- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
ANAYASA MAHKEMESİ HİZB-UT TAHRİR YARGILAMALARINDA 2. KEZ HAK İHLALİ KARARI VERDİ
Anayasa Mahkemesi, Hizb-ut Tahrir’e üyelik suçlamasıyla Yargıtay tarafından ceza onaması yapılan yeni bir dosyada daha adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verdi.
Anayasa Mahkemesi, “örgüt üyeliği” suçlamasıyla cezalandırılan Mahmut Oğuz’un bireysel başvurusunda adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verdi. AYM başvurucunun gerekçeli karar hakkının “ihlal edildiğini” ve ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için “yeniden yargılama yapılmasını” istedi.
2008 YILINDA DAVA AÇILIYOR
Anayasa Mahkemesi’nin karanına konu yargı süreci 2008 yılında başlıyor. Ankara’da ikamet eden 38 yaşındaki M. Oğuz hakkında Hizb-ut Tahrir’e üyelik suçlaması ve “silahlı terör örgütüne üye olma” suçundan ceza alması istemiyle kamu davası açıldı. Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen yargılama neticesinde 27.9.2011 tarihinde 6 yıl 3 ay hapis cezası verildi.
YARGITAY 9. CEZA DAİRESİ GİDERAYAK KARARI ONADI
Başkanı ve birçok üyesi “FETÖ” üyeliği iddiasıyla tutuklanan Yargıtay 9. Ceza Dairesi’ni görev alanı değişmeden çok kısa bir zaman önce 2.6.2014 tarihinde söz konusu dosyayı onadı.
ANAYASA MAHKEMESİ’NE BAŞVURDU
Bu gelişme üzerine 19.08.2014 tarihinde Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunuldu. Başvurucu M. Oğuz derece mahkemelerindeki yargılama boyunca Hizb-ut Tahrir’in “terör örgütü”, kendisinin de bir “üyesi” olmadığını belirterek emniyetin, “terör eylemi olamadığına ilişkin raporlarının” dikkate alınmadığını ifade etmiştir. Ayrıca muhtelif lehteki yargı kararları ve “Hizb-ut Tahrir’in terör örgütü olmadığına ilişkin bilimsel mütalaaların” dikkate alınmadığını ve bu nedenle de adil bir yargılama yapılmadığını ifade ederek Anayasa Mahkemesine başvuru da bulundu.
AYM İHLAL KARARI VERDİ
Başvuruyu kabul edilebilir bulan Anayasa Mahkemesi, başvurucunun Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamında gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine karar verdi. Oybirliği ile alınan kararda Anayasa Mahkemesi ihlalin ortadan kaldırılması için başvurucu hakkında yeniden yargılanmasına karar verdi. AYM Gerekçeli kararında daha önce Yılmaz Çelik hakkında verilen hak ihlali kararına da gönderme yaptı ve her iki dosyanın benzer nitelikte olduğunu söyledi.
AYM’NİN GEREKÇELİ KARARINDA ÇARPICI TESPİTLER VAR
Anayasa Mahkemesi başvurucu ile aynı mahiyetteki şikâyetleri Yılmaz Çelik kararında da incelediğini ortaya koymuş ve derece mahkemelerinin kararlarında Hizb-ut Tahrir’in bir terör örgütü olarak kabul edilmesine ilişkin olarak yeterli bir değerlendirme yapılmadığını ve derece mahkemelerinin bazı şablon cümlelerin tekrarı görünümünde olan kararlarını hangi temele dayandırdıklarını yeterince açık olarak belirtmediklerini tespit etmiştir.
AYM: DERECE MAHKEMELERİ VE YARGITAY HİÇBİR GEREKÇE ORTAYA KOYMAMIŞTIR
Anayasa Mahkemesi ilave olarak derece mahkemelerinin ve Yargıtay’ın Hizb-ut Tahrir örgütünün bir terör örgütü olup olmadığına yönelik hiç değilse bir kere değerlendirmede bulunması, gerekçelerini başvurucunun temel iddiaları ile Mahkemelerin resen tespit edecekleri ve yargılamanın doğasının gerektirdiği sorulara cevap verebilecek nitelikte hazırlaması gerekirken bunu yapmadıkları sonucuna ulaşılmıştır. Mahkeme bu gerekçeyle Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamında gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir. İlk derece mahkemesinin, başvurucunun mahkûmiyetine ilişkin kararın gerekçesi ile Yargıtay ilamı incelendiğinde Hizb-ut Tahrir'in bir terör örgütü olarak kabul edilmesine ilişkin olarak yeterli bir değerlendirme yapılmadığı, gerekçelerin başvurucunun temel iddialarını karşılamadığı, mevcut başvuruda da anılan Yılmaz Çelik kararından ayrılmayı gerektiren bir yön bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Bu nedenle başvurucunun Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamında gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
ANAYASA MAHKEMESİ: HİZB-UT TAHRİR “TERÖR ÖRGÜTÜ DEĞİL”
Anayasa Mahkemesi yukarıda belirtilen söz konusu Yılmaz Çelik kararında, Hizb-ut Tahrir örgütünün silahlı bir örgüt olmadığını, dünyanın hiçbir yerinde herhangi bir şiddet eylemi gerçekleştirmediğini, cebir, şiddet veya baskı yöntemini benimsemediğini belirtmişti.
Hizb-ut Tahrir örgütünün amacının İslam coğrafyasında hilafetin tekrar tesisini sağlamak olduğunu öne süren Yılmaz Çelik’in, düşüncelerini şiddete başvurmadan ve bilhassa basın yolu ile yaymaya çalıştıklarını ifade ederek hakkında yürütülen suçlamalar ile ilgili hak ihlali karı vermişti.
AĞIR CEZA MAHKEMELERİ AYM’NİN KARARLARINI EMSAL GÖRMÜYOR
Anayasa Mahkemesi, Yılmaz Çelik ve Mahmut Oğuz hakkında hak ihlali yapıldığına ilişkin iki ayrı karar verdi. Söz konusu kararlarda Anayasa Mahkemesi derece mahkemeleri ve Yargıtay kararlarındaki ciddi hukuksuzlukları tespit ederek bu kararı vermiştir. Hizb-ut Tahrir yargılamalarındaki suçlama ve gerekçeler hepsi birbirinin aynısı olan hatta kopyala yapıştır şeklinde devam eden iddialardan oluşmaktadır. Hatta Anayasa Mahkemesi Mahmut Oğuz kararının birçoğunda, Yılmaz Çelik hakkında verdiği karara atıflar yaparak neredeyse aynı hukuksuzlukları dile getirmiştir. Ancak Ağır Ceza Mahkemeleri Anayasa Mahkemesi’nin tek tek sıraladığı tüm bu hukuksuzlukları görmezden geliyor. Diğer dosyalar için yeniden yargılamanın olması için Anayasa Mahkemesinin esasa ilişkin verdiği bu kararları emsal olarak görmüyor. Yapılan yeniden yargılama dilekçelerini hiçbir gerekçe göstermeden ve AYM’nin verdiği hak ihlali kararlarını inceleyip değerlendirmeden direk reddediyor.