- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Türkiye’nin Çin ile Yaptığı Anlaşma Ne İfade Ediyor?
Haber:
Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, 30 Aralık 2020 tarihinde 2020 yılı dış politika değerlendirme toplantısında gazete ve televizyonların Ankara Temsilcileri ile bir araya geldi. Çavuşoğlu, Türkiye ve Çin arasında 2017'de imzalanan ancak TBMM'nin henüz onaylamadığı "Suçluların İadesi Anlaşması’na ilişkin bir soru üzerine, Türkiye'nin birçok ülkeyle mutat suçluların iadesi ya da adli iş birliği anlaşması imzaladığını belirtti ve anlaşmanın suçluların iadesiyle ilgili olduğunu söyledi. Çavuşoğlu, bugüne kadar Çin'in Türkiye'deki Uygurlara yönelik iade taleplerinin olduğunu ancak Türkiye'nin bu konuda adım atmadığını belirtti. Çavuşoğlu, "Teröristlerle masum insanlar arasında ayrım yapılması gerektiğini söylüyoruz. Aynı şekilde, bunun suistimal edilmemesi gerektiğini de söylüyoruz. Herkese söylüyoruz Çin'e de diğerlerine de. Yani terörle mücadele bahanesiyle masum insanlara zulmetmeyi biz kabul etmeyiz" ifadesini kullandı. Bu anlaşmanın herkesle imzalanan suçluların iadesine yönelik rutin bir anlaşma olduğunu, Uygur Türklerine yönelik olmadığını belirten Çavuşoğlu, bu anlaşmayı onaylayıp onaylamamanın Meclis'in takdirinde olduğunu söyledi.
Yorum:
Çin yönetimi ile Türkiye arasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2017 yılında gerçekleştirdiği Pekin ziyareti sırasında imzalanan ‘Suçluların İadesi Anlaşması’ Çin Ulusal Halk Kongresi Daimi Komitesi’nde geçtiğimiz günlerde onaylandı. Yani şimdi Çin, Türkiye’ye “sıra sende” diyor, Türkiye’de eğer bu anlaşmayı Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde onaylarsa uygulama safhasına geçilecek ve “suçluların” iade edilme süreci başlayacak. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’na sorulan ve kendisinin de cevap verdiği anlaşma bunu gerektiriyor. Ancak Mevlüt Çavuşoğlu hem net konuşmuyor hem de doğru konuşmuyor.
Net konuşmuyor, çünkü meclisteki muhalefet partilerinin sırf siyasi çıkar için iktidara kuracağı baskıdan endişe ediyor. Evet, muhacir Müslümanları düşündüğü, onların masumiyetine inandığı, gerçekten muhacir Uygurları koruyacağı için değil, meclisteki çıkarcı muhalefet partilerinin bu meseleyi iktidara karşı baskı aracı olarak istismar edeceklerini bildiği için temkinli konuşuyor. Yalan konuşuyor çünkü Türkiye bugüne kadar birden çok Uygur muhaciri sessiz sedasız Çin’e teslim etti. Şu an yine geri gönderme merkezlerinde tutulan onlarca muhacir var ve akıbetleri belli değil…
Öncelikle şunun altını çizelim, Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu anlaşmanın yapıldığı 2017 yılındaki ziyarete tek katılmadı bir heyet ile katıldı ve bu kapsamda, heyetler arasında "Suçluların Karşılıklı İadesi Anlaşması", "Uluslararası Karayolları Üzerinde Taşımacılık Anlaşması" "Çin Halk Cumhuriyeti ile Karşılıklı Kültür Merkezlerinin Kurulmasına İlişkin Anlaşma" imzalandı. İmza töreninde dönemin Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile dönemin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan da katıldı. Yine Erdoğan 2019 yılında bir kez daha Çin’e ziyaret gerçekleştirdi ve bu ziyarette de ticaret, enerji, savunma ve daha birçok alanda ikili anlaşma yapıldı. Dolayısıyla şunu çok net söyleyebiliriz: Türkiye'nin Batı ile yani Avrupa ile ilişkileri kötüleşince ekonomik bağlamda alternatif olarak Çin ile ittifak arayışına girdi. Çünkü Türkiye ekonomisi zorda ve acilen iyi ticari ilişkilere ihtiyacı var. İşte Türkiye tüm bu ticari getiriler için Çin’in Uygur politikasına kendisini mahkûm etti.
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun, bu anlaşmayı onaylayıp onaylamamanın Meclis'in takdirinde olduğunu söylemesi, anlaşmanın ileri bir tarihte TBMM’ye geleceğini ve muhtemeldir ki onaylanacağını göstermektedir. Yine Mevlüt Çavuşoğlu’nun “suçluların iadesi anlaşmasının” kimleri kapsadığı hakkındaki şu ifadeleri “Teröristlerle masum insanlar arasında ayrım yapılması gerektiğini söylüyoruz.” kamuoyundaki baskıları hafifletmeye yönelik ifadelerdir. Çünkü biz çok iyi biliyoruz ki Çin rejimi Doğu Türkistan’daki zulümden kaçıp Türkiye ya da başka ülkelere sığınan muhacirlerin hepsini ayrım yapmadan terörist olarak görüyor.
Eğer ki Türkiye iktidarı kendisini Müslümanların hamisi ve koruyucusu olarak görüyorsa, yapması gereken şey, Çin ile yaptığı anlaşmayı TBMM’de onaylamak değil, Çin’in “terörist” olarak gördüğü masum Müslüman Uygurları iade etmek değil, aksine yıllardır hatta on yıllardır Çin’in toplama kamplarında esir tuttuğu ve zindanlarda işkence ettiği tutsak Müslüman Uygurları özgürlüğe kavuşturmak için Çin rejimine baskı yapmak olmalıdır. Eğer ki Erdoğan bunu yaparsa gerçekten Müslümanların hamisi ve koruyucusu olabilir. Ama bunu yapmak için cesur olmak, izzetli ve kuvvetli bir duruş sergilemek lazım. Üç kuruş Çin parası için komünistlerin baskısı altında eğilen çıkarcı, tüccar siyaseti ile bu yapılmaz.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Mahmut KAR