Cumartesi, 21 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/23
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Amerika, Fırat’ın Doğusunda PYD ile Batısında ise Türkiye ile Devriye Atıyor

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber - Yorum

Amerika, Fırat’ın Doğusunda PYD ile Batısında ise Türkiye ile Devriye Atıyor

Haber:

ABD'nin PKK'lı 3 elebaşının kimlik ve yerleri karşılığında 12 milyon dolar para ödülü koymasıyla ilgili Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Aksoy açıklama yaptı. Aksoy, "ABD'nin kararını olumlu karşılıyoruz. Bu adım Irak ve Suriye'de somut adımlarla desteklenmeli." dedi. (haberler.com)

Yorum:

Amerika, Fırat’ın dğusunda PYD ile devriye atarken, batısında ise Türk askerleriyle devriye atıyor. Yine aynı Amerika, PKK’yı “terör örgütü” listesine almış olmasına rağmen diğer taraftan Suriye’deki kolu olan PYD’ye, her türlü açık desteği veriyor. Yine aynı Amerika, Barzani’nin yaptığı referanduma karşı çıkarken, PYD’ye Suriye masasında yer vereceği vaadinde bulunuyor. Son olarak aynı Amerika, PYD ile devriyelerin tartışıldığı bir günde şimdi de PKK’nın üst düzey yöneticileri olan Murat Karayılan, Cemil Bayık ve Duran Kalkan için başlarına 12 milyon dolar para ödülü koyduğunu duyurdu.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, ABD'nin 3 üst düzey PKK'lının başına ödül koymasına ilişkin, "'YPG'yi PYD’yi PKK’dan ayrı tutuyoruz. Bununla kandıramazlar. Bunların organik bağının araçsal bir ilişki olmadığını defalarca anlattık. Çok geç kalınmış bir eylem. Bunu yapsınlar olumlu karşılarız ama büyük fotoğraf içinde bu YPG angajmanını perdelemek için yapılan bir şeyse 3 gün sonra gerçek ortaya çıkacaktır" dedi.

TSK, bir süre önce topçu ateşi ile Fırat’ın doğusundaki YPG/PKK unsurlarını hedef almıştı. Bu topçu ateşi İstanbul’da gerçekleştirilen dörtlü zirvenin hemen ertesi günü yani 28 Ekim’de başladı. Türkiye’nin yaptığı bu topçu atışların akabinde ABD Dışişleri Bakanlığı 02 Kasım 2018 tarihinde; “Suriye’nin kuzeybatısında ABD askeri personeli de o bölgedeyken gerçekleştirilen tek taraflı saldırılardan büyük kaygı duyuyoruz” açıklamasını yaptı. ABD Başkanı Donald Trump ile Cumhurbaşkanı Erdoğan arasında da aynı tarihte gerçekleşen telefon konuşmasının gündem maddelerinden biri de Menbiç’ti. Trump’ın görüşmede bu kaygıları da aktarmış olması da çok kuvvetle muhtemel.

Hatırlanacağı üzere Cumhurbaşkanı Erdoğan 16 Mayıs 2017 tarihinde ABD Başkanı Trump ile ilk defa yüz yüze bir görüşme gerçekleştirmişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ziyareti öncesinde ise Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar, MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve Cumhurbaşkanlığı sözcüsü İbrahim Kalın ön görüşmeler için heyet olarak Washington’da idiler. Bu heyet sözde PYD/YPG’nin terör örgütü kabul edilmesi ve Gülen’in iade edilmesi talebini muhataplarına iletecekti. Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan daha ABD’ye gitmeden önce Trump, YPG’ye silah yardımını onaylamıştı. Böylece Erdoğan’ın defalarca dile getirdiği: “Siz bizimle mi berabersiniz yoksa bu terör örgütü PYD ve YPG’yle mi berabersiniz?” sorusunun da cevabını almıştı. O günden bugüne değişen hiçbir şey olmadı. Amerika bu süreçte hem PKK’ya desteğini sürdürüp, eğitip, dönüştürürken, hem de Türkiye’ye roller vermektedir. Cumhurbaşkanı Erdoğan Amerika ziyaretini iptal etmek yerine; “Endişelerimizi Trump’a bizzat ileteceğim”, “Yapacağımız görüşme virgül mesafesinde değil, nokta mesafesinde olacaktır” demişti. Görüşmenin sonunda bir muhabirin Erdoğan’a: “Nokta mı, virgül mü koyuldu, nasıl değerlendiriyorsunuz, hangi aşamaya gelindi” sorusuna Cumhurbaşkanı Erdoğan: “nokta koyarsak olmaz” diyerek cevap vermişti. Bir yıl önce nokta koyamayan ve her türlü işbirliğine açık olarak hareket eden Türkiye, şimdi de nokta koymayacak ve işbirliğini sürdürecektir.

Türkiye, Suriye meselesindeki omurgasız dış siyasetiyle sözde Esed karşıtlığından, Esed’li geçişe destek vermeye, ılımlı silahlı guruplara şartlı sponsorluktan gruplar arasında fitne arabuluculuğuna kadar her türlü kirli siyasete imza attı. Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı operasyonlarıyla Suriye mazlumlarına değil de Esed’e kalkan olmayı başardı. Cenevre’de elde edilemeyen sonuçlardan sonra muhalif gurupların yönünü Astana’ya çevirerek anlaşmalara zorladı. En son da “çatışmasızlık bölgeleri” kararına imza atarak Esed rejimine kalkan oldu. Türkiye bunların tamamını yörüngesinde bulunduğu Amerika’nın çıkarları için yaptı. Şimdi de Amerika, uzun zamandır PKK ile PYD’yi ayrı tutan, bir takım isim değişiklikleri ve oyalama taktikleri ile Türkiye’yi anlaşmaya zorlamaktadır.

Michael Pompeo; “Suriyeli Kürtlerle bu yönetimde görev yaptığım bütün dönem içinde çok yakın çalıştık. Mükemmel ortaklar oldular. Şimdi onların masada bir yerinin olmasını sağlama alacak şekilde yol alıyoruz” şeklinde açıklamalarda bulundu. Pompeo, ABD’deki Yahudi lobisinin önemli kuruluşlarından JINSA’nın 10 Ekim tarihindeki yemeğinde yaptığı bu konuşmada, oldukça kuvvetli ifadelerle Suriyeli Kürtlerin Suriye’de bulunacak siyasi çözümün bir parçası olmaları gerektiğini söylüyor, hatta ABD’nin bunu içermeyen bir çözüme destek vermeyeceğini belirtiyor.

Diğer taraftan ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey yaptığı açıklamada; "PKK'ya ilişkin pozisyonumuz net. PKK'nın aksine YPG'yi terör örgütü olarak tanımlamıyoruz. Bunu hiçbir zaman yapmadık. Suriye'ye müdahale etmeden önce de yapmamıştık. Türkiye'nin güvenlik endişelerini anlıyoruz. YPG ve PKK arasındaki bağlantılara ilişkin endişelerini anlıyoruz. Bu yüzden çok çok dikkatli davranıyoruz. Öncelikle Türkiye'yi ne yaptığımız ve neden yaptığımız konusunda bilgilendiriyoruz." ifadelerini kullandı. Yani diyor ki; “biz PYD’yi “terör örgütü” olarak görmüyoruz. Başkasının nasıl gördüğü de bizi çok ilgilendirmiyor.”

Dolayısıyla Amerika, gerek devletler, gerekse örgütler üzerinden onlara Suriye’deki planlarını adım adım uygulatıyor. Amerika’nın planları karışık gibi gözükse de aslında onun planları net. Amerika’nın kuyruğuna takılan bu devlet ve örgütler, Amerika’nın tüm pis işlerini yerine getiriyor. Amerika’nın, PKK’ya yönelik çelişkili gibi duran bu hamleleri de yine Amerikan çıkarlarıyla uyumludur. Amerika, PKK’nın İngiliz (Avrupa) kanadına yönelik şahin tutum takınırken, kendisine yakın olan PYD gibi unsurları ise desteklemektedir. Bu konuda da hiç geri adım atmadı. Türkiye’ye rağmen PYD’yi destekledi. Çünkü biliyor ki, Türkiye de her istediğini yapacak bir hükumet var. Bir türlü nokta koyamayan bir hükumet var. Amerika, PKK’nın İngiliz kanadının başlarına yönelik ödül koyarken hükumetin ağzına da bir parmak bal çalıyor, diğer taraftan ise PYD’yi planları doğrultusunda kullanmaya devam ediyor.

Hizb ut-Tahrir Merkezi Medya Ofisi Adına

Osman Ebu Erva

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER