Pazar, 22 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/24
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

بسم الله الرحمن الرحيم

Obama, Aldatıcı Çekilmenin Ardından Irak'taki Amerikan Nüfuzunu Derinleştiriyor! "Elli" Bin Askerin ve On Binlerce Paralı Askerin Kalması: Eğitim mi Yoksa Yıkım Amaçlı mıdır?

Amerikan Başkanı Obama, bugün sabah, yani 01.09.2010'da bir konuşma yaptı. Konuşmasında geçen en dikkat çekici şey ise Irak hakkında: "Amerikan ordusunun Irak'taki muharip görevinin sona erdiğini, geriye kalan kuvvetlerin görevinin Irak'a yardım etmek, terörle mücadele operasyonlarında destek vermek, askerlerinin Iraklılara güzel bir gelecek sağlamak için Amerikan değerlerinin dürtüsü sayesinde Irak'ta büyük bir bedel ödediğini ilan etmesi ve şu sözüdür: "Ancak Irak'a karşı sorumluluğumuz devam etmektedir... Şirketlerimiz uzun vadede Irak'la birliktedir!"

Bunun öncesinde ise 28.08.2010'da yaptığı haftalık konuşmasında, "Seçim kampanyası sırasında söz verdiği şeyi yerine getirdiğini" ilan etmiş ardından da "Geriye kalan -50 bin- Amerikan kuvvetinin Irak kuvvetlerine, eğitimine destek vermeyi sürdüreceğini, terörle mücadele operasyonlarında ona ortak olacağını ayrıca Amerikan sivil ve askeri çabalarına koruma sağlayacağını" ifade etmişti.

Sözlerinin Çoğunun Doğru Olmadığını Herkesten Önce Obama'nın Kendisi Bilmektedir:

Muharip Görevin Sona Ermesine Gelince; Peki Bu Nasıl Olacak? Irak'ta geriye kalan asker sayısı sadece elli bin değildir. Bilakis bu askerleri destekleyecek "106" bin paralı askerin yanı sıra Amerikan Dışişleri Bakanlığının sayılarının ikiye katlanarak "7.000'e" çıkarılacağını açıkladığı mücrim güvenlik şirketleri de vardır. Ayrıca kötü hatıratlı Blackwater şirketi de Irak'a geri dönecek ama "Xe Service" adında başka bir isimle! Peki şimdi bu binlerce kuvvet; destek, tavsiye ve eğitim amaçlı mıdır yoksa Amerikan nüfuzunu derinleştirme ve yıkım amaçlı mıdır?! Bilhassa 19.08.2010 perşembe sabahı başlayan askeri birliklerin sonuncusunun çekildiğinin açıklanmasından yaklaşık elli bin askerin kaldığı bugüne kadarki süreçte askeri ve diplomatik yetkililerin yaptığı açıklamalar bu aldatmacayı ifşa etmektedir. Mesela Pentagon Sözcüsü Geoff Morrell şöyle demiştir: "Bildiğim kadarıyla henüz kimse savaşın sona erdiğini deklare etmedi... Terörizmle mücadele geride kalan kuvvetlerin görevinin bir parçası olarak devem edecektir... Bu nedenle bu ay çıktıktan sonra bile savaş pozisyonları ile karşılaşılması mümkündür." Amerikan Ordu Sözcüsü Yarbay Eric Bloom ise şu açıklamada bulunmuştur: "Son muharip birliklerinin Irak'tan Kuveyt'e geçmesi artık Irak'ta muharip kuvvetlerinin kalmadığı anlamına gelmemektedir." Hatta Irak'taki Amerikan Kuvvetleri Komutanı General Reymond Odierno, Birleşik Devletleri'nin önümüzdeki sene sonunda kararlaştırılan çekilme takviminden sonra bile Irak'taki askeri varlığını sürdüreceğini muhtemel görmektedir. Aynı şekilde ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Philip Crowley çekilmeyi, "Tarihi bir an olarak" niteleyerek "Amerika'nın Irak'taki yükümlülüğünün kararlı ve uzun süreli" olduğunu ifade etmiştir. Yine Amerikan'ın Bağdat'taki yeni büyükelçisi James Ceffrey, "Amerika'nın çekilmesinin güvenlik anlaşmasının uygulanması olup bu çekilmeden sonraki arzumuz iki ülke arasındaki uzun vadeli ilişkiler" olduğunu teyit etmiştir.

İşte tüm bu açıklamalar, bu çekilmenin bir aldatmaca olduğunu göstermektedir. Zira Obama'nın yaptığı tek şey şudur ki daha çekici ve daha öldürücü olmak için derisini değiştiren yılan gibi sağ cebindeki kuvvetleri çıkarmış sol cebindeki diğer kuvvetleri koymuştur! Amerika'yı derisini değiştirmeye iten faktör ise Irak'taki rejimi hezimete uğratmakla Irak'ı hezimete uğratacağı beklentisi içerisine girerek hesabında hata etmiş olmasıdır. Zira Amerika'nın tanklarla getirdiği ve işgali sırasında türettiği dünyalarını hatta başkalarının dünyalarını ahiretleri karşılığında satan kimseler dışında Sünnisi ve Şiisiyle Müslümanların güçlü bir şekilde karşısına dikilmesi sürpriziyle karşılaşmış... Böylece öldürülen askerlerinin sayısı artarak kendi itiraflarına göre 5 bine yaklaşmıştır. Kendilerinin itiraf etmediği veya trafik kazasına yada dost ateşine bağladıkları ölüm vakıaları ise cabasıdır... Böylece isimlerle oynayıp muharip görevi ismini destek, tavsiye ve eğitim görevi şeklinde değiştirerek Irak halkını aldatacağını, onların da Amerika'ya kendi çıkarlarını ve kendilerine yardım etmeyi önemseyen bir devlet nazarıyla bakacağını böylelikle Amerika'nın Irak'taki nüfuzunun güvenliğe kavuşacağı ve askerlerinin öldürülmesinin azalacağı böylelikle de Obama, özellikle bu senenin sonundaki yarıyıl seçimleri yaklaşmışken Amerika'da bir kamuoyu elde edeceği zehabına kapılmıştır!

Obama'nın Askerlerinin Amerikan Değerlerinin Dürtüsü Sayesinde Irak'a Güzel Bir Gelecek Sağlamak İçin Büyük Bir Bedel Ödemesine Gelince; Irak'ın işgal sonrasındaki vakıası, Obama'nın bu sözünün ne kadar komik olduğunu göstermektedir! Çünkü Amerika, 20.03.2003'te Irak'ı işgal etmesinden bu yana geçen yedi buçuk yıl boyunca işlemedik tek bir vahşi cürüm eylemi bırakmamıştır. Zira Irak'ı fesat ve ifsada boğmuş, fırkacılık ve mezhepçilik fitilini tutuşturmuştur. Amerika'nın kuyrukları ise bir gün Sünnilerin mescidini diğer gün Şiilerin mescidini ertesi gün şunların halk pazarını başka bir gün bunların pazarını bombalayarak bu patlamanın sorumluluğunu şu tarafa şu patlamanın sorumluluğunu bu tarafa yüklemiştir. Böylece durumlar patlama noktasına gelmiş, bir vücudun uzuvları parçalanmış, çoğu kişi evini terk etmiş, komşu komşuya hasım kesilmiş, tek bir mahalle birçok mahallelere bölünmüş ve tecrit duvarları çekilmiştir... Bunun yanı sıra vahşi hayvanların bile işlemekten haya ettiği vahşi eylemlerle dolu hapishaneler inşa etmiştir. Zira insanların tutuklanması ve bu hapishanelerde onlara işkence edilmesi hatta kanlı yöntemlerle öldürülmesi birer Amerikan değerlerinin ifrazatıdır!! Aynı şekilde Irak, dikkate değer askeri bir güce sahipti. Bunun üzerine Amerika, Irak ordusunu dağıtarak onun yerine kırılgan bir güvenliğin oluşmasına yardımcı olacak çok yönlü ve bağlılığı olan milisleri koymuştur. Böylece Irak, ister doğrudan olsun isterse bölgedeki Amerikan nüfuzuna tabi devletlerin vasıtasıyla dolaylı şekilde olsun Amerika'nın finanse ettiği pek çok casus güçlerinin yuvası haline gelmiştir...

Amerika, Irak'ı işgali sırasında Irak'ta devletler inşa ederek açık bölünme değil de "yumuşak bölünme" denilen bölünmeyi gerçekleştirmeye çalışmıştır. Bu bölünmeye göre Irak, Irak'ta her birinin ağırlığı ve gücü olacağı ve merkezi hükümetin en zayıf halka olacağı bölgelerden oluşacak bir hale gelecektir. Dolayısıyla etrafını bir araya toplayamayacaktır. Dolayısıyla da ülke, görüntüde tek bir yapı gerçekte ise birçok yapı haline gelecektir...

O halde Amerikan işgalinin, kendi kanlı boyasıyla boyadığı bu cürümleri Obama, Amerikan değerleri dürtüsü sayesinde Iraklılar için güzel bir geleceğin sağlanması mı addetmektedir?!

Fakat Obama, "Ancak Irak'a karşı sorumluluğumuz devam etmektedir... Şirketlerimiz uzun vadede Irak'la birliktedir" derken daha yumuşak kelimelerle ifade etmiş olsa da hakikate yaklaşmıştır! Zira Obama'nın bu aldatıcı çekilmeden maksadı, Irak'taki Amerikan nüfuzunu ve hegemonyasını muharip görevi adı altında devam ettirmek yerine bunu yardım etmek, tavsiye, eğitim ve ortaklık adı altında devam ettirmektir... Bunun içindir ki Amerikalı siyasi liderler, daha önce Irak'taki operasyonlarını öldürme ve savaş çarpışması gibi anlamlar içeren "Irak'ın kurtarılması" olarak isimlendirirlerken bugün itibarıyla refah, emniyet ve güvenlik iması veren "yeni şafak" olarak isimlendirmektedirler!

 

Ey Müslümanlar! Ey Irak Halkı!

İsimlerle oynamak hakikatten hiçbir şeyi değiştirmez. Amerika ister yumuşak isterse sert bir deriye bürünsün Irak'ta işlediği cürümlerin unutulması doğru değildir: هُمُ الْعَدُوُّ فَاحْذَرْهُمْ قَاتَلَهُمُ اللَّهُ أَنَّى يُؤْفَكُونَ "Düşman onlardır. Onlardan sakın. Allah onları katletsin (kahretsin)! Nasıl da döndürülüyorlar." [el-Munâfikûn 4] Amerika, dahili ve harici olarak peş peşe krizlerin içerisine girmişken "muharip görevin sona erdiğini bu kuvvetlerin şu andaki görevlerinin tavsiye, takviye ve Iraklıların maslahatlarını destek amaçlı olduğunu" söyleyerek sahte kozmatik operasyonlarla Irak'ta işlediği cürümlerin vakıasını hafifletmeye çalışmaktadır!

Şu andaki tehlike, Obama'nın muharip kuvvetlerini çektiğini ve geriye kalan kuvvetlerin yeni şafak olarak isimlendirdiği yeni dönemde tavsiye ve eğitim amaçlı olduğunu gösterip Irak halkını aldatarak nüfuzunu derinleştirmeyi başarmasıdır! Sizlere düşen Amerika'nın kökünü kazıyarak ve Amerika'nın tanklarla pazarladığı ve işgali sırasında türettiği bu siyasi sınıfı ifşa ederek bu şafağı gerçek yeni bir şafağa çevirmektir. Zira bu siyasi sınıf, Irak'ın kendi işlerini yürütemediğini dolayısıyla Amerikan vesayetine ihtiyaç duyduğunu gösterebilmesi amacıyla hükümetin oluşturulması konusunda aldatmada bulunabilmesi için Amerika'nın imajını düzeltemeye katkıda bulunmaktadır! Aslında bu siyasi sınıf, Amerika'nın hizmetinde olup ona bir saat içinde hükümeti kurmasını emretmiş olsa boyun bükerek bunu hemen yapar. Ancak bu sınıf, Allah'tan, resulünden ve müminlerden haya etmeyen siyasi bir sınıftır.

 

Ey Müslümanlar! Ey Irak Halkı!

Hizb-ut Tahrir sizleri, Amerikan politikasının tuzağına düşmeye karşı uyarmaktadır. Sakın Amerika'nın muharip görevin sona erdiğine dair sözleri sizleri aldatmasın. Yaptıklarına bir bakınız. Zira Amerika, hala Irak üzerindeki hakimiyetini sürdürmekte, nüfuzunu yaymakta ve korkunçluğu bakımından işlediği vahşetler bizzat Amerikan kuvvetlerinin işlediği vahşetleri aşan paralı kanlı kuvvetlerini konuşlandırmaktadır. İşte tüm bunlar, iğrenç fotoğrafı tebessüm eden bir fotoğraf şeklinde gösterebilmek için ona rötuş yapmak amacıyla gözlere kum zerrecikleri serpmektir!

Amerika, bugün zor bir durumda olup bu, ganimete çevrilmesi ve Amerikan nüfuzunun kökünden kazınması için ele geçmiş bir fırsattır. İslam beldesi Irak'ın, İslam'a ve Müslümanlara tuzak kuran ve kuragelen kimselerin eğitimine ve tavsiyesine ihtiyacı yoktur. Zira bu tür kimseler ve taraftarları, nasıl oldur da yardımda veya tavsiyede veya zerre kadar hayırda bulunabilir?!

وَدُّوا مَا عَنِتُّمْ قَدْ بَدَتِ الْبَغْضَاءُ مِنْ أَفْوَاهِهِمْ وَمَا تُخْفِي صُدُورُهُمْ أَكْبَرُ قَدْ بَيَّنَّا لَكُمُ الْآَيَاتِ إِنْ كُنْتُمْ تَعْقِلُونَ "Hep sıkıntıya düşmenizi isterler. Gerçekten buğzları (kin ve düşmanlıkları) ağızlarından (dökülen sözlerinden) taşmaktadır. Kalplerinde gizledikleri (buğzları) ise daha büyüktür. Eğer aklederseniz size ayetleri açıkladık." [Âl-i İmrân 118]"

 

Ey Müslümanlar! Ey Irak Halkı!

Sizler; aylar, seneler, bir asır hatta bir asırdan daha fazla süren savaşlarda istilacılarla savaşmış hiçbir zaman düşmanına boyun bükmemiş insanlar için çıkartılmış en hayırlı izzetli ve şerefli bir ümmetin parçasısınız. O ümmet ki haçlıları ve tatarlıları kahrettikten sonra Konstantiniyye'yi fethedinceye, gözlerini Roma'yı fethetmeye dikerek Adriyatik Körfezi kıyılarına ininceye ve Viyana surlarını dövünceye kadar dört bir tarafa yayılmıştır. O ümmet ki onun ordusuna arkasında savaşılan ve onunla korunulan Halife liderlik etmiştir... O ümmet ki Allah'a nusret etmiş Allah da ona nusret etmiştir, Allah'ın emrine icabet ederek adaletle hükmetmiş Allah da onu izzetlendirmiştir. O halde bugün Yahudi, Amerikan, İngiliz ve benzeri isimler adı altında Haçlı ve Tatarlı dalgalarla kuşatılmış bir durumda olan bu ümmete yaraşan, Allah'a yardım etmek için ceht ve gayret etmesidir ki Allah da ona yardım etsin, Allah'ın emrine icabet etmesidir ki Allah da onu izzetlendirsin, Raşidi Hilafeti ikame etmesidir ki Haçlılar ve Tatarlılardan sonra ikinci kez dört bir tarafa yayılsın da Amerika'ya, İngiltere'ye, Yahudilere ve müttefiklerine sakınmakta oldukları şeyi göstersin de nusrete ve zafere kavuşsun:

وَيَوْمَئِذٍ يَفْرَحُ الْمُؤْمِنُونَ (4) بِنَصْرِ اللَّهِ يَنصُرُ مَن يَشَاء وَهُوَ الْعَزِيزُ الرَّحِيمُ "İşte o gün, müminler de Allah'ın nusretiyle, zaferiyle ferahlayacaklardır. Allah dilediğine nusret, zafer verir. O, Aziz'dir, Rahim'dir." [er-Rûm 4-5]

 

Ey Müslümanlar! Ey Irak Halkı!

Sizleri Rabbinizin rızasına kavuşturacak olan yol işte budur ki o, izzetinizin kaynağı ve kurtuluşunuzun gerçekleştiricisidir.

İşte Hizb-ut Tahrir, sizleri buna çağırmaktadır. O halde icabet edecek misiniz?

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آَمَنُوا اسْتَجِيبُوا لِلَّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُمْ لِمَا يُحْيِيكُمْ "Ey iman edenler! Allah ve resulü sizi, size hayat verene çağırdığında icabet edin." [el-Enfâl 24]

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir


H. 22 Ramazan 1431
M.  Çarşamba, 01 Eylül 2010

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER