- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
ABD Olmadan Türkiye Yerinden Kıpırdayamaz, Kendi Göbeğini Kendi Asla Kesemez
Haber:
Türkiye, Fırat’ın doğusundan YPG’nin kökünü kazıyacak güvenli bölge için düğmeye bastı. ABD, TSK’yı durdurmak için, yarın Ankara’ya bir heyet daha gönderecek. Ancak Türkiye’nin tavrı net. ABD istese de istemese de Ankara, Barış Koridoru’nu oluşturacak. (03.08.2019 Star)
Yorum:
Suriye’nin kuzeyinde güvenli bölge kurulma meselesi yine gündemde. 2020 seçimleri çerçevesinde Amerika, Suriye’den askerlerini çekmeyi planlıyor. Bu bağlamda hem IŞİD’in yeniden doğmasını engellemek hem de Suriye’nin kuzeydoğusunda IŞİD’le savaşan Kürt güçlerini Türkiye’den korumak için Trump, Temmuz’da İngiltere ve Fransa’dan bölgeye asker göndermesini talep etmişti. Amerikan Foreign Policy dergisi ile İngiliz The Guardian gazetesi, Suriye’de sahada ABD dışında kara birliği bulunduran İngiltere ile Fransa’nın asker sayısını yüzde 10 ila 15 oranında artırmayı kabul ettiklerini servis etmişlerdi.
Güvenli bölge kurulması kapsamında 23 Temmuz’da Ankara’ya gelen ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey başkanlığındaki bir heyetin, Türkiye’nin beklenti ve şartlarını karşılayacak önerilerle masaya oturmadığı için güya Ankara’nın sabrını taşırdığı iddia edilmişti. Görüşme sonrası açıklama yapan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, “ABD’yle ortak bir noktada buluşulamaması halinde Suriye sınırında güvenli bölgeyi tek başımıza oluşturmak zorunda kalacağız. Bunu her düzeyde ABD’li muhataplarımıza iletiyoruz” dedi.
Gerçekten Türkiye ABD’ye rağmen tek başına Suriye’nin kuzeyinde güvenli bölge kurabilir mi? Ya da Suriye’nin kuzeydoğusuna askeri operasyon düzenleyebilir mi? Şu bir gerçek ki Türkiye, ABD’nin emri ve talimatı olmadan, bırakın Suriye’ye operasyon düzenlemeyi yerinden bile kıpırdayamaz. Hatırlayın, 29 Haziran’da Japonya’nın Osaka kentinde G20 zirvesinde bir araya gelen Trump ile Erdoğan arasındaki görüşmede Trump, Türkiye’nin kuzey Suriye’ye yönelik operasyonu kendi emriyle durdurduğunu söylemişti. Yine bir emirle Rahip Brunson serbest bırakılmıştı.
Hal böyleyken Türkiye’nin ya kurulacak ya kurulacak ya da kendi göbeğimizi kendimiz keseriz gibi efelenmeleri kuru gürültüden ve gazel okumaktan ibarettir. Siyaset, söylem değil eylemler manzumesidir. Hadi o zaman yiğitse Suriye veya dünyanın diğer bölgelerinde ABD’ye rağmen bir siyaset geliştirsin. “Terör” örgütü olarak kabul ettiği YPG’ye ABD tarafından yapılan silah yardımlarını durdursun.
ABD’den bağımsız bir siyaset geliştirebiliyorsa, ABD’ye rağmen Suriye’nin kuzeyinde güvenli bölge kurabiliyorsa, hemen sınırının dibindeki YPG’ye ABD’nin yaptığı silah ve mühimmat yardımlarını önleyebiliyorsa o zaman efelenmeleri yerinde addedilir. Bunun dışında atılacak her adım ABD çıkarları doğrultusunda ve çıkarlarını gözetmek için atılmış adımlar olarak kabul edilir.
Uzun zamandır Erdoğan güvenli bölge talebinde bulunuyor ama efendisinin rızası olmadan bir adım atamıyor. Bu da gösteriyor ki Erdoğan, ABD’nin rızası ve talebi olmadan istediği siyaseti yürürlüğe koyamıyor. Ekonomisi, parası, sanayisi, silah teknolojisi ABD’ye dayalı bir ülkenin bağımsız siyaset gütmesi de zaten beklenemez. Bağımsız bir siyaset gütmek istiyorsa, tarımı, ekonomisi, kültürü, kısaca her şeyi bağımsız olup halkın inandığı ideolojiye dayanmalıdır.
Erdoğan, ABD’den bağımsız bir politika yürütmek istiyorsa, İslam’ı referans kabul etmeli ve İslam akidesinden fışkıran hükümleri uygulamalıdır. Bunu da yapamayacağına göre Erdoğan’dan bağımsız bir siyaset beklemek ya da ABD’ye rağmen siyaset yürütmesi muhaldir, samanlıkta iğne aramak gibidir. İslam akidesinden fışkıran Nübüvvet metodu üzere İslam Devleti ancak bağımsız bir siyaset güdebilir.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Ercan Tekinbaş