- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Hilafetin Yokluğu Derin Bir Yara ve Şiddetli Bir Acıdır
Haber:
H. 28 Receb 1441 günü, sömürgeci kafir Batı ve onun iğrenç ajanı Mustafa Kemal tarafından Hilafet’in kaldırılmasının doksan dokuzuncu elim yıldönümüdür.
Yorum:
Allah’ın hanif şeriatının geceleriyle birlikte üç gün imamsız kalması Müslümanlara haram olmasına rağmen Allah Subhanehu ve Teala’nın şeriatıyla yöneten bir İmam ve Halife olmaksızın İslam ümmetinin üzerinden tam doksan dokuz yıl geçti.
Hilafet’in kaldırılmasıyla birlikte İslam ümmetinin hayatı da yok oldu. Zira o zamandan bu yana ümmet, Allah’ın hakkında bir Sultan indirmediği beşeri hüküm ve kanunların karanlıklarında yaşadığı gibi eğitim ve medya sistemleri yoluyla zehirli fikirlerini ve fasit mefhumlarını yayan ve kendisinden övgüyle bahsetsinler ve iğrenç medeniyetini kutsasınlar diye ümmetin evlatlarının zihinlerini bunlarla dolduran sömürgeci kafir Batı’ya bağlılığın dehlizlerinde dolaşmaktadır.
İslam ülkelerinin yağmalanmasının, kafir ülkelerin bize karşı cüretkâr olmasının, ülkelerin işgal edilmesinin, ciğerparelerin katledilmesinin, mal ve servetlerin yağmalanmasının, hatta İslam beldelerinin güven ve istikrarın olmadığı harabelere dönüşmesinin nedeni Hilafet’in yokluğudur… Evet, İslam beldelerinin ve başta Müslümanların ilk kıblesi Beytul Makdis olmak üzere mukaddesatlarının işgal edilmesinin nedeni İslam Devleti’nin yokluğu olduğu gibi Müslümanların heybetlerinin ve izzetlerinin yok olmasına neden olan da yine onun yokluğudur.
Ümmetin yaklaşık yüz yıldan beri çekmiş olduğu fakirliğin, işsizliğin ve fesadın, hatta günümüzde Müslümanların maruz kaldığı kronik hastalıkların nedeni Hilafet’in yokluğudur. Şayet Hilafet Devleti olmuş olsaydı tedavisiz hiçbir şey kalmazdı. Evet, açgözlü iğrenç kapitalist ülkelerin dünyaya ve siyasetine liderlik etmesine yol açan Hilafet’in yokluğudur. Dolayısıyla onun yokluğunda fesadın, yıkımın ve kanların akıtılmasının yayılması asla son bulmayacaktır. Zira ineğe ve putlara tapan Hinduların bize karşı cüretkâr olmasının nedeni Hilafet’in yokluğudur. Zira vahşi hayvanlardan daha kötü bir şekilde Müslümanları katlediyorlar ve evlerini yakıyorlar.
İşte tüm bunlar, şöyle buyuran rahmet ve hidayet peygamberi sâdıkul musaddık Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in ne kadar da doğru söylediğine delalet etmektedir: إنَّمَا الْإِمَامُ جُنَّةٌ يُقَاتَلُ مِنْ وَرَائِهِ وَيُتَّقَى بِهِ فَإِنْ أَمَرَ بِتَقْوَى اللَّهِ عَزَّ وَجَلَّ وَعَدَلَ كَانَ لَهُ بِذَلِكَ أَجْرٌ وَإِنْ يَأْمُرْ بِغَيْرِهِ كَانَ عَلَيْهِ مِنْهُ “İmam, bir kalkandır. Onun ardında savaşılır, onunla (tehlikelerden) korunulur. Şayet o, Yüce Allah'a karşı takvayı emreder ve adaletle hükmederse bundan dolayı sevap kazanır. Bunun dışında bir şey emrederse o zaman yaptıkları kendi aleyhine olur.” [Müslim rivayet etti.]
Ey Müslümanlar: Subay ve asker olan evlatlarınızın, ümmeti içinde bulunmuş olduğu parçalanmışlık, bağımlılık ve aşağılanmışlıktan kurtarmak için harekete geçmelerinin zamanı geldiği gibi ümmetin onurunu yeniden elde etmek ve ümmeti, İslam beldelerindeki kafir devletleri kökünden söküp atmak için çalışarak kapitalizmin zulmünden ve karanlıklarından kurtarmak için halklarına İslam risaletini taşıyacak olan Nübüvvet Minhacı üzere İkinci Raşidi Hilafet Devleti altında birleştirmek amacıyla gece gündüz çalışan Hizb-ut Tahrir’e nusret vermelerinin zamanı gelmiştir.
#YenidenHilafet
#أقيموا_الخلافة
#ReturnTheKhilafah
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Velid Belibel