بسم الله الرحمن الرحيم
Libya Tagutu Kanlı Katliamlar İşleyerek ve Müslümanların Yöneticileri Libya'yı Yardımsız Bırakarak Fransa, İngiltere ve Amerika'nın Askerî Müdahalede Bulunma Cürümüne Ortak Olmuşlardır
Batılı devletler, dün gece, yani 19-20.03.2011 gecesi Libya mevzilerini havadan bombalamaya ve denizden füze fırlatmaya başladılar. Bunu yaparlarken de Müslümanların yöneticilerinin özellikle de Libya'ya mücavir olan Mısır'ın yöneticilerinin, Libya halkını yardımsız bırakmasını, Kaddafi'nin, avenelerinin ve paralı askerlerinin işlediği katliamlarından kurtarmamalarını istismar ettiler...
Libya tagutunun, kanlı katliamlar işleyerek Libya'ya askerî müdahalede bulunulmasına zemin hazırlaması gerçekten bir trajedidir... Arap yöneticilerinin hatta İslam beldelerindeki tüm yöneticilerin, bu tagut karşısında Libya halkını yardımsız bırakarak buna katkıda bulunması ise başka bir trajedidir... Oysa bu yöneticilerin yapması gereken, Libya'ya yardım etmeleri, tagutun belini kırmaları ve Batılı devletlerin Müslümanların beldelerine müdahale etmelerini engellemeleri için orduları harekete geçirmeleriydi... Müslümanların bana değmeyen yılan bin yaşasın deyip sessiz sedasız evlerine çekilmesi ise üçüncü bir trajedidir!
Libya tagutu kanlı katliamlar işleyerek ve Müslümanların yöneticileri Libya halkını yardımsız bırakarak ve onları bu taguttan kurtarmayarak Batılı devletlerin, Güvenlik Konseyi'nin 1973 sayılı kararıyla siyasî müdahalelerin ardından askerî müdahalede bulunmalarına zemin hazırlama cürümüne ortak olmuşlardır. Bunu ise Libya halkına insanî yardım gerekçesiyle yaptılar. Halbuki bu devletler, öyle böyle maddî bir menfaatleri hatta Müslümanların beldelerindeki çıkarlarını gerçekleştirecek büyük bir menfaatleri olmadıkça insanlık diye bir şey tanımazlar!
Ey Müslümanlar! Bir ümmet, Allah'ın şu kavlini unutarak yaşadığı bir hayattan nasıl zevk alabilir? وَإِنِ اسْتَنْصَرُوكُمْ فِي الدِّينِ فَعَلَيْكُمُ النَّصْرُ "Eğer onlar din hususunda sizden yardım isterlerse, onlara yardım etmek üzerine borçtur." [el-Enfâl 72] Bir ümmet, Kaddafi'ye karşı din kardeşleri olan mazlumlara nasıl yardım etmez? Bir ümmet, Resul [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'in şu kavlini unutarak yaşadığı hayattan nasıl tat alabilir? إِنَّ الْمُؤْمِنَ لِلْمُؤْمِنِ كَالْبُنْيَانِ يَشُدُّ بَعْضُهُ بَعْضًا وَشَبَّكَ أَصَابِعَهُ "Mümin mümin için birbirini güçlendiren bir bina gibidir. Sonra parmaklarını birbirine geçirdi." [el-Buhari] Başındaki yöneticilerin zulmüne karşı düşmanını bir kurtarıcı olarak gören bir ümmet nasıl ayakta durabilir?!
Ey Müslümanlar! Bu ümmetin baş belası, önce başındaki yöneticileridir... Sonra bu zalim yöneticilerin çığırtkanlıklarıdır. Sonra da ümmetin onların zulümleri karşısında sessiz kalmasıdır. Dolayısıyla ahiretin ötesinde dünyada bu yöneticilere isabet edecek azap ümmete de isabet edecektir. İşte gözlerinin önünde düşmanı, topraklarını bombalıyor, semalarında fır dönüyor ve mukaddesatlarını çiğniyor. وَاتَّقُوا فِتْنَةً لاَ تُصِيبَنَّ الَّذِينَ ظَلَمُوا مِنْكُمْ خَاصَّةً وَاعْلَمُوا أَنَّ اللَّهَ شَدِيدُ الْعِقَابِ "Öyle bir fitneden sakının ki içinizden yalnızca zulmedenlere isabet etmekle kalmaz. Bilin ki Allah'ın azabı çetindir." [el-Enfâl 25] Dolayısıyla zalim zulmünün, mazlum da zalimin zulmüne karşı sessiz kalmasının ceremesini çekmektedir. Nitekim Ebu Bekir Sıddîk [RadiyAllahu Anh], Resul [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'i şöyle buyururken işittiğini söylemiştir: إِنَّ النَّاسَ إِذَا رَأَوْا الظَّالِمَ فَلَمْ يَأْخُذُوا عَلَى يَدَيْهِ أَوْشَكَ أَنْ يَعُمَّهُمْ اللَّهُ بِعِقَابٍ مِنْهُ "İnsanlar zalimi görürler de engel olmazlarsa, Allah'ın onları, katından bir ceza ile kuşatması çok yakındır." [Ahmed]
Bu yöneticiler, düzmece çarpık çurpuk tahtları uğrunda kan akıtmaktan, düşmanlara hizmet etmekten, ülkeyi ve insanlarını satmaktan zerre kadar çekinmezler... Onların ilahları, altlarındaki tahtlarıdır. قَاتَلَهُمُ اللَّهُ أَنَّى يُؤْفَكُونَ "Allah onları katletsin. Nasıl da döndürülüyorlar!" [Munafikun 4] Libya tagutu, insanların kendisini istemediğini, kendisini yönetime getiren ve kırk sene boyunca yönetimde tutan İngiltere'nin rolünü tamamladığında onu bir kenara kaldırıp atacağını biliyor. O, artık rolünü tamamladı tamamlamak üzere ve daha önceki liderlerde de kendisi için ibret vardır. Zerre kadar aklı olsaydı yönetimi bırakıp çeker giderdi. Ancak o, Allah'tan, resulünden ve müminlerden utanmaksızın Libya'daki Müslümanların kelleleri ve Müslümanların düşmanlarının müdahale etmesi karşılığında yok olmayı tercih etti!
Ey Müslümanlar! Ey İslam Beldelerindeki Yöneticiler! Ey Arz-ı Kenan Mısır Yöneticileri! İşler daha da kötüleşmeden durumun farkına varacak, Libya'yı Kaddafi'nin zulmünden kurtarmak için orduları harekete geçirecek, Libya halkını tekrar sevindirecek, Batının uçakları ve füzeleri ile Libya semalarına ve topraklarına zorla girme gerekçesini ortadan kaldıracak içinizde hiç aklı başında bir adam yok mu? Mazlumun, düşmanından başka kendisini zalimden kurtaracak bir kimseyi bulamaması gerçekten bir trajedidir ve dünya için bir felakettir! Şimdi bir buçuk milyar Müslüman, Libya'yı Kaddafi'nin zulmünden kurtarmaktan aciz kaldı da insanlar, kendilerini kurtarması için düşmanlarından başka kimse bulamadı mı!
Ey Müslümanlar! Hizb-ut Tahrir'in varlığını ve sizi, sürekli olarak ülkeyi ve insanları koruyacak ve düşmanların belini kıracak olan Hilafeti kurmaya davet ettiğini fark etmenizin zamanı gelmedi mi? إِنَّمَا الإِمَامُ جُنَّةٌ يُقَاتَلُ مِنْ وَرَائِهِ وَيُتَّقَى بِهِ "İmam [Halife], ancak arkasında savaşılan ve onunla korunulan bir kalkandır." [Muslim] Bir zamanlar İslam ümmetinin Hilafetin gölgesinde dünyadaki mazlumlardan zulmü kaldırmak için onlara yardım ederken şu anda beşeri rejimlerin ve ruveybida yöneticilerin altında kendi üzerindeki zulmü bile kaldıramadığını fark etmenizin zamanı gelmedi mi..? Bununla birlikte sancıların artması kurtuluşun habercisi ve yoğun karanlık fecrin emaresidir ve İslam, öldürücü darbelerle zalimlere ve İslam düşmanlarına hesap etmeyecekleri bir yerden gelecektir.
وَاللّهُ غَالِبٌ عَلَى أَمْرِهِ وَلَـكِنَّ أَكْثَرَ النَّاسِ لاَ يَعْلَمُونَ "Şüphesiz ki Allah, emrine galiptir. Velakin insanların çoğu bunu bilmezler!" [Yusuf 21]
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
H. 15 Rabi’-ul Âhir 1432
M. Pazar, 20 Mart 2011