- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber - Yorum
Trump’ın Hakaretleri Karşısında Erdoğan’ın Tavrı
HABER:
Trump, “IŞİD halifeliğini tamamen yok ettikten sonra askerlerimizin çoğunu Suriye dışına çıkardım... Bırakın Suriye ve Esad Kürtleri korusun ve kendi toprakları için Türkiye’yle savaşsın. Generallerime dedim ki; Suriye ve Esad için, düşmanlarımızın toprağını korumak için neden savaşalım? “Kürtleri korumak için Suriye’ye yardım etmek isteyen herkes buyursun etsin. Bu Rusya da olabilir, Çin de, Napoleon Bonaparte da. Umarım başarılı olurlar, biz 7 bin mil uzaktayız!
“Bazıları ABD’nin 7 bin mil uzaktaki düşmanımız Beşar Esad tarafından yönetilen Suriye’nın sınırını korumamızı istiyor. Aynı zamanda Suriye’ye kim yardım etmek isterse, Kürtleri korumak istiyor. “Bense Amerika Birleşik Devletleri’nin bir parçası olan güney sınırımıza odaklanmak isterim. Bu arada [göçmen] sayıları azaldı ve duvar inşa ediliyor. (14 Ekim 2019, https://www.bbc.com/turkce/live/haberler-turkiye-50037506)
YORUM:
Suriye olaylarının başladığı günden bu yana değişik zamanlarda ve dönemlerde Amerika Türkiye ilişkilerinde son derece küçük düşürücü, alay edici açıklamalar ve olaylar yaşandı. “Barış Pınarı” harekâtı adı verilen ve Türkiye tarafından başlatıldığı (!) açıklanan bu operasyonun öncesinde ve sonrasında da buna ait sayısız örneklerle karşılaştık.
Bu operasyonun başladığı daha ilk günden itibarın ABD başkanı Trump, başkanlık koltuğuna oturduğu ilk günden bu yana yapageldiği gibi diplomatik teamüllere, devlet adamlığına uymayan, Amerikan kibrini ve küstahlığını en net bir şekilde ortaya koyan tavırlar sergilemek suretiyle Twitter üzerinden peş peşe açıklamalar yaptı.
Amerika’nın Türkiye ve Türkiye yöneticilerine bakışını, onlara karşı nasıl bir tavır ve eda ile hareket ettiğinin en net örneklerinden birisi de yukarıdaki haberde yer alan açıklamalardır. Bu dönem içinde Trump tarafından yapılan açıklamalardan daha başka örneklerden bazıları da şunlardır: “Eğer bu işi doğru ve insani bir şekilde yaparsanız tarih de sizi iyi yazar. Eğer iyi şeyler olmazsa, sizi sonsuza dek hep bir şeytan olarak görürler. Sert adamı oynama. Aptallık etme! Seni sonra arayacağım… Sayın Cumhurbaşkanı, gelin iyi bir anlaşma yapalım! Binlerce kişinin öldürülmesinden sorumlu tutulmak istemezsiniz ve biz de Türk ekonomisini mahvetmekten sorumlu olmak istemeyiz ve bunu yaparız. Size bunun bir örneğini Pastör Brunson olayında yaşatmıştım.” (18 Ekim 2019, https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-50077573)
“Ben biraz kavga etmeleri gerekiyor dedim. Okul bahçesindeki iki çocuk gibi kavga etmelerine izin vereceksiniz, sonra da ayıracaksınız. Birkaç gün kavga ettiler ve oldukça şiddetliydi.”(18 Ekim 2019 © Deutsche Welle Türkçe)
Sayısız örneklerle dolu olan Trump’a ait bu açıklamalar her yönüyle hakaretleri, küçümsemeleri, kibri ve küstahlığı göstermektedir. İslâm'ın ve Müslümanların düşmanı olan sömürge liderlerinin ağzından çıkan bu ifadeler onların gerçek yüzlerini net olarak ortaya koyan ifadelerdir. Ancak bir diğer yönden ise Müslümanların başında bulunan yöneticilerin de sömürgeci efendileri karşısında ne kadar basit ve değersiz varlıklar olduğunun da göstergesidir. Zira sömürgeci efendilerinin ağızlarından dökülen sayısız hakaretler karşısında kendi halklarına yalan söyleyip sahte kahramanlıklar sergilemekten başka hiçbir şey yapmamaktadırlar. “Barış Pınarı” (!) adı verilen operasyon, tümüyle Amerika’nın izniyle yapıldığı gibi bundan önce yapılan harekâtların tümü de ancak Amerika’nın izni ve talimatları doğrultusunda yapılmıştır.
Barış pınarı denilen bu operasyonun başlangıcında Trump, izin verdiğim sınıra kadar demişti. Pence’in Ankara’da yapmış olduğu görüşmenin ardından operasyonun sona erdirilmesi talimatı ile operasyon durduruldu. 120 saatlik bir süre içerisinde YPG/PYD’nin güvenli bölge denilen yerden çekileceğine dair sözde anlaşma yapıldı. Ancak bu sürenin dolmasına rağmen geri çekilme yine tamamlanmadı. Bunun hemen öncesinde Amerika işi Türkiye ve Rusya’ya ihale ederek yaşananlardan kendisinin hiçbir suçu olmamış gibi geri çekileceğini ve akabinde yaşanabilecek tüm gelişmelerden, olumsuzluklardan Türkiye ve Rusya’nın sorumlu olacağını ifade etti.
ABD başkan yardımcısı Mike Pence, Ankara’da yapmış olduğu görüşmede, Türkiye ile Rejim hatta aynı zamanda SDG lideri Mazlum Kobani arasında doğrudan resmi görüşmeler yapılması talimatını verdi. Nitekim Trump Erdoğan’a göndermiş olduğu mektupta şu ifadelere yer vermiştir: “General Mazlum sizinle müzakere etmek istiyor ve daha önce vermedikleri bazı ödünleri vermeye niyeti olduğunu söylüyor. Size güvenerek, (Mazlum Kobani'nin) bana yazdığı, elime yeni ulaşan mektubu da ekliyorum."
Bu cümleleriyle Trump, Türkiye ile Mazlum Kobani’nin aynı statüde olduğu izlenimini vermekte ve onunla doğrudan görüşmelere oturmasını istemektedir. Nitekim Pence ile Erdoğan arasında gerçekleştirilen görüşmelerde de ABD başkan yardımcısı olmasına rağmen Pence, diplomatik teamüllerin aksine Erdoğan’ın muhatabı konumunda bir kişi olarak masadaki yerini almıştır.
Özetle, Trump’ın değişik zamanlardaki Twitlerinde ve yazdığı mektuplarda yer alan; bir şeytan, sert adamı oynama. Aptallık etme! Seni sonra arayacağım, Türk ekonomisini mahvetmekten, okul bahçesindeki iki çocuk gibi kavga etmelerine izin vereceksiniz, Birkaç gün kavga ettiler ifadeleri son derece tahkir ifade eden cümlelerdir.
Trump ve benzeri sömürge liderlerinden ve diğer İslâm düşmanlarının ağızlarından çıkan benzeri sözlerin birkaç temel nedeni vardır. Bunlar:
1. Günümüzü yöneticileri ile sömürgeciler arasındaki ilişki tümüyle efendi köle ilişkisi gibidir. Sömürgeci efendileri yanında bunların sinek kadar dahi değeri yoktur.
2. Hadiste belirtildiği üzere kalkan görevini yerine getirecek olan bir İslâm halifesinin bulunmaması. İslâm tarihinde Harun-er-Reşid ve Kanuni Sultan Süleyman ve daha nicelerinin kâfirlere karşı sergilemiş oldukları tavırlar bunun en net örnekleridir. Allah’ın izniyle yakında Raşidi Hilafet Devleti’nin kurulmasıyla kâfirler nasıl bir akıbetle karşılaşacaklarını görecekleri gibi, tüm Müslümanlar da gerçek samimi, sadık ve kahraman yöneticilerin devlet adamının nasıl olduğunu göreceklerdir.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Muhammed Hanefi Yağmur