بسم الله الرحمن الرحيم
Alemlerin Rabbi Olan Allah'ın Farz Kıldığı Yönetim Nizamı Sadece Hilafet'tir Ve Özellikle Müslümanların Ağızlarıyla Demokratik Sivil Devlete Yönelik Çağrılar İse Büyük Bir Günahtır!
24.06.2012'de, yani dün, Mısır Cumhurbaşkanlığı Seçim Komisyonu, Ahmed Şefik'in rakibi olan aday Muhammed Mursî'nin galibiyetine hükmetmiş ve ardından da komisyon, (Mısır Arap Cumhuriyeti Yeni Cumhurbaşkanı'nın Muhammed Mursî) olduğunu açıklamıştır. Nitekim yeni Cumhurbaşkanı'nın açıklamalarının ilki, demokratik sivil devlete çağırmak olduğu gibi Mısır'ın, uluslararası anlaşmaları onayladığını da açıklamıştır. Tabii ki açıklamada kast edilen anlaşmaların doruk noktasında, Yahudilerin İsra ve Mirac toprakları ile mübarek Filistin topraklarını gasbetmesini onaylayan hain Camp David Anlaşması vardır.
Ey Müslümanlar! Hilafet Nizamı ile büyük küçük her şeyde Allah'ın indirdikleriyle hükmetmenin herhangi bir farz gibi farz olduğu meçhul olmayıp bilinen bir durumdur. Zira o, Müslümanların ülkelerinde on üç asırdan fazla yaşamış ve Müslümanlar da onunla ferah bulup izzetli oldukları gibi İslam'ın düşmanları da onunla sersemleyip zelil olmuşlardır... Dahası bu husus, Allahu Subhânehu'nun emriyle de sabit olduğu gibi:
وَأَنِ احْكُمْ بَيْنَهُمْ بِمَا أَنْزَلَ اللَّهُ وَلا تَتَّبِعْ أَهْوَاءَهُمْ وَاحْذَرْهُمْ أَنْ يَفْتِنُوكَ عَنْ بَعْضِ مَا أَنْزَلَ اللَّهُ إِلَيْكَ "Aralarında Allah'ın indirdikleri ile hükmet! Sakın onların hevalarına tabi olma ve Allah'ın sana indirdiklerinin bir kısmından seni saptırmalarından sakın!" [el-Mâide 49]
Aynı şekilde Resulullah [Sallallahu Aleyhi ve Sellem]'in emriyle de sabittir:
كَانَتْ بَنُو إسْرَائِيلَ تَسُوسُهُمُ الأَنْبِيَاءُ، كُلّمَا هَلَكَ نَبِيّ خَلَفَهُ نَبِيّ، وَإنّهُ لاَ نَبِيّ بَعْدِي. وَسَتَكُونُ خُلَفَاءُ فَتَكْثُرُ" قَالُوا: فَمَا تَأْمُرُنَا؟ قَالَ: "فُوا بِبَيْعَةِ الأَوّلِ فَالأَوّلِ "İsrail oğulları, Nebiler tarafından siyaset ediliyordu (yönetiliyordu). Bir Nebi vefat edince, bir diğeri ona halef oluyordu. Artık Benden sonra Nebi yoktur. Halifeler olacak da çoğalacaklardır." Dediler ki: "Öyleyse bize ne emredersiniz?" Dedi ki: "Önceki ilk beyatinize sadakat gösterin..." [Buhari, Ebi Hureyra'dan tahric etmiştir]
Ayrıca onun için çalışmak, ateşten kurtaracak olan bir farzdır:
مَنْ خَلَعَ يَدًا مِنْ طَاعَةٍ لَقِيَ اللَّهَ يَوْمَ الْقِيَامَةِ لَا حُجَّةَ لَهُ وَمَنْ مَاتَ وَلَيْسَ فِي عُنُقِهِ بَيْعَةٌ مَاتَ مِيتَةً جَاهِلِيَّةً "Her kim itaatten elini çekerse, ahirette kendisi için hiçbir delil bulunmadan Allah ile buluşacaktır. Ve her kim de boynunda biat halkası olmaksızın ölürse cahiliyye ölümü ile ölmüş olur." [Muslim, Abdullah İbn-u Ömer'den rivayet etmiştir]
Buradaki biat ise sadece Halife'ye olan biattir. Buradaki cahiliye ölümü de Hilafet için çalışmayan bir kişinin içine düştüğü büyük günahtan kinayedir.
Demokratik sivil devlete gelince; bu, dini devletten ayıran ve insanların, beşerin Rabbinin yerine beşere hükmolunduğu kafir Batı'nın ortaya çıkardığı laik bir yapımdır. Zira onlar, helal kılmalarının yanı sıra haram kıldıkları gibi mubahlar kılıp yasaklar koymaktadırlar.... Ve Allahu Subhânehu'nın kitabı ile Resulullah [Sallallahu Aleyhi ve Sellem]'in sünnetine sormak yerine de insanlara sormaktadırlar.
Müslümanların haklarını zayi eden, topraklarını gasbeden, kafirleri Müslümanlar üzerinde egemen kılan uluslararası anlaşmalara bağlı kalmaya gelince; bu, korkunç bir günah olmasının yanı sıra dünyada da bir utanç ve aşağılanmışlık babındandır. Allah'ın azabı ise daha büyüktür... Haçlılara galip gelen, Tatarlara galip gelen, Allah'ın izniyle Yahudi varlığına galip gelecek olmasının yanı sıra onun varlığını ortadan kaldıracak olan Kenane-Mısır'ın, Allah'ın arzındaki Kenane-Mısır'ın olduğu Mısır'da bu bağlılığa çağrıda bulunmak, işte tüm bunlar tehlikeli büyük bir felakettir... Evet, Mısır'da buna çağrıda bulunmak tehlikeli büyük bir felaket olduğu gibi bu çağrıların; adayları, onların İslam ile hükmedeceklerini zannettikleri gibi zilletin ardından izzet bulacakları, korkunun ardından güvende olacakları, gasbedilmesinin ardından mübarek topraklara geri dönecekleri Hilafet'in gölgesindeki İslam'ın râyesi altında gölgeleneceklerini zanneden... bu nedenle de oylarını vererek onları destekleyen ve oylarını üzerlerine yeni bir yüz ve yeni bir lisanla laik rejimin geri gelmesi için vermeyen Müslümanların oylarıyla galip gelen ancak eski-yeni sözlerle fikir, metot ve meyil olarak laik bir devlete çağrıda bulunan İhvan-ı Müslimin'in ağzıyla olması ise daha büyük ve daha korkunç bir felakettir!
Ey Müslümanlar! Bizler, Allah'ın izniyle müminlerin kalplerinin takvayla dolacağı, saf abdestli ellerin ve sağlam güçlü kolların olacağı ve İslam'ın düşmanlarının burunlarının yerlere sürtüleceği İkinci Raşidi Hilafet'in gelmekte olduğunun farkındayız... Ki zaten bu, Rabbimiz Subhânehu'nun bir vaadi olduğu gibi:
وَعَدَ اللَّهُ الَّذِينَ آمَنُوا مِنْكُمْ وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَيَسْتَخْلِفَنَّهُمْ فِي الأَرْضِ كَمَا اسْتَخْلَفَ الَّذِينَ مِنْ قَبْلِهِمْ "Allah, sizlerden iman edip salih amel işleyenleri, kendilerinden öncekileri yeryüzünde Halife kıldığı gibi onları da yeryüzünde Halife kılacağını vaadetti.." [en-Nûr 55]
Resulümüz [Sallallahu Aleyhi ve Sellem]'in de bir müjdesidir:
ثُمَّ تَكُونُ خِلافَةً عَلَى مِنْهَاجِ النُّبُوَّةِ "... Sonra da Nübüvvet Minhacı üzere Hilafet olacaktır." [Ahmed tahrc etti]
Dolayısıyla Allah'ın vaadi ve Resulünün müjdesi, Allah'ın izniyle gerçekleşecektir. İşte o gün müminler, Allah'ın nusretiyle sevineceklerdir.
Hizb-ut Tahrir sizleri, Allahu Subhânehu'ya icabet etmeye ve O'nun yolundan başkasına tabi olmamaya; قُلْ هَذِهِ سَبِيلِي أَدْعُو إِلَى اللَّهِ عَلَى بَصِيرَةٍ أَنَا وَمَنِ اتَّبَعَنِي وَسُبْحَانَ اللَّهِ وَمَا أَنَا مِنَ الْمُشْرِكِينَ "De ki: İşte bu, benim yolumdur. Ben ve bana tabi olanlar, basiret üzere Allah'a davet ederiz. Ben Allah'ı tesbih ederim ve ben müşriklerden de değilim." [Yûsuf 108], aranızda çıkan tüm anlaşmazlıkta Subhânehu'nun şeriatından başkasına muhakeme olmamaya; فَلاَ وَرَبِّكَ لاَ يُؤْمِنُونَ حَتَّى يُحَكِّمُوكَ فِيمَا شَجَرَ بَيْنَهُمْ ثُمَّ لاَ يَجِدُوا فِي أَنْفُسِهِمْ حَرَجًا مِمَّا قَضَيْتَ وَيُسَلِّمُوا تَسْلِيمًا "Hayır! Rabbine ant olsun ki onlar aralarında çıkan anlaşmazlıklarda Seni hakem kılıp içlerinden de bir sıkıntı duymaksızın verdiğin hükme tam bir teslimiyet ile teslim olmadıkları sürece iman etmiş olmazlar." [en-Nîsa 65], Nübüvvet Minhacı Üzere Raşidi Hilafet'i kurarak İslamî hayatı yeniden başlatmak ve kendisiyle korunup arkasında savaşacağınız Allah'ın indirdikleriyle amel edecek olan bir Halife'ye biat etmek için kendisiyle birlikte çalışmaya davet etmektedir ey Müslümanlar!
إِنَّمَا الإِمَامُ جُنَّةٌ يُقَاتَلُ مِنْ وَرَائِهِ وَيُتَّقَى بِهِ "mam [Halife], ancak arkasında savaşılan ve onunla korunulan bir kalkandır." [Buhari, Ebi Hureyra'dan tahric etti]
Sonra sadece Allahu Subhânehu için Mısır'ın yeni Cumhurbaşkanına şu nasihati yönlendiririz: Allah'tan kork ve fikir, metot ve meyil olarak laik demokratik sivil bir devlete yönelik çağrılardan vazgeç. Zira hakka dönmek, bir fazilettir. Buda Askerî Konsey'in kanatlarını koparıp yetkilerini daraltması yoluyla bir kısmını kaybetmenin ardından tüm dünyanı kaybetmemen... ve demokratik sivil devlet açıklamalarıyla Amerika'yı hoşnut edip Amerika ile Batı'nın Rabbini öfkelendirmen ve Hilafet'in kurulmasını ve Allah'ın şeriatının tatbik edilmesini ihmal etmen yoluyla da ahiretini kaybetmemen içindir... Şüphesiz sen, Resulullah [Sallallahu Aleyhi ve Sellem]'in, şu hadisini okumuşsundur:
من أرضى الناس بسخط الله وكله الله إلى الناس ومن أسخط الناس برضا الله كفاه الله مؤنة الناس "Her kim Allah'ı öfkelendirmek pahasına insanları hoşnut ederse, Allah onu insanlara havale eder. Her kim de insanları öfkelendirmek pahasına Allah'ı hoşnut ederse, insanların eziyetleri için Allah ona yeter." [Tirmizi, Ebu Naîm Hılye'de Aişe'den rivayet etti]
Bu nasihat, sadece Allahu Subhânehu için olup buna karşı sizden ne bir ödül nede bir teşekkür bekliyoruz. Ancak demokratik sivil devlet projelerinin, İhvan-ı Müslimin'in olduğu Müslümanlar tarafından çağrılır bir hale geldiğini işittikleri zaman avurtlarını şişirerek güldüklerinde sinsi kafirlerden, ajanlarından ve bütün İslam düşmanlarından sakınmanızı istiyoruz.
إِنَّا لِلّهِ وَإِنَّـا إِلَيْهِ رَاجِعونَ "Muhakkak ki biz Allah'a aidiz ve mutlaka O'na döneceğiz." [el-Bakara 156]
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
H. 5 Şa'bân 1433
M. Pazartesi, 25 Haziran 2012