- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber - Yorum
Başarısız Rejimin Bilançosu Konya’da Katliam Ormanlarda Yangın
Haber:
Günlerdir süren orman yangınları Türkiye’yi ateş çemberine döndürdü. İtfaiye ekiplerinin ve vatandaşların söndürülmesi adına yoğun çaba sarf ettiği yangınlarda ormanlık alan büyük ölçüde zarar gördü. 8 Temmuz - 03 Ağustos 2021 tarihleri arasında 38 ilde 154 orman yangını çıktı. (2021.08.03 Ajanslar)
Yorum:
Türkiye’de Manavgat’ta başlayan ve ardından farklı noktalarda meydana gelen can yakıcı orman yangınları, doğal afetlerle mücadelede bir kez daha Türk rejiminin başarısızlığını ortaya koydu. Uçak eksiliği nedeniyle yangınlara müdahale edilememesi, kırsal kesimlere araçların ulaşamaması, zevki sefa içerisindeki rejimin halkın işlerini, sağlığını ve güvenliğini ne derece önemsediğini ve umursadığını gösteriyor.
Geçmişten ders almayan rejim ve rejimin başı, sel afetleri, yangınlar ve depremler meydana geldiğinde, sadece halktan para toplamakla, ağaç dikme kampanyaları başlatmakla ve kazazedeleri saymakla yetiniyor. Kredi ve SGK gibi borçlarını ertelemeyi, felaket bölgelerine giderek çay dağıtmayı, halkın işlerini gütmek ve halkla ilgilenmek olarak görüyor.
Milli Uzay Programı kapsamında 2023 sonunda Ay’a ulaşarak sert iniş gerçekleştireceğini, yerli ve milli savunma sanayiinde çağ atladığını, elektrikli yerli otomobil ürettiğini iddia eden Türkiye’nin envanterinde daha yangın söndürme uçağının bile olmaması içler acısı ve trajikomiktir. Halktan topladıkları haram vergilerin birilerini zenginleştirmek ve “itibardan tasarruf olmaz” diyerek nerelere harcandığının ve peşkeş çekildiğinin en açık göstergesidir.
Rejimin trolleri ve milliyetçiler tarafından yangınlar için Yunanistan’dan emir alan PKK’lıların ya da Yunanistan’a geçmek için ormanda saklanan Afganlılar ve Suriyelilerin suçlanması, işin vahametini daha da artırıyor. Şantaj da olsa –ki öyle değil- failleri bulmak rejimin görevidir. Efendisi ABD’nin çıkarını koruyup kollamak için Rusya’dan S400 füzesi alan, Libya’ya asker yollayan, Suriye’ye iki tane askeri harekât düzenleyen, Afganistan’a asker yollamanın arifesinde olan Türkiye’ ve Erdoğan’ın, halkın selameti, güvenliği, refahı için yangın söndürme uçaklarını çok görmesi tam bir garabettir. Efendisi ABD’nin çıkarını kendi halkına tercih ettiğinin en açık işaretidir.
Gelelim Konya’daki katliama. 2 gün önce Konya’da bir eve düzenlenen silahlı saldırıda Kürt aileden dördü kadın 7 kişi hayatını kaybetti. Rejimin yetkilileri, hep bir ağızdan olayın Türk-Kürt meselesiyle ilgisinin olmadığını söylediler. Koltuğunu korumak için MHP ile ittifak kuran, Türk-Kürt fitnesini körükleyen, Dolmabahçe’deki çözüm masasını ters çeviren, seçimlerde beka söylemiyle Kürt nefretinin fitilini ateşleyen rejimin şimdi böylesi teranelerde bulunması düpedüz saçmalıktır.
Hadi diyelim Türk rejimi faşist değil, olayın Türk-Kürt meselesiyle bir ilgisi yok, ama Türkiye’nin çeşitli illerinde Kürtlere saldırıya karşı açıklama yapan baroları ‘Kandil baronları’ olarak niteleyen, HDP’ye oy verenleri ‘İtlaf edilmesi gereken haşereler’ olarak gören iktidar blokunun ayrımcı ve ırkçı politikalarından ya da caydırıcılık özelliği olmayan cezalarından cesaret aldığı ve beslendiği bir gerçek. Eğer ırkına, dinine, rengine bakmaksızın vatandaşlarının güvenliğini sağlayamıyorsa, verilen cezaların hiçbir caydırıcılığı yoksa bundan başta laik devlet ve laiklik üzerinde ısrar eden yöneticiler sorumludur.
İslam, siyaseti halkın işlerini gütmek olarak tanımlar. Dolayısıyla İslam’da devlet, halkın işlerini gütmekten sorumlu olan mekanizmadır. Halkın işlerini gütmek ve refahını sağlamak için azami gayret sarf edecektir. Sadece insanlara değil, ormandaki hayvanlara karşı bile sorumluluk taşıyacaktır. Örneğin şu söz, adalet ve devlet adamlığının hassas yükümlülüklerine ne güzel vurgu yapıyor: “Kenar-ı Dicle’de Bir Kurt Aşırsa Koyunu, Gelir de Adl-i İlahi Sorar Ömer’den Onu”.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Ercan Tekinbaş