- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Ha Trump Ha Biden Ne Değişecek?
Haber:
ABD’de halk, ülkenin 46. başkanını belirlemek için sandık başına gitti. Yapılan son kamuoyu yoklamaları Demokrat Parti adayı eski Başkan Yardımcısı Joe Biden’ın yarışı önde götürdüğüne işaret ediyor. (03.11.2020 BBC Türkçe)
Yorum:
ABD’de başkanlık seçimlerinde iki büyük parti belirleyici oluyor: Demokrat Parti ve Cumhuriyetçi Parti. Her iki partide sadece üslup farklılığı söz konusu, sömürgecilik, İslam ve Müslümanlar ile mücadele gibi temel ve köklü politikalarında hiçbir değişiklik olmayacak. Olacaksa bir değişiklik, sadece üsluplarda, sorunlara yaklaşım ve ele alış biçimlerinde olacaktır. Örneğin Trump’ın, “canım arkadaşım” diye hitap ettiği Erdoğan, Biden’ın kazanması durumunda sadece “Erdoğan” ya da “Sayın Erdoğan” biçimine evrilecektir. Ama Türkiye’nin felek (yörünge) devlet rolünde veya Ortadoğu ya da Afrika’da vekâlet savaşlarında kullanımında herhangi bir değişiklik yaşanmayacaktır. Görüldüğü gibi iki parti arasındaki farklılık özde değil sözdedir, eylemde değil söylemdedir.
Trump’ın Müslümanlara karşı kullandığı nefret dili ve İslam ile mücadele politikaları Biden’ın başkan seçilmesi halinde sona ermeyecek, sadece hafifleyecek, belki daha da yoğunlaşacaktır. Çünkü ABD, Türkiye’de olduğu gibi lider merkezli ya da yörüngesinde döndüğü büyük devletin politikaları doğrultusunda değil, kurumsal politikalar izler. Başkanların değişmesiyle bu kurumsal politikalar değişmez, sadece uygulanış biçimleri değişir. Mesele Trump’ın üslubu, küstah kovboyca davranışlarından kaynaklanıyor, hatta bununla gurur duyuyor. Kovboy kültürü, güçlü, kavgacı, katil, hırsız, yağmacı ve saldırgan kişilere meyillidir. Masum insanların ölmesini umursamaz. Trump’ın bu kovboy mantığına 2019’da Japonya’daki G-20 Zirvesi’nde Erdoğan ve beraberindeki heyeti yerin dibine geçirmesi ve Suriye konusunda Erdoğan’a yazdığı ama kamuoyundan gizlenen aşağılayıcı mektubunda açıkça tanık olduk.
Biden’ın üslubunda ise sinsi İngiliz üslubu egemendir, aldatmak, sahtekâr demokrasi maskesine bürünmek, zehri balla karıştırarak vermek ve gülümseyerek öldürmek gibi. Trump ise saf zehir sunar ve azı dişlerini gıcırdatarak öldürür. Trump, kimseyi kandıramaz, çünkü düşmanlığı aşikârdır. Biden’da kandırma potansiyeli var, Erdoğan dâhil İslam ülkelerindeki ajan yöneticiler ve gafillerin sevgisi ve sempatisini kolayca kazanabilir. Bu konuda ustadır. Buna göre Trump ile Biden arasında, birini diğerinden ayırt eden kişisel özellikler dışında pek fark yok.
Müslümanlar, Amerika’nın İslam ve Müslümanların en azılı düşmanı olduğunu bilmelidir. Bu ülkenin başına kim gelirse gelsin, ister Trump, ister Biden, bu düşmanlık sona ermez. Zira düşmanlık kişilerle değil, fikirler ve düşüncelerle ilgilidir. Hak batıl mücadelesidir. Batılın temsilcisi kim olursa olsun, hak ve hakkın savunucuları ile mücadelesini sürdürecektir. Bunun en iyi kanıtı, şimdiye kadar ya da doksanlı yıllardan sonra iktidara gelen ABD başkanlarının İslam ve Müslümanlar ile mücadelelerini kesintisiz sürdürmeleridir.
Onun için bu azılı düşmanın düşmanlığına ancak İslam ve İslam’ı uygulayan Hilafet Devleti son verebilir. Bu azılı düşman ABD’ye cizye kesen Hilafet Devleti kurulmadığı sürece Müslümanlar, ajan yöneticilerin liderliğinde o dalgadan bu fırtınaya savrulup duracaklardır.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Ercan Tekinbaş