Salı, 03 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/05
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Başörtüsü; Kirli Siyasetlerinize İstismar Konusu Yapılacak Kadar Basit Değildir!

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Başörtüsü; Kirli Siyasetlerinize İstismar Konusu Yapılacak Kadar Basit Değildir!

Haber:

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP’li Fikri Sağlar’ın ‘Türban’ açıklamalarına yanıt verdiği konuşmasında, (Kılıçdaroğlu ve CHP zihniyetini kast ederek) “Oy almak için bazı yerlerde görüyorsunuz işte başörtülü birkaç kişiyi yanlarında adeta böyle vitrin mankeni gibi getirip koymak kimseyi artık aldatmıyor, geçti o işler” dedi. (Ajanslar)

Yorum:

Başörtüsü meselesi, İslâm’ın hükümlerinden bir cüz olsa da, kâfirlerin ve avenelerinin başörtüsüne hazımsızlığı herkesçe bilinmektedir. Medine’deki kâfirlerin saldırısı ile başlayan başörtü hazımsızlığı yer ve zaman değişmiş olsa da bugüne kadar hep var oldu. Başörtüsü zulmünün adresi bazen 1960’lı yılların Türkiye’si, bazen ise İngiltere, Fransa, Hollanda, Belçika, Almanya oldu… Bazen de Azerbaycan’da, Tunus’ta, Tacikistan’da, Çeçenistan’da, Balkanlar’da boy gösterdi ve halen de göstermektedir başörtüsü zulmü… Ne var ki başörtüsü meselesi her daim İslâm’a düşmanlığın dışa vurulduğu meselelerden biri olmuştur.

Hiçbir yasal düzenlemesi olmamasına rağmen iktidarın başörtü problemini çözme gayreti ya da kamusal alanda eskiye kıyasla serbest olması AKP iktidarının Allah’ın emirlerine olan bağlılığından mıdır? Müslüman kızların eğitim haklarını ve özgürlüklerini savunduğu için midir? Allah’ın farzlarını uygulamaya olan düşkünlüğünden midir? Elbette ki hayır… Çünkü gerçekten Allah’ın emrini yerine getirme gayesiyle yapmış olsaydı, Allah’ın emri gereği;

Kâfirlerle iş birliği yapmaz onları dost bellemez ve var olan anlaşmaların hepsine de son verirdi.

Allah’ın haram kıldığı münkeratların hepsini de yasak ederdi.

Allah’ın farzlarını istisnasız uygulardı.

Ey Yöneticiler! Şayet siz İslâm’da samimi olsaydınız Allah’ın hükümlerini tamamıyla hayata tatbik etmeye gayretli olurdunuz. Maalesef İslâm’ın hükümleri konusunda hiç samimi olmadınız. Haramların kol gezdiği Türkiye bunun en büyük ispatıdır.

Kıymetli kardeşlerim! Ne zaman ki başörtü tartışması yapılsa, bazı demokrasi ve laiklik sevicileri tarafından hemen başörtü konusu demokratik haklarla ilişkilendirilmektedir. Başörtüsü demokratik bir hak veya bir özgürlük değildir. Bilakis Allah’a kulluğun bir gereğidir. Kulluk ise özgürlük de değildir, hak da değildir. Bilakis Allah’a adanmışlıktır. Allah için yaşamaktır. Başörtüsü hükmü her şart ve her ortamda mutlaka yerine getirilmelidir. Başörtüsü, Allah Subhânehu ve Teala’nın Müslüman hanımlara emrettiği farziyet olmasının yansıra, İslâmî Ümmet’in de namusudur.

Hatırlanmalıdır ki Medine’de Yahudilerden biri Müslüman bir hanımın başörtüsünü açınca oradaki bir Müslüman hemen o Yahudi’yi öldürdü. Onlar da o Müslümanı katlettiler. Bu olay üzerine Rasulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem Yahudilere savaş açtı. Başörtüsünün İslâm’daki anlamı ve Müslümanların ona verdiği değer işte budur!

Başörtüsü; ne vitrin süsü ne de kadının süs malzemesidir.

Başörtüsü; siyasetlerini yalan ve menfaat üzere inşa etmiş olanların polemik malzemesi olacak kadar değersiz değildir.

Başörtüsü; kirli siyasetlerinize istismar konusu yapılacak kadar basit değildir.

Başörtüsü; teferruat değildir.

O şanlı tarihimizde uğrunda orduları hareket ettirdiğimiz namusumuzdur.

Başörtüsü; demokratik bir hak değil bilakis şeri bir hükümdür.

Başörtüsü; başını açıp ecnebilere göstermediği için şehit edilen bacılarımızın mukavemeti, dirayeti ve samimiyetidir.

Başörtüsü; “öldüğüm vakit namahrem bedenimi görmesin, onun için beni gece defnedin” diyen Fatımaların mirasıdır.

Başörtüsü; kadınlarımızın başındaki ayet ve farziyettir.

Başörtüsü; baskılar sonucunda feda edilecek, moda ile aslından koparılacak bir unsur hiç değildir.

Gerek başörtü gerekse İslâm’ın diğer hükümlerini İslam Şeriatı’nın bir parçasıdır ve uygulanmak üzere Rabbimiz tarafından gönderilmiştir. İbadetleriyle, muamelâtıyla, ceza hukukuyla, ahlâkıyla ve istisnasız tüm hükümleriyle bir bütün olarak İslâm Şeriatı’nı uygulayacak ise ancak Raşidi Hilafet Devleti’dir.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Abdullah İmamoğlu

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER