Salı, 22 Cumade’s Sânî 1446 | 2024/12/24
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Dörtlü İngiliz Bloğu!

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber ve Yorum

Dörtlü İngiliz Bloğu!

Haber:

CHP, İYİ Parti, SP ve DP’den oluşacak dörtlü ittifakın protokolü dün parti genel başkanlarına sunuldu. Bir sayfalık protokol dört parti liderinin katılımıyla düzenlenecek törenle imzalanacak. [03.05.2018 Hürriyet]

Yorum:

AKP-MHP ittifakı, 24 Haziran’da baskın seçim kararı aldıktan sonra “ortak aday” arayışına giren muhalefet cephesi, Abdullah Gül’ün kapısını çaldı. Gül’den olumsuz cevap alınca ittifak konusunda hızlı görüşme trafiğine giren CHP-İYİ Parti-Saadet Partisi-DP’nin, yapılan açıklamaya göre “Dörtlü İttifak” konusunda büyük ölçüde uzlaşmaya vardıkları belirtildi.

Peki, bu sürece nasıl gelindi? Amerikan-İngiliz blokları nasıl böyle netleşti? Gelin kısa bir göz atalım.

Bilindiği üzere Erdoğan, 17 Nisan günü başkanlık sistemine bir an önce geçmek için AKP’nin koltuk değneği mesabesindeki Amerikan ajanı Devlet Bahçeli ağzından erken seçim açıklamasında bulundu. Ertesi gün (18.04.2018) iki lider arasında gerçekleşen yarım saatlik görüşmenin ardından saat 15.30 sularında kameraların karşısına geçen Erdoğan, 24 Haziran’da erken seçim kararı aldıklarını belirtti.

Erken seçim kararı sonrası ortak aday için 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün kapısını çalan İngiliz bloğu, Gül’ü adaylık için tam kotarmıştı ki, Erdoğan’dan yana tavır alan Amerika, önce ajanları Davutoğlu ve Arınç üzerinden Erdoğan’a destek açıklaması yaptırdı. Dahası Gül’ün aday olmayacağından emin olmak ve aba altından sopa göstermek için CIA’nın Türkiye raportörü ajanı İbrahim Kalın’ı Gül’e gönderdi. Kalın ile görüştükten sonra Gül, 28 Nisan’da yaptığı açıklamada, ortak aday için mutabakat sağlanamadığı gerekçesiyle aday olmayacağını ifade etti.

Peki, neden Amerika Erdoğan’dan yana tavır aldı sorusuna gelince, Birincisi: başkanlık sistemi sorgulanır hale gelecekti, çünkü Gül, referandum sürecinde parlamenter sistemden yana açıklama yaptı. Dahası başkanlık sistemi karşıtı İngiliz bloğun adayı olacaktı. İkincisi: AKP içinde çatırdamalar meydana gelecekti. Hatta Gül aday olduğu takdirde Gül saflarına geçecek milletvekili sayısı bile basına sızdırıldı. Dolayısıyla AKP’nin çatırdaması demek, Amerika’nın 16 yıllık emeğinin toz olup gitmesi demekti. Bu yüzden Gül’e ajanı Kalın’ı gönderip tehdit etti. Üçüncüsü: Gül’ün sürekli İngilizler ile dirsek temasında olduğunu ve bu temas sürecinde karakteri gereği İngilizlerin ona sızabileceğini fark etti. Onun için Avrupalıların sızma ihtimali olmadığı Erdoğan’dan yana tavır koydu.

İngiliz bloğun daha doğrusunu söylemek gerekirse İngilizlerin ortak aday planı, Amerika’nın devreye girmesiyle başarısız olunca, İngilizler, başkanlığı kaybettikleri takdirde en azından parlamentoda çoğunluğu elde etmek için farklı kulvardaki ajan partilerini aynı çatı altında toplamak istedi. Böylece saflar netleşti ve Amerikan bloğu karşısında İngiliz bloğu oluşmuş oldu. CHP, İyi Parti, Saadet Partisi ve Demokrat Parti’den oluşan İngiliz dörtlü ittifak bloğu, sıfır baraj ittifakı ile TBMM’de sandalye çoğunluğu olan 301’i almaya çalışacak.

Müslümanlara gelince, ister Amerikancı AKP-MHP-BBP cumhur ittifakı olsun, isterse İngilizci CHP-İYİ Parti-SP-DP dörtlü ittifakı olsun, bu tür laik ittifaklar hiçbir zaman Müslümanların yararına kurulmuş ittifaklar değildir. Aksine hepsi de efendileri Amerika ya da İngilizlere hizmet etmek, çıkarlarını korumak adına kurulmuş ittifaklardır. Farz edelim ki iktidardaki ittifak değişti ve dörtlü ittifak parlamentoda çoğunluğu elde etti, rejimin birincil düşmanı yine Müslümanlar olacaklardır. İttifakın “Cumhur” ya da “Dörtlü” olması bu gerçeği değiştirmez. Çünkü efendileri Amerika veya İngiltere’nin birincil düşmanı Müslümanlar olunca, uşaklarının birincil düşmanının Müslümanlar olması evla babındandır.

1924 yılında Hilafetin ilgasıyla birlikte kurulan laik rejim, her daim Müslümanları kendine düşman olarak görmüştür. Şuan rejimin başı olan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın meydanlarda Kuran okuması, İslami söylemler kullanması laik rejimin düşmanının Müslümanlar olduğu hakikatine zeval getirmez.

Onun için Müslümanlar, laik “Cumhur İttifakı” ve “Dörtlü İttifak”tan birine oy kullanmak yerine 24 Haziran seçimlerini boykot etmelidir. Zira iktidara kim gelirse gelsin kesinlikle yararlarına olmayacaktır. İnsan yapımı (şeytani) yasalar uyarınca hükmeden her iki ittifaktan İlahi kanunlara inanan Müslümanlar lehine fayda beklemek ahmaklık olur.

Hizb ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Adına

Ercan Tekinbaş

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER