بسم الله الرحمن الرحيم
Suriye'deki Hizb-ut Tahrir'den; Suriye Halkına, Alimlerine, Kuvvet Ehline ve Tüm İslam Ümmetine Sıcak Bir Çağrı
15.03.2012 Cuma günkü şafağın doğmasıyla birlikte mübarek Suriye ayaklanması ikinci yılına girmiş oldu. Nitekim geçen sene, kelimenin tam anlamıyla trajik bir yıl olmuştur. Zira bu yıl içerisinde günahkar Suriye rejimi, korkunç cürümler işlemiş ve mümin Suriye halkının ilk düşmanı olduğunu kanıtlamıştır. Buna mukabil bu halk da; imanının canlı olduğunu kanıtlamış, sabır ve sebatta en güzel örnekliği göstermiş, bu rejimi değiştirmeye ve onu tarihin çöplüğüne atmaya yönelik fedakarlıklara ve kararlılıkları da tahammül etmiş ve mübarek topraklarını tertemiz kanlarıyla sulamıştır. Tüm bunları ise halk, Şam tagutunun, pervasızca cürümler işleyen güvenlik sisteminin, onunla birlikte olan tüm güvenlik hayaletleriyle hortlak medyasının ve zalimi koruyan ve mazluma acı çektiren uluslararası beşerî yasanın baskılarına karşı olan korkusunu azim bir iradeyle ayakları altında çiğnemesinin ardından gerçekleştirmiştir.
Fedakarlıklara tahammül etmek için olan bu büyük gücü, Suriye halkının rejimi değiştirmeye dönük ısrarını, rejimin boyun eğdirme girişimlerine "Biz Allah'tan Başkasının Önünde Eğilmeyiz" çığlıklarıyla karşılık vermeyi, laikliğe meylettirme girişimlerine "Bu Allah İçindir... Bu Allah İçindir" sözleriyle cevap vermeyi ve muhalif ordu taburlarını sahabenin isimleriyle adlandırmayı ortaya çıkaran şey sadece Allahuteala'ya olan imandır. Böylece Suriye'nin içindeki ve dışındaki Müslümanlar, Resulullah [Sallallahu Aleyhi ve Selem]'in, عُقْرُ دَارِ الإِسْلامِ بِالشَّامِ "İslam Dârı'nın merkezi Şam olacaktır." hadisinin kokusunu almaya başlar hale gelmişlerdir. Ayrıca bu müjde, Müslümanlar için bir hayır olurken içerideki ayaklanmanın, kendi çıkarı için bir sonraki aşamaya liderlik edebilecek popülerliğe sahip olamayan laik dış muhalefetin aksine kendilerine egemen olup İslam'a yöneldiğini fark eden Batı içinse kötü bir uyarı ve korku kaynağı olmuştur.
Suriye'deki Hizb-ut Tahrir Olarak Bizler Allah'tan, Dinleyen Kulaklara ve Bilinçli Kalplere Ulaştırmasını Temenni Ederek Sıcak Bir Çağrıda Bulunmaktan Mutluluk Duyarız:
Mübarek Suriye'deki Halkımıza Bir Çağrı:
İmanınızla, sabrınızla ve fedakarlıklarınızla sizler, kırk küsur yıldır üzerinize sefil Suriye rejimini uygulayan adamların bütün korku, korkaklık ve baskı çemberlerini kırdınız ve insanlar, imanın olup nifakın olmadığı ve nifakın olup imanın olmadığı iki kamp haline gelinceye kadar bütün münafıkları ve ajanları ifşa ettiniz. Bir yıl içerisinde, tüm ümmetin Hilafet Devleti ve parıldayan tarihinin geri dönmesiyle ilgili umudunu yeşerttiniz... Yaptıklarınızdan dolayı sizleri tebrik etiğimiz gibi Allah'ın muhlis kullarını kutladığı bütün her şeyle tebrik edildiniz. Hizb-ut Tahrir olarak bizler sizlere, ayaklanmanızın esasını sadece hanif İslam'ı kılmanızı vurgularız ki böylece ayaklanmanız, hem akidenizden kaynaklanmış hem de facir laiklik yada kafir demokratik bir temele değil de akidenizin temeline dayalı olmuş olsun. Zira sizin elbiseniz, kafir demokrasi olmayıp bilakis sadece İslam'dır. Bundan dolayı muhlis bir şekilde sizleri, ayaklanmanızda Hilafet'i kurmaktan başka bir hedef belirlememeye, ayaklanmaları çalınan, şehitlerinin kanları satılan ve ayaklanmaları başka bir ayaklanmaya muhtaç olan Tunus, Mısır, Libya ve Yemen'deki kardeşlerinizin içine düşmüş olduğu duruma düşmekten sakınmaya çağırıyoruz.
Suriye'deki halkımızdan daha henüz Şam tagutuna karşı harekete geçmemiş olanlara da deriz ki; daha nereye kadar bekleyeceksiniz ki?! Yoksa dininizin aşağılanmasını, camilerin bombalanmasını, namazların engellenmesini, cumaların askıya alınmasını ve Mushafların parçalanmasını kabul mü edeceksiniz?! Allah aşkına dininizden, bacılarınızın namusundan, akrabalarınızın katledilmesinden ve din kardeşlerinizden dolayı ayaklanmayacaksınız da başka ne için ayaklanacaksınız?! Zira sizler, sadece dininizin ve diğer bölgelerde ayaklanan halkınızın tarafını tutsanız bile bu mücrim rejim ayak bastığı hiçbir yerde barınamayacaktır. Dolayısıyla bu, yerine getirmeniz gerek şerî bir vacip olup bu hususta tercih hakkınız da yoktur. Aksi taktirde Allahu Subhânehu, dinini ve ümmetini yüz üstü bırakını yüz üstü bırakacaktır.
Suriye Alimlerine Bir Çağrı:
Allahu Subhânehu sizden, insanlara hakkı açıklamanız ve onu gizlememeniz için söz almıştır. Dolayısıyla Suriye'de açıklamanız gereken ilk şey, kafir rejimin yıkılıp onun yerine Allah'ın hükmünün ikame edilmesinin vacip olduğudur. Zira camilerden ve Cuma namazlarından sonraki gösterilerin başlamasıyla sizlerin sorumluluğu daha da artmıştır. O halde insanların gerçek liderleri olunuz ve değişimde Resulullah [Sallallahu Aleyhi ve Selem]'in metoduna bağlanınız -ki sizler, buna daha layıksınız-, demokrasi, laiklik ve sivil devlete çağıran, yabancı müdahaleyi talep eden, Uluslararası Güvenlik Konseyi'ndeki ümmetin düşmanlarından çözümler dilenen zararlı çağrılardan insanları sakındırınız. Zira bu çağrılar, bir fitne olup bunun sadık imandan başka çözümü de yoktur. Nitekim Ahmed'in rivayet ettiği bir hadis de Resul [Sallallahu Aleyhi ve Sellem], bunu bize haber vermiştir: أَلاَ وَإِنَّ الإِيمَانَ حِينَ تَقَعُ الْفِتَنُ بِالشَّامِ "Dikkat edin! Fitne koptuğu zaman iman Şam'dadır." O halde bu fitne ile onu ortaya çıkaranları ifşa etme ve onun içindeki hak imanı açıklama sorumluluğunu alimlerden başka kim taşıyabilir?
Suriye Ordusu İçerisindeki Muhlis Müslüman Güç Ehline Bir Çağrı:
Artık yönetim çetelerinin, nefislerinizdeki asıl madenden ayrı oldukları ortaya çıkmıştır. Zira rejimin, halkınızı katletmekle ilgili emirlerine karşı çıkmanızın yanı sıra taburunuzun ismini, sahabe-i kiramın isimleriyle adlandırmanız da Allah'ı, resulünü, onun sahabesini ve azim İslam dinini sevdiğinizin bir kanıtı olmuştur. Bizler, Batılı devletler ile onların bölgedeki araçlarının kurnazlık halakalarının sizlere kadar genişlediğini görmekteyiz. Bu nedenle İslam düşmanları tarafından silahlandırılmanız meselesi hakkında sizleri uyarıyoruz. Zira bu, dininiz ve ideolojiniz için bir pazarlıktan ibarettir. O halde Allah'ın düşmanları ile onların ülkelerinde ve Büyükelçiliklerinde aylak aylak dolaşan şüpheli laik dış muhalefetten olanlara karşı uyanık olunuz ve liderliğinizi onlardan herhangi birine vermeyiniz. (Ayrılmış yada henüz daha ayrılmamış olan) Suriye ordusu içerisindeki muhlis Müslüman güç ehlinden olanların hepsi iyi bilsinler ki şerî bir vacip olarak yapmaları gereken, güçlerini Suriye ordusu içerisinde gerçekten Hilafet'i kurmak için çalışan subayların güçleriyle birleştirmeleridir. Zira bu, Resulullah [Sallallahu Aleyhi ve Sellem]'in ashabının yaptığı aynı vaciptir ki buda; şuan Şam'daki mevcut tagut yöneticilerin devrilmesi ve yönetimin de kendisini Allah'ın indirdikleriyle hükmetmek amacıyla Nübüvvet Minhacı Üzere Raşidi Hilafet'i kurmak için hazırlamış olan Hizb-ut Tahrir'e teslim edilmesidir.
Ümmete Bir Çağrı:
Allahu [Subhânehu ve Te'âla] sizlere, hem tek hem de insanlar için çıkarılmış en hayırlı bir ümmet olarak hitap ettiği gibi Resul [Sallallahu Aleyhi ve Sellem] de en alttakilerin verdiği emana bağlı kaldığı, en üsttekilerin de onlara icabet ettiği ve kendileri dışındakilere karşı tek yumruk olan diğer insanların dışında tek bir ümmet olarak hitap etmiştir... İşte sizlere, Resul [Sallallahu Aleyhi ve Selem]'in hadisindeki hitaptan bir fasıl:
مَا مِنِ امْرِئٍ يَخْذُلُ امْرَأً مُسْلِماً عِنْدَ مَوْطِنٍ تُنْتَهَكُ فِيهِ حُرْمَتُهُ وَيُنْتَقَصُ فِيهِ مِنْ عِرْضِهِ إِلاَّ خَذَلَهُ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ فِى مَوْطِنٍ يُحِبُّ فِيهِ نُصْرَتَهُ، وَمَا مِنِ امْرِئٍ يَنْصُرُ امْرَأً مُسْلِماً فِى مَوْطِنٍ يُنْتَقَصُ فِيهِ مِنْ عِرْضِهِ وَيُنْتَهَكُ فِيهِ مِنْ حُرْمَتِهِ إِلاَّ نَصَرَهُ اللَّهُ فِى مَوْطِنٍ يُحِبُّ فِيهِ نُصْرَتَهُ "Mukaddesatının çiğnendiği ve onurunun aşağılandığı bir yerdeki bir Müslümanı yüz üstü bırakan hiçbir kimse yoktur ki Allah Azze ve Celle de o kimseyi, nusret vermekten hoşlandığı bir yerde yüz üstü bırakmış olmasın. Onurunun aşağılandığı ve mukaddesatının çiğnendiği bir yerdeki bir Müslümana yardım eden hiçbir kimse yoktur ki Allah'ta o kimseye, nusret vermekten hoşlandığı bir yerde nusret vermiş olmasın." [Ahmed]
Hizb-ut Tahrir olarak bizler Allah'tan; bu çağrımızı bütün müminlere, insaflı ve kalp sahibi olanlara ulaştırmasını, Suriye halkına bir an önce nusret ve çıkış yolu vermesini, zalimlerin tuzaklarını başlarına geçirmesini, onları kendi yönetimleri içerisinde yok etmesini ve bu krizin sonunda bize, tagutların devrilmesi ve Raşidi Hilafet'in ilan edilmesi sevinçleri olmak üzere iki sevinç yaşatmasını temenni ederiz. Zira Allah, bunun velisi ve buna muktedirdir. Alemlerin Rabbi olan Allah'a hamdolsun.
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ اسْتَجِيبُواْ لِلّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُم لِمَا يُحْيِيكُمْ وَاعْلَمُواْ أَنَّ اللّهَ يَحُولُ بَيْنَ الْمَرْءِ وَقَلْبِهِ وَأَنَّهُ إِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Ey imân edenler! Allah ve Resulü sizi, size hayat verene çağırdığında icabet edin. Bilin ki Allah kişi ile kalbi arasına girer ve siz muhakkak O'nun huzurunda toplanacaksınız. [el-Enfâl 24]
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
H. 22 Rabi’-ul Âhir 1433
M. Perşembe, 15 Mart 2012