- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
İsveç’in Göçmenlerin Çocuklarını Ailelerinden Kaçırması İğrenç Bir Suç ve Tehlikeli Hedeflerdir!
Haber:
1/2/2022 tarihinde Arabic Post sitesi, şu başlık altında bir haber yayınladı: “Polisin himayesindeki göçmenlerin çocukları, kendilerinden büyük meblağlar kazanılan İsveçli aileler için kaçırılıyor.” Bu husus, çocukların ebeveynlerinden alınıp koruyucu ailelere verilmesi ve Avrupa’daki on binlerce mülteci ve göçmenlerin bunun acısını çekmesi konusuna ışık tutmaktadır.
Yorum:
Başta İsveç olmak üzere Avrupa ülkelerindeki Müslüman mülteci ve göçmenler, çocuklarının ellerinden alınacağı korkusuyla sürekli bir korku ve endişe içinde yaşamaktadırlar. Bir çocuğun -kötü niyetle bile olsa- herhangi bir fiziksel veya sözlü tacize maruz kaldığına dair küçük bir ihbar, ağır silahlı bir gücün müdahale etmesi, çocuğu ve şayet varsa kardeşlerini çekip alması ve onları “en iyi ve en güzel şekilde bakacak” ailelere dağıtmaları için yeterlidir! İsveçli hukukçulara göre, hükümetin yasalara göre “mümkün olan en kısa dönem” olarak adlandırdığı rehabilitasyon döneminden sonra tekrar ailesine teslim etmelidir. Ancak gerçekte özellikle devlet tarafından küçük yaşta anne ve babasından ayrılanlar olmak üzere birçok aile, yaklaşık 7 yıldır, belki de daha uzun bir süredir çocuklarıyla görüşememektedirler. Zira çocukların aileleriyle iletişim kurma imkanları olmadığı gibi ailelerin de onları alan ailelerle ilgili herhangi bir bilgiye ulaşma imkanları yoktur.
LVU adlı Gençlik için Bakım ve Himaye Yasasına göre, İsveç’te her yıl 28.000 çocuğun ebeveynlerinden kaçırıldığı bildirilmektedir. Araştırmaya göre kaçırma eylemleri polis gözetiminde ve idare mahkemelerinin desteğiyle gerçekleşmektedir. Zira “Sosial”, çocukları ebeveynlerin bilgisi olmadan doğrudan okuldan kaçırıp çocuğun evinden uzakta bir sorgu veya bakım evine yerleştirmesi için bir polis taşıma hizmeti sağlamaktadır. Daha sonra -İsveç parlamentosunda eski bir milletvekili olan- Svedin, kaçırılan çocukların ücretsiz tarım işçisi olarak kullanılabileceklerini, satılabileceklerini, seks ticaretinde istismar edilebileceklerini veya ilaç endüstrisinde kobay olarak kullanılabileceklerini belirtmektedir.
Çocuğun ailesinden ayrı yaşaması başlı başına bir suç ve çocuk haklarının ihlali değil midir?! Peki aile sıcaklığından, gözetiminden ve korumasından koparılan bu çocuklar insan tacirleri ve suçlular için bir yem olursa ne olacak?! Hükümetin bu çocuklara sağlayacağı uygun koşullar bunlar mıdır?! Ebeveynlerin gerçek çocuklarını tanımadığı parçalanmış Batılı aileler, Müslümanların çocuklarına gerektiği gibi bakabilecekler mi?! Sonra çocukların uyuşturucu ve alkol kullanmaları nedeniyle bu çocukların koruyucu aileler tarafından bazen öldürme noktasına varacak kadar saldırıya ve dayağa maruz kaldığı kaç vakıa vardır?! Aileleri bu çocukları için tehlikeli de çocukların yaşaması için bu aileler güvenli mi yani?! Allah onları katletsin, nasıl da döndürülüyorlar?! Dünyanın en mutlu ve en demokratik ülkelerinden biri olarak kabul edilen İsveç’teki göçmen çocuklar için durum böyleyse, diğer ülkelerdekiler nasıl acaba?!
Batılı Kapitalist ülkeler, amellerin ölçüsü olarak kâr ve menfaati benimsemekte ve maddi değeri her türlü değerin üzerinde tutmaktadırlar. Nitekim Barnens rättigheter çocuk hakları grubunun koordinatörü olan insan hakları savunucusu Zeyneb Latif, “Arabic Post’a” yaptığı açıklamada, iddia edilen insanlık ve merhametin artık hiç kimsenin aldanmadığı bir yalan olduğunu ve Sosyal İşler Departmanı “Sosial” ve koruyucu ailelerin, bu çocukların kaçırılması eyleminden her ay büyük meblağlarda para kazandıklarını söylüyor. Zira yetkililer çocukları koruyucu ailelere teslim etmekten fayda sağladıklarından dolayı devlet İsveçli ailelere çocukları ağırlamaları için büyük meblağlar ödemektedirler. Hatta ailelere çocuk başına verilen meblağ 7 bin dolara ulaşırken şayet aile çocuğun tedavi gerektiren akıl hastalıklarından veya otizm belirtilerinden mustarip olduğunu kanıtlayabilirse miktar artmaktadır. Ayrıca bu fonlar, bu ailelere koruyuculuk görevi için vekalet ettikleri varsayılan yetkililere de faysa sağlamaktadır. Araştırmaya göre, belediyeler ayda on binlerce İsveç kronu kazanmakta ve bunların çoğu da özel sektöre veya belediyelere ait olan veya birkaç belediye tarafından ortaklaşa işletilen bakım evleri (HVB) aracılığıyla özel ceplere gitmektedir.
Bu ülkeler var güçleriyle İslam ve Müslümanlarla savaşmakta, içlerinde yaşayan Müslümanları dinlerinden ve İslami kimliklerinden koparmaya çalışmakta ve genç nesillerin fasit fikirleri ve yozlaşmış kültürleriyle yetişmesine neden olmaktadırlar. Bu çocuklar da bu düşüncelerle yetişmeleri için anne ve babalarından alınıp gayrimüslim ailelere veya bakım evlerine yerleştirilmektedirler. Allah’tan, Müslümanların kız ve erkek çocuklarını her yerde korumasını, kaçırılan çocukların ailelerine teslim edilmesini ve zalimlerin tuzaklarını kendi başlarına geçirmesini temenni ediyoruz.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Beraa Munasıra