Salı, 03 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/05
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Zafer Hainlerin Değil, Hakkıyla İnanan Müminlerin Olacaktır!

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Zafer Hainlerin Değil, Hakkıyla İnanan Müminlerin Olacaktır!

Haber:

Soçi’de bir araya gelen Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suriye'nin kuzeyi konusunda tarihi önemde olduğu vurgulanan bir mutabakat imzaladı.

Söz konusu mutabakat kapsamında Suriye'deki Kürt güçlerin, 150 saat içerisinde Türkiye sınırındaki 30 kilometrelik alandan çekilmelerine karar verildi. 150 saatin sonunda Barış Pınarı Harekatı sınırlarının batısı ve doğusunda 10 kilometre derinliğinde Türk Rus devriyeleri başlayacaktır.

Ayrıca Rusya Savunma Bakanlığı, bir harita yayınlayarak Suriye sınır muhafızlarının Türkiye sınırına 15 kontrol noktası kuracağını açıkladı. (sputniknews-23.10.2019)

Yorum:

Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun, Suriye’nin kuzeyine yapılan “Barış Pınarı Harekatı’nın meşruiyetinin hem ABD tarafından hem de Rusya tarafından kabul edildiğini” söylemesi, Barış Pınarı operasyonunun artık kimsenin inkar edemeyeceği bir şekilde ABD ile Rusya'nın aynı kulvarda hareket ettiklerini ve Türkiye’yi kendi kirli emelleri için kullandıklarını ortaya koymaktadır.  Herkesin malumudur ki Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı harekatları sonrasında değişmeyen tek şey, Esed rejiminin toprak kazanması olmuştur. Zira Fırat Kalkanı esnasında Halep, Zeytin Dalı Harekatı esnasında Guta, Kuneytra, Hama’nın bir bölümü, Barış Pınarı Harekatı sonrasında da Türkiye-Suriye sınırının doğu kısmına Esed rejimi savaşmadan hakim olmuş oldu. Tüm bunların yanı sıra Suriye’deki Kürt güçlerine Türkiye sınırındaki 30 kilometrelik alandan çekilmeleri için verilen 150 saatin sonunda  Barış Pınarı Harekatı sınırlarının batısı ve doğusunda 10 kilometre derinliğinde Türk Rus devriyelerinin başlayacak olması ve Rusya Savunma Bakanlığı’nın da bir harita yayınlayarak Suriye sınır muhafızlarının Türkiye sınırına 15 kontrol noktası kuracağını açıklaması, bu harekatın başlamasında ve sonrasında alınan kararlarda Türkiye hükümetinin hiçbir rolünün olmadığını göstermektedir. Dolayısıyla bu harekatın sonrasında elde edilen kazanımlar kesinlikle Suriye Müslümanlarının lehine değil, başta kafir Amerika olmak üzere onun kuyruğu olan kafir Rusya’nın ve bu kafirlerin uşaklığını yapan ve bunların arkasına sığınan katil Beşşar Esed’in lehine olmuştur.

Ancak tüm bu gerçekler açık seçik ortadayken bu harekatı özelde Müslüman Suriye halkına genelde ise Türkiye ve diğer İslam ülkelerinin Müslüman halkına kazanılmış bir zafer gibi gösterilmesi başımızdaki yöneticilerin Müslüman halkları alaya aldıklarının ve tek dertlerinin ise kendi konumlarını korumak adına sömürgeci Batılı kafirlere hizmet ettiklerini göstermektedir. İşte tüm bu gerçekler ışığında başta İslam ülkelerinin başındaki hain yöneticilere ve İslam beldelerindeki bütün Müslümanlara gerçek zaferi ve üstünlüğü elde etmenin formülü hakkında bir haykırışta bulunmak istiyorum:    

Yüce Allah bir ayetinde şöyle buyuruyor: وَاُخْرٰى تُحِبُّونَهَاۜ نَصْرٌ مِنَ اللّٰهِ وَفَتْحٌ قَر۪يبٌۜ وَبَشِّرِ الْمُؤْمِن۪ينَ “Seveceğiniz bir şey daha var: Allah’tan yardım ve yakın bir fetih.. Müminleri müjdele.” [Saff-13] Evet, zafer müminlerin olacaktır. Peki ama hangi müminlerin;

-Zafer: Kâfirlerin işgal ettiği beldelerimizde kirli emelleri uğrunda Müslüman’ın katledildiğine, bacılarımızın namuslarına tecavüz edildiğine ve tecavüze uğramamak için denize atlayıp boğulmak isteyen bacılarımızın varlığına şahit olduğu halde bunlara sessiz kalanlara, bununla da yetinmeyip sömürgeci kafirlerle işbirliği yaparak onlarla mutabakata varanlara ve sadece bunlara televizyon ekranlarından bakanlara değil, Müslüman bacılarımızın namuslarına uzanan necis ellerden hesap soran cesur yürekli halifelerin özlemini çekip bunun için çalışan müminlerin olacaktır.

-Zafer: Sahillere vuran masum bebek cesetlerine, açlıktan ölmek üzere olan bir çocuğun “anne ölürsem Cennet’te bana yemek verirler mi”? diye soran ve açlıktan ölen çocukların varlığına ve haykırışlarına şahit olduğu halde damarlarındaki kanı harekete geçmeyenlerin değil, zalimlerin zulmünü işittiği anda “Ey zalim zulmüne son ver. Aksi takdirde duyacağın ilk şey ordumun ayak sesleri olacaktır.” diyen heybetli halifelerin günlerine özlem duyan müminlerin olacaktır.

- Zafer: Başımızdaki yöneticiler ümmetin servetlerini çalıp sayılamayacak oranda servetlere sahip oldukları ve kendi halkını karın tokluğuna, hatta daha da aşağısına çalışmaya mahkum ettikleri halde bu değersiz yaşam şekline rıza gösterenlerin değil, ya Emire’l mü’minin zekat verecek kimseyi bulamadık diyenlere cevaben; “Mademki zekât verecek kimseyi bulamadınız, öyleyse dağlara buğdaylar serpin. Serpin ki İslâm Devleti’nin kuşları aç kaldı demesinler.” diyen ve kendisine leziz yemekler ikram edildiğinde guruldayan karnıyla konuşup “Guruldama ey karın. Ya da gurulda guruldayabildiğin kadar ümmetim daha hayırlısını yemediği müddetçe ben de yemeyeceğim.” diyen halifelerin günlerinin hasretiyle yanıp tutuşan müminlerin olacaktır. 

- Zafer: Gasıp Yahudi varlığının necis postallarıyla Rabbimizin etrafını mübarek kıldığı Filistin’in işgal edildiğine/kirletildiğine ve İslam beldelerinin birer birer sömürgeci Batılılar tarafından işgaline şahit olduğu halde yerlerinde çakılıp kalanlara değil, “Mukaddes belde Filistin’den bir karış dahi vermektense vücudumun lime lime doğranmasını yeğlerim.” diyen, birkaç menfaat uğruna Müslümanların değerlerini ve beldelerini satmayan halifelerin günlerine kavuşmak için gecesini gündüzüne katarak Raşidi Hilafet Devleti’ni yeniden inşa etmek için çalışan müminlerin olacaktır.

- Zafer: Tüm İslam beldelerinden yükselen feryatlara uzaktan uzağa şahit olup tüm hayatını geçici dünya hayatı için harcayarak küçük bir zaman dilimini de Allah’ın davetine ayıranların değil, tüm bu felaketlerin kurtuluş reçetesi olan ve Rasulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in: إِنَّمَا الإمَامُ جُنَّةٌ يُقَاتَلُ مِنْ وَرَائِهِ وَيُتَّقَى بِهِ “İmam bir kalkandır onunla savaşılır ve onunla korunulur.” Şeklinde buyurduğu gibi ümmetin kalkanını dikmek için İslam davetini ölüm kalım meselesi haline getiren müminlerin olacaktır.

Rabbimden bizlere, bir an önce gerçek nusret ve zaferi tattıracak Raşid bir Halifeyi nasip etmesini temenni ediyorum.      

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Ramazan Ebu Furkan

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER