Pazar, 22 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/24
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

بسم الله الرحمن الرحيم

Size Pazarlanmak İstenen Sivil Devlet Laik Bir Devlet Olup İslam'la Hiçbir İlgisi Yoktur. Onu Reddedin, Kabul Etmeyin ve Raşidi Hilafet'ten Başka Bir Seçenekten Razı Olmayın

İnsanlar ‘sivil devlet' kavramını ancak yeni duymaktalar. Bu kavram ise esasında ve demokrat yönetim sistemine göre dini hayattan ayıran laikliğe dayalıdır. Ancak onun fikir babaları Müslümanların laikliğe karşı hassas olduklarını bildikleri ve bu yüzden insanları kandırmak için onu süsleyip püslediler ve güya bu kavram; devletin kurum, çağdaş ve gelişmiş olan bir devlet olup insanların seçtiği kanun karşısında ırk, renk ve din gibi hiçbir ayırım olmaksızın herkesin eşit olduğu, bu devlet özgürlükler devleti olup onda olağanüstü hal kanununun yer almadığı bir devlettir. Buna göre hiçbir kimse veya hiçbir parti diğerine kendi görüşünü dayatamaz ve seçim sandığı ise bir hakemdir! İşte bunlar bu kavram türküsünü geveleyip duruyorlar. Bu kandırma işine devam etmek için de onun güya İslami kaynağı olan sivil devlet olarak propagandası yapılmaya başlandı!!

Hükümet ise sivil devlete çağıran anayasanın içtüzüğünü ve ana ilkelerin belgesini onayladı. Ayrıca bu devlette dini sloganlar söz konusu olmayacağına dair bir şart da koşuluyor! Bu belgede -göz boyaması olarak- birçok insanların hayr zannettiği ‘İslam teşri veya yasama konusunda ana kaynaktır' fıkrası geçmiştir. Bu da yasama konusunda İslam dışında başka kaynağın olmasına izin verilir demektir. Acaba bunlar hangi ana ilkelerden bahsediyorlar? Bu ana ilkeler nereden geliyor? Onları kim koydu? Ve hangi esas üzere?


Ey Müslümanlar, ey Mısır'ın Kinane halkı!

Bu pazarlama; İslam'ı yönetimden uzaklaştırmak ve dini devletten ayıran demokrat sivil devlet fikrini aşılamak için hala içinizde bulunan rejimin bir aldatmacasıdır. Zira İslam'ın yasamanın ana kaynağı olması caiz değildir. Zevke göre ondan alınır sonra millet meclisinin heva ve hevesine göre seçim sandıklarında beşer merkezli çoğulcu bir referanduma tabi tutulur. Hayır, İslam; anayasası ve hükümleriyle teşri/yasamanın tek başına bir kaynağı olmalı ve Allah [Subhânehu ve Te'alâ]'nın indirdiği gibi tamamıyla tatbik edilmelidir. Allah [Subhânehu ve Te'alâ] şöyle buyurmuştur:

"إن الحكم إلا لله"Hüküm sadece Allah'a aittir. Yusuf 40

Onların istedikleri sivil devletin esası, yasamanın beşere bırakıldığı demokrasi fikrine dayalıdır. İnsanlar arasında eşitliği sağlayan sivil devlete çağıran çığırtkanlar da kendileri bile seçim kampanyası esnasında dini veya ideolojik (fikri) sloganların olmaması gerektiğini istemekle insanlar arasında eşitliği sağlamamaktadırlar. Sanki onların çağırdığı demokrasi ve liberalizm sloganlar idelojik değil! Zira ilk ‘sivil', demokrat ve laik devletin kurulu olduğu esas, dinin devletten ayrılması idi. Avrupa'da yöneticilerin kilise ve din adına insanlar üzerine uyguladıkları zulüm ve haksızlıklardan dolayı dinin hayattan ayrılması, halkın kendi nizamı ve kanununu koyması ve çoğunluğa göre yasa çıkartması gerektiğine karar verdiler. Böylece halk yasama konusunda egemenliğin sahibi olmuştur. Oysa; bu şey, Mısır halkının edindiği İslam dinine hem aykırı hem de haramdır. Çünkü İslam'da teşr'i etme veya yasama konusu sadece Allah [Subhânehu ve Te'alâ]'ya mahsustur. Ayrıca; sivil devlete çağıranlar; ruhi ve siyasi akidesi olan adil İslam'ı ortaçağlarda bulunan kilise despotizmi ile eşit tuttular. Bu esasa göre ikisini birbirine karıştırdılar ve insanlara kendilerinin dini devlet istemediklerini söylüyorlar. Başka ifadeyle; onlar dinsiz ve hiçbir dinin olmadığı bir devlet istiyorlar. Yani bu, dini siyasetten ayırmaktır. Böylece siyasette din olmaz, dinde de siyaset olmaz. Onların hedefi -devletin içinde bulunduğu din olan- İslam'ın siyasete karışmamasıdır ki böylece yönetime ulaşmasın. Hatta onlar daha da ileri gittiler ve insanları aldatmak ve kendi hedeflerine ulaşmak için El-ezheri-ş şerif'i -ki onların tuzaklarını ve sapkınlıklarını bildiği halde insanları aldatmak için onlara ortak oldu- de kendilerine uydurmaya kalkıştılar. Onlar nasıl böyle ahkam kesiyorlar?

"ويمكرون ويمكر الله والله خير الماكرين" Onlar tuzak kurarlarken Allah da tuzak kuruyordu. Allah tuzak kuranların en iyisidir. Enfal 30


Ey Müslümanlar, ey Mısır halkı!

İnsanları saptırmak için 'bizdeki mana' ve 'onlardaki mana' dediler ki sivil ve demokrat devletin iki tarifi veya manası yoktur. Demokrasi, laiklik ve kapitalizmin gerçek fikir babalarının açıklayıp mana kazandırdıkları gibi onun tek bir mefhumu vardır. Dolayısıyla onların kazandırdıkları manayı kopyalayarak onu veya bir kısmını alıp İslam bundan uzak ve ber'i olduğu halde onunla alakalandırmamız doğru olmaz. Onun manası egemenlik ve yasama yetkisinin tümünün insana verilmesidir. Oysa İslam'daki egemenlik ve yasama tamamıyla Şari'e aittir. Zira İslam'ın hükümleri; yöneticinin çoğunlukla ve gönül rızasıyla nasıl seçileceğini, onun nasıl muhasebe edileceğini, ister Müslüman olsun ve isterse gayri müslim olsun insanların işlerini hak ve adaletle nasıl yürütüleceğini bundan on beş asır önce beyan etmiştir. Bu arı duru kaynağı bırakıp da onların zehir zemberek kaynağından mı içelim? Onların verdiği hüküm ne kadar kötüdür?!


Ey Müslümanlar, ey Mısır halkı!

Batı, onların işbirlikçileri ve çığırtkanları kendi bozukluklarını Mısır ve Müslüman beldelerine pazarlayıp dayatmak istese de, Müslümanlar onları istemiyorlar. Şüphesiz onların tuzakları kendilerine dönecektir. Çünkü Allah [Subhânehu ve Te'alâ]'nın şeriatı İslam'ı onlara taşıyacak ve tatbik edecek olan İslamî Hilafet devletidir ve onları içinde bulundukları çöküşten kurtaracak olan tek şey de odur. Nitekim; Batı siyasetçi ve düşünürleri; Müslüman beldelerini birleştirecek olan Hilafet devleti aracılığıyla İslam'ın yönetime geleceğini ve bunun bir an meselesi olduğunu da bilirler. Ancak onları hilafetin geri gelmesinden daha çok korkutan şey, İslam'ın adaletini ve demokrasinin iflasını anladıktan sonra kendi halklarının İslam'a girmeleridir. Allah [Subhânehu ve Te'alâ] şöyle buyurmuştur:

"إذا جاء نصر الله والفتح ورأيت الناس يدخلون في دين الله افواجا، فسبح بحمد ربك واستغفره انه كان توابا" Ey Resulüm! Allah'ın yardımı ve zafer günü gelip, insanların Allah'ın dinine akın akın girdiklerini görünce, Rabbini yücelterek tesbih et; O'ndan bağışlama dile. Çünkü O, tövbeleri daima kabul edendir. Nasr 1-3


Ey Müslümanlar, ey Mısır halkı!

Amerika'nın Mısır'daki kolunu ve nüfuzunu kesmeniz lazım. Çünkü yönetimdeki rejim ve ABD'nin işbirlikçileri aracılığıyla İslam'a ve Müslümanlara karşı bu tür hamleleri çeviren ve finans eden gizli el odur. Bunda amaç ise İslam'ın yönetime ulaşmamasıdır ki böylece o Müslümanların servetlerini çalıp çırpmaya devam etsin. Eski rejimin bazılarını demir parmaklar arkasına attırdığınız gibi kalan diğer bazılarını da hala üzerinize uygulanmakta olan kanunlarıyla birlikte aynı yere gönderebilirsiniz. Ayrıca Amerikan ve ‘İsrail' büyükelçilerini de kovabilir, onların savaş ve uçak gemilerinin Süveyş kanalından geçişini engelleyebilir ve Mısır'ı Batı'nın nüfuzu ve hegemonyasından kurtarabilirsiniz. Böylece Tahrir meydanının gerçek ismini koymuş olursunuz. Zira devrimin sizin kurtuluşunuzla olan gerçek zaferi ancak Allah [Subhânehu ve Te'alâ]'nın şeriatını tamamıyla uygulamakla olur. İşte o zaman müminler Allah [Subhânehu ve Te'alâ]'nın yardımıyla sevineceklerdir.

Biz Hizb-ut Tahrir olarak sizi; ikinci Raşidi Hilafet Devleti yoluyla Allah [Subhânehu ve Te'alâ]'nın şeriatını tatbik etmeye çağırıyoruz. Zira bu işi Allah [Subhânehu ve Te'alâ] sizin de üzerinize farz kılmıştır. Hatta o farzların tacıdır. Zira bu büyük devletin kurulmasıyla Allah [Subhânehu ve Te'alâ]'nın dini izzet bulacak, şer ve zulüm kalkacaktır. Onunla hayr, adalet ve güzel yaşam hoş gelecektir. Allah [Subhânehu ve Te'alâ] şöyle buyurmuştur:

"وعد الله الذين آمنوا منكم وعملوا الصالحات ليستخلفنهم في الأرض كما استخلف الذين من قبلهم وليمكنن لهم دينهم الذي ارتضى لهم وليبدلنهم من بعد خوفهم امنا يعبدونني ولا يشركون بي شيئا، ومن كفر بعد ذلك فأولئك هم الفاسقون"

Allah; içinizden iman edip salih amel işleyenlere vaad etti ki; onlardan öncekileri nasıl hakim kıldı ise onları da yeryüzüne hakim kılacak ve onlar için beğendiği dini temelli yerleştirecek, korkularını da emniyete çevirecektir. Çünkü onlar, Bana kulluk eder ve hiçbir şeyi Bana ortak koşmazlar. Kim de bundan sonra inkar ederse; işte onlar fasıkların ta kendileridir. Nur 55

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Mısır Vilâyeti


H. 26 Ramazan 1432
M.  Cuma, 26 Ağustos 2011

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER