçların amacı, insanların direncini ve bağını zayıflatmak, işgali korumak ve ona uşaklık yapmaktır. Filistin Yönetimi’nin gerçeği ve ana misyonu budur.
İnsanlar, Sosyal Güvenlik Yasası’nı reddetmişlerdir, çünkü yasa “güvenlikleri” bahanesiyle geçimlerine, emeklerine ve geçim kaynaklarına saldırmaktadır. Ama otorite pes etmedi ve yasayı tekrar gündeme getirdi, çünkü bu yasa kendisine yüz milyonlarca dolar kazandıracaktır. Otorite, yasanın propagandasını yapmak, önceki versiyonun özünü veya kötü etkilerini değiştirmeyen kozmetik modifikasyonlarla insanları yanıltmak için tüm enerjisini, kurum ve sendikalardaki adamlarını seferber etmiştir.
Tüm olumsuzlukları ve adaletsizliğinin, hırsızlık ve yolsuzluk için verimli bir üreme alanı olmasının ötesinde bu yasa paranızla oynana bir kumardır. Çünkü otoritenin varlığı, rüzgâr gibi sallantıdadır, egemenliği işgal altındadır, Filistin devlet başkanı, iktidarın anahtarlarını işgale teslim edeceğini defalarca tekrarlamıştır. O halde güvenliği kim garanti edecek? Paranızın kim güvenliğini sağlayacak? Birikiminizi kim koruyacak? Yasa, güvenliksiz ve garantörsüz bir güvenliktir!
Otorite, yozlaşmış bir kurumdur. Halk ve destekçisi kurumlar bunun tanığıdır Yozlaşmışlığını her yerde görmek mümkündür, yetkililerinin gizli skandalları, ortaya çıkanlardan çok daha büyüktür, bu konuda otorite utanç verici deneyimlere sahiptir. Kayırmacılık ve hırsızlık, tüm kurumları etkisi altına almıştır. Filistin Ulusal Fonu, Emeklilik Fonu, Halid El Hasan Kanser Hastanesi Fonu ve İzz Vakfı buzdağının sadece görünen kısmıdır.
Ey mübarek toprak halkı! Bu yasanın ve yapılan değişikliklerin ayrıntılarına girmek faydasız, yasa otoritenin bir aldatmacasıdır ve insanları yanıltmaktır. Onun için biz, otoritenin alacağı ve güvenlik fonuna koyacağı yüzde 16’lık bölüme değinmekle yetineceğiz. Bu meblağın işçiler, memurlar, işverenler ve küçük işletmeler üzerindeki sonuçları nelerdir? İşletme maliyetleri, mal ve hizmetlerin fiyatları üzerindeki etkileri nelerdir? Yerel ürünler ve bunların ithal ürünlerle rekabet becerisi üzerindeki etkisi nedir? İstihdamı artıracak mı, işsizliği azaltacak mı, yoksa küçük işletmelerin kepenk indirmesine ve işçilerin “İsrail”de çalışmasına yardımcı mı olacak? Yaşam standardı ve gelir üzerindeki etkisi nedir? Yoksa zengin ile fakir arasındaki ekonomik uçurumu derinleştirip yoksullar kesimini artıracak mı?
Şüphesiz Cevval veya Unibal gibi tekelci şirketler bu yasadan etkilenmeyecektir, çünkü söz konusu şirketler, karlarını belirli sınırlar içinde tutmak için her ek maliyeti mal ve hizmetlerinin fiyatlarına katacaklardır. Doğal olarak bu da fiyat artışına yol açacaktır. Yasanın gerçek kurbanlar halk, işçiler ve küçük işletme sahipleridir. İşçilerin ve memurların maaşları zaten zar zor yetiyor. Küçük işletme sahipleri, işletmelerini çalışır durumda tutabilmek için mücadele ediyorlar. İnsanlar ise artan fiyatlardan ve eriyen ücretlerden mustaripler.
Bu yasa, insanların parasından keseceği büyük meblağları, yatırımlarında kullanmak üzere bir avuç etkili kapitalistin eline verecektir. Onun için bu yasanın asıl yararlanıcısı, yozlaşmış otorite ve piyasaları tekelleştiren büyük kapitalistlerdir. İşte bunlar, bu yasanın yararlanıcılarıdır. İşçi ve memurlara gelince, kanları emilip paraları tükendikten sonra kırıntıları alacaklardır. Eğer otorite bu yasayı yürürlüğe koyarsa, insanlar hayatın her alanında bu yasanın ateşiyle kavrulacaklardır. Peki çıkarları, Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan alınan izin sertifikalarına ilişkilendirildiğinde insanların akıbeti ne olacaktır?
Ey mübarek toprak halkı! Ey İslam ile üstün kimseler! Otoritenin tüm mevzuat ve yasalarında açgözlü kapitalist sistemi baz alması, tüm kararlarında İslam düşmanı Batı ülkelerine bağımlılığı, otoritenin tüm kanun ve kararlarını ya hain kararlar ya da Filistin halkını yaşam sıkıntısına sokan zalim ve adaletsiz kanunlar haline getirmektedir. Filistin Yönetimi nereye giderse gitsin hayır getirmez.
وَضَرَبَ اللهُ مَثَلاً رَجُلَيْنِ أَحَدُهُمَا أَبْكَمُ لَا يَقْدِرُ عَلَى شَيْءٍ وَهُوَ كَلٌّ عَلَى مَوْلَاهُ أَيْنَمَا يُوَجِّهْهُ لَا يَأْتِ بِخَيْرٍ هَلْ يَسْتَوِي هُوَ وَمَنْ يَأْمُرُ بِالْعَدْلِ وَهُوَ عَلَى صِرَاطٍ مُسْتَقِيمٍ “Allah, (şöyle) iki adamı da misal verdi: Onlardan biri dilsizdir, hiçbir şeye gücü yetmez, efendisine sadece bir yüktür. Nereye gönderse olumlu bir sonuç alamaz. Bu, adaletle emreden ve doğru yol üzere olan kimse ile eşit olur mu?” [Nahl 76]
Otorite ve mevzuatı, temelden batıl ve tüm fürularıyla yozlaşmıştır. Bu nedenle değişiklikleri incelemek caiz olmadığı gibi pazarlık yapmak da caiz değildir. “Kanunla kararname” adı altında saygınlıklar çiğneniyor, kanunlar değiştiriliyor. Bu otorite İslam’a, kutsallara, insanlara değer vermez, tamamen işgale ve Batı ülkelerine bağımlıdır. Bu yüzden otoriteye karşı gelin ve suçlarını inkâr edin. Sosyal Güvenlik Yasası, Aile Koruma Yasası’ndan, Çocuk Esirgeme Yasası’ndan ya da müfredatta yapılan değişikliklerden daha tehlikeli değildir, aksine bu yasalar daha tehlikeli ve daha öldürücüdür, çünkü dininizi ve çocuklarınızı hedef alıyor. Otorite ve arkasındakiler, dininizi, çocuklarınızı, ailelerinizi, paranızı, çıkarlarınızı hedef alan topyekûn bir savaş yürütüyor. Bütün bunların asıl amacı, Yahudi varlığını korumak ve kutsal toprakta hakimiyetini sağlamaktır.
Ey mübarek toprak Filistin halkı! Otorite ve adamlarının yüz çevirdiği yüce İslam, din, ırk, renk ayrımı gözetmeksizin devletin tebaası olarak tüm insanların haklarını güvence altına almıştır. Yiyecek, içecek, giyecek, barınma, ilaç ve eğitim gibi temel ihtiyaçlarını garanti etmiştir. Yoksulluğun ortadan kaldırılmasının kefili şeri hükümler ile genç, yaşlı, özürlü ve kadının nafakasını tedavi eden şeri hükümleri açıklamış ve devleti, tebaasının olabildiğince lüks ihtiyaçlarını gidermesine yardımcı olmak için çalışmakla yükümlü kılmıştır. Onurlu bir hayat yaşamanın tek yolu, İslam ve hükümlerinin gölgesi altında yaşamaktır. Allah Subhânehu ve Teâlâ’dan Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet istiyoruz. Hilafet İslam’ı uygulayacak, yoksulluğu ortadan kaldıracak, insanlara insaflı davranacak, onlara gereken özeni gösterecek, ülkeyi ve halkı işgalden, kuklası olan ajanlardan ve tâğût yöneticilerden kurtaracak, insanlara huzur, güvenlik ve insana yakışır bir yaşam sağlayacak, onları tüm insanlığı felaketlere sürükleyen korkunç kapitalist sistemden kurtaracaktır.
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Mübarek Toprak (Filistin)
H. 1 Zilka’de 1444
M. Pazar, 21 May 2023