Hizb-ut Tahrir Ve Hilafet Konulu Panel Gerçekleştirildi
- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
KöklüDeğişim Dergisi tarafından İstanbul ve Bursa ile birlikte Ankara’da düzenlenen Hizb-ut Tahrir ve Hilafet konulu panel KöklüDeğişim Medya Grup Ankara konferans salonunda yoğun katılımla gerçekleştirildi.
Panel, Kur’an tilaveti ile başladı. İlk konuşmacı M. Hanefi Yağmur, “Hizb-ut Tahrir’in kurucusu Takıyyuddin en Nebhani” başlıklı sunumunda Nebhani’nin; alim bir aileden geldiğini, onlu yaşlarda hafızlığını tamamladığını, İslami ilimlerde ilerlediğini, Ezher’de dört farklı alanda diploma alarak en yüksek başarı seviyesi ile mezun olduğunu belirtti.
Nebhani’nin Ezher’de okurken çevresiyle fikri ve siyasi münazaralara girdiğini ve 1932 yılında Ezher’den mezun olduktan sonra şer’i ilimler dersleri vermeye başladığını ve eğitimde Batı kültürünün etkisini görerek Batı kültürünün tehlikelerini öğrencilerine anlattığını belirten Yağmur, 1950’li yıllara kadar İslam Ümmeti’nin meseleleri hakkında Nebhani’nin kafa yorduğunu ve Müslümanların bağrına bir hançer misali saplanan Yahudi varlığının kendisini etkilemesi ile birlikte Hizb-ut Tahrir’i kurduğunu belirtti.
Yağmur Nebhani’nin özellikle İngilizlerin Müslümanlar üzerinde gerçekleştirdikleri oyunları deşifre ettiğini, bu nedenle kurduğu Hizb-ut Tahrir’e İngiliz ajanı şeklinde iftiralar atılmasında bunun etkisi olabileceğini belirtti.
Yağmur, Nebhani’nin kürsülerde yaptığı konuşmalardan dolayı hapsedildiğini Ürdün kralı Abdullah tarafından çağırıldığını ve itaat etmeye zorlandığını fakat Nebhani’nin; “Ben daha önce Allah’a söz verdim. Kim Allah’a dost olursa bende ona dost olacağım. Kim de Rasulullah’a düşman olursa ben de ona düşman olacağım.” cevabını verdiğini bunun üzerine tekrar hapishaneye gönderildiğini belirtti.
Nebhani’nin hayatının Ürdün, Suriye, Lübnan ve Irak yönetimlerinin zulmü altında geçtiğini ifade eden Yağmur, Irak’ta bir devrim gerçekleştirme amaçlı olarak bulunduğu bir sırada yakalanarak yakın ailesi tarafından dahi tanınamayacak kadar ağır işkenceler gördüğünü fakat yine de davasından vazgeçmediğini belirtti.
Nebhani’nin diğer İslami hareket liderleri ile ilgili olarak hiçbir zaman karalama yapmadığını, dünyaya düşkün olmadığını, Müslümanların başına gelen olaylardan dolayı da sürekli düşünen biri olduğunu belirten Yağmur “o Rabbine verdiği sözü yerine getirmiştir” diyerek sözlerini tamamladı.
İkinci olarak söz alan Yılmaz Çelik, “Takıyyuddin en Nebhani’nin fikir ve eserleri” başlıklı sunumunu gerçekleştirdi. İslam Ümmeti’nin yeryüzünde lider iken bir çöküntü yaşadığını ve böylece servetlerin çalınmasından namusların kirletilmesine kadar acı olaylar yaşandığını belirten Çelik, Nebhani’nin Müslümanlara tekrar izzetini kazandırmak ve Müslümanları bu çöküntüden, geri kalmışlıktan kurtarmak için eserler ortaya koyduğunu ifade etti.
Fikri kıymetleri elinde bulunduran bir toplumun maddi kıymetleri kaybolsa dahi bu fikri kıymetlerle tekrar onları elde edebileceğini fakat fikri kıymetlerini kaybeden toplumların maddi kıymetleri kazanamayacağını belirten Çelik, İslam Ümmeti’nin doğru fikir üzerine doğru düşünerek kalkınabileceğini belirtti.
Bu nedenle Nebhani’nin işe önce aklın tanımı ve doğru düşünme metodunu ortaya koymaktan başladığını ve Düşünme adlı bir eser kaleme aldığını belirten Çelik ayrıca Nebhani’nin kalkındırılacak topluma dair farklı bir tanım getirdiğini, sonrasında toplumu kalkındıracak kitlelere yön verecek nitelikte Kitleleşme adlı bir eser yazdığını belirtti.
Çelik, Nebhani’nin insanlığın bütün problemlerini çözecek bir ideoloji olarak İslam’ın bir hayat nizamı olduğunu belirttiği İslam Nizamı ve Mefhumlar, İslami bir şahsiyetin nasıl oluşturulacağını anlattığı 3 ciltlik İslami Şahsiyet, sömürgeci kafir devletlerin mefhum ve fikirlerini aktarıp onlara karşı İslam’ın siyasi fikirlerini ortaya koyduğu Hizb-ut Tahrir’in Siyasi Mefhumları, insanlar arası ilişkileri ve intizamı sağlayıp huzur ve güveni tesis edecek mefhumları anlattığı Ukubat Nizamı, kadın-erkek ilişkilerini şer’i ölçülerle anlattığı İçtimai Nizam, İslam’ın ekonomik nizamını anlattığı İktisadi Nizam, Müslümanların zihinlerindeki İslam’ın yönetim nizamı ile ilgili soruları cevaplandıran İslam’da Yönetim Nizamı, İslami çözümlerin, nizamların hayatta tatbik edilmesinin yolunun aktarıldığı İslami Devlet adlı eserleriyle Müslümanların problemlerini çözecek fikirleri ortaya koyduğunu ifade ederek konuşmasını tamamladı.
Son olarak Bayram Sağnak “Bir Kalkınma Hareketi Olarak Hizb-ut Tahrir” başlıklı bir konuşma yaptı.
Hizb-ut Tahrir’in Al-i İmran Suresi 104. ayete istinaden kurulmuş siyasi bir parti olduğunu, Ürdün’de 1953 yılında Takıyyuddin en Nebhani ve dört üye tarafından kurulduğunu aktaran Sağnak daha sonra mevcut yönetim tarafından partinin kapatılıp dört üyesinin tutuklandığını belirtti.
Aynı baskı ve zulümlere Hizb-ut Tahrir’in Irak’ta yaptığı çalışmalarda da maruz kaldığını belirten Sağnak, ayrıca 1960’lı yıllarda Hizb-ut Tahrir’in Türkiye’de aktif olarak çalışmaya başladığını ve o dönemden bu zaman mevcut bütün hükümetlerin bu durumdan fazlasıyla rahatsız olduğunu belirtti.
Takıyyuddin en Nebhani’nin vefatından sonra partinin başına Abdulkadim Zellum’un geçtiğini, şimdiki emirinin ise 2003 yılından itibaren Ata ebu Raşta olduğunu belirten Sağnak Hizb-ut Tahrir ile insanların şahıslara bağlı olarak değil de fikirlerinden kaynaklı olarak çalıştığını ifade etti.
Hizb-ut Tahrir’in dünya çapında 50 civarında ülkede çalıştığını ve insanlara Hilafet isimli bir çözüm sunduğunu belirten Sağnak Hizb-ut Tahrir’in İslam Ümmetini kalkındırmayı hedefleyen bir parti olduğunu ve bugünde Hizb-ut Tahrir’in hedefine doğru ilerlediğini belirterek konuşmasını tamamladı.
Panel yoğun olarak panelistlere yöneltilen sorular ve cevaplar bölümünün ardından sona erdi.