Çarşamba, 25 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/27
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Irkçılığın Panzehiri İslam’dır

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber - Yorum

Irkçılığın Panzehiri İslam’dır

Haber:

George Floyd’un polis şiddeti sonucu hayatını kaybetmesinin ardından başlayan ve ülke geneline yayılan ırkçılık karşıtı protestolar sürerken, ortaya çıkan yeni görüntüler ülkede bomba etkisi yarattı. Dünya protestolarla çalkalanırken, bir Florida polisinin, siyahi bir adamın boynuna diziyle bastırdığı görüntüler ortaya çıktı. (www.milliyet.com.tr)

Yorum:

46 yaşındaki siyahi Amerikalı George Floyd’un, geçen pazartesi günü dolandırıcılık şüphesiyle Minneapolis’te polisler tarafından gözaltına alınırken, bir polisin dakikalarca ensesine diziyle basması nedeniyle hayatını kaybetmesi nedeniyle başlayan ve ABD’nin dört bir yanına yayılan protestolar dokuzuncu gününde de sürdü. George Floyd olayı yukarıdaki haberde de geçtiği üzere ABD’de yaşanan ilk ırkçı saldırı değil kapitalizm hükmetmeye devam ettiği sürece son da olmayacaktır. Özellikle ABD’de yüzyıllardır kronikleşmiş bu ayrımcılık hastalığının başka bir ifadeyle sırf teninin siyahi oluşundan kaynaklı olarak güdülen aşağılama esaslı politikanın müsebbibi fıtrata aykırı olan kapitalizm nizamının bizatihi kendisidir. Nasıl ki hastalığın bizatihi kaynağından hastalığın tedavisi beklenilemezse ve beklenilmesi abes ise zengini kayıran, fakiri hor görüp kolayca ölüme terk eden kapitalizm sisteminden bu meseleyi çözmesini beklemek de bir o kadar abestir.

Irkçılık başta olmak üzere diğer bütün problemlerin çözümü; fıtrata muvafakat sağlayan, kalbi mutmain kılıp akla kanaat veren yegâne nizam olan İslam’dadır. Öyleyse ayrımcılığın bitmesini isteyenlere, ırkçı saldırılardan mustarip olan akıl sahibi herkese sesleniyoruz; çözüm üstünlüğün ölçüsü olarak hiçbir etnik kimliği ve statüyü değil de sadece takvayı gören İslam’dadır.

Allah Azze ve Celle’nin Hz. Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem’i elçi olarak gönderdiği asırda özelde Araplar genelde ise insanlık hayırdan, adaletten uzak, karanlığın girdabında boğulmaya terk edilmiş cehalet içerisinde bir hayat sürüyorlardı. Namı diğer “Arap cahiliyesi.” İslam’ın gelmesiyle birlikte Rasulullah’ın veda hutbesinde de ifade ettiği gibi cahiliye adetlerinden olan her şey ayaklar altına alınmıştı. İslam cahiliyeye ait adetleri bir bir kaldırmış, cahiliyenin beraberinde oluşturduğu kirli, zulüm atmosferi yerini İslam’ın aydınlığına bırakmıştı. Yaşanabilir İslam’ın teminatı olan Hilafet’in yıkılmasıyla birlikte Müslümanlar bir nevi cahiliyenin “çağdaş” olanına mahkûm edildiler. Bugün hayatımızı çepeçevre kuşatan cahiliye adetlerinin dünün cahiliyesinden farklı olmadığı hakikati insaf sahibi kimselerce inkar edilemez. Dünün ve bugünün ortak cahiliye adetlerinden birisi de ırkçılıktır. Dün Arap cahiliyesinde olduğu gibi çağdaş cahiliyede de bu hastalığı sonlandıracak ancak İslam’dır.

Tarih kitapları Evs ve Hazreç’in düşmanlıklarını anlatan rivayetlerle doludur. İslam gelmiş, müntesiplerini hiçbir etnik ayırım gözetmeden kardeş ilan etmiştir. Yıllar boyu süregelen kavgalar İslam nimetiyle kardeşliğe dönüşmüştür. Düşmanlığı gidermek hatta Evs ve Hazeç’in bir araya gelmesini hayal etmek bile mümkün değilken İslam akidesi vahdeti tesis etmiştir. Ayetin de tabiriyle İslam’ın dışında yeryüzünde hiçbir şey onları bir araya getirme gücüne ve imkânına sahip değildi.

لَوْ أَنفَقْتَ مَا فِي الأَرْضِ جَمِيعاً مَّا أَلَّفَتْ بَيْنَ قُلُوبِهِمْ وَلَكِنَّ اللّهَ أَلَّفَ بَيْنَهُمْ

“Sen yeryüzünde bulunan her şeyi verseydin, yine onların gönüllerini birleştiremezdin, fakat Allah onların aralarını bulup kaynaştırdı.” (Enfal 63)

Dünün cahiliyesinde ırkçılık üstünlük ölçüsüydü. Nasıl ki bugün ABD’de beyazlar siyahilere nazaran üstün olduklarını iddia ediyorlarsa dün de cahiliye asrında insanlar sahip olduğu etnik kimliğiyle övünür ve onunla da diğerlerinden üstün olduğunu zannederlerdi. İslam, üstünlüğü ne bir millete ne de her hangi bir ırka hasretmiştir. İslam üstünlük ölçüsünün ancak takva olacağını beyan etmiş, takvanın dışında kimsenin kimseye üstün olmayacağını sarih naslarla ortaya koymuştur. Bu hakikat Allah Azze ve Celle’nin şu kavliyle sabittir:

إِنَّ أَكْرَمَكُمْ عِندَ اللَّهِ أَتْقَاكُمْ

“Allah katında sizin en üstününüz en takvalı (Allah’a karşı en saygılı) olanınızdır.” (Hucurat 13)

Hizb-ut-Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Abdullah İmamoğlu

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER