- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Mübarek’in Devrilmesinin Yıl Dönümü: “Halk Rejimin Düşmesini İstiyor!”
Haber:
11 Şubat 2011, Mısır’da Mübarek’in iktidardan indirilmesinin tarihidir.
Yorum:
Tunus’un tiranı Zeynel Abidin Bin Ali'nin 14 Ocak 2011’deki kaçışı Arap ülkelerinde yöneticilerine öfkeli olanların duygularını alevlendiren bir umut kıvılcımı olurken 17 Aralık 2010’da kendisini ateşe vererek Arap Baharının kıvılcımını ateşleyen Tunuslu genç Muhammed Buazizi de kıvılcımın tekrarlanma ihtimaline dair umutları yeniden canlandırmıştır. Zira bunun üzerine kitleler, “Hepimiz Halid Saidiz” Facebook sayfasının Halid Said Mısır’ın Buazizi’dir davetine icabet ederek meydanlara çıkmışlardır. Zira Halid Said, Haziran 2010’da Mısır polisinden gördüğü işkence sonucunda ölmüştü.
Ancak kendini ilk ateşe veren Buazizi olmadığı gibi tutuklanan ve Mısır polisinin işkencesi altında ölenlerin ilki de Halid Said olmamıştır. Peki bireysel bir olay, nasıl oldu da Bin Ali’nin Tunus’tan kaçmasına ve Mübarek’in 11 Şubat 2011'de Mısır’da iktidardan düşmesine yol açan geniş halk ayaklanmalarının kıvılcımına dönüşmüştür?
Dr. Muhammed Mursi’nin (Allah rahmet eylesin) medya danışmanı olan Ahmed Abdulaziz Ocak devrimini, Mübarek’in iktidarından kurtulmak ve oğlu Cemal’e iktidarı miras bırakmasını engellemek için Mısır ordu liderliği tarafından tertip edilen bir halk ayaklanması olarak nitelendirmiştir. Nitekim hayali bir geçiş döneminin ardında ordu liderliği, 3 Temmuz 2013’te Mübarek döneminde Savunma Bakanı ve Askeri İstihbarat Başkanı olan General Abdulfettah Sisi’nin darbesiyle halk tarafından ve demokratik olarak seçilen Cumhurbaşkanı Mursi’yi görevden almıştır. Abdülaziz, Twitter’dan attığı bir tweette şunları söylemişti: “25 Ocak bir devrim değil, bilakis Mübarek’i devirmek, yüzyılın anlaşmasını gerçekleştirmek ve veraset senaryosunu başarısız kılmak için ordunun planladığı bir ayaklanmaydı. Nitekim daha sonra hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde istihbarat ajanları oldukları kanıtlanan küçük bir kesim tarafından idare edilen Facebook sayfası üzerinden “Hepimiz Halid Saidiz” davetine halk (tüm samimiyetiyle) icabet etmiştir!” “Hepimiz Halid Saidiz” sayfasının son yayınının 3 Temmuz 2013’te yapıldığı ve sadece silahlı kuvvetlerin anayasal meşruiyete ve halkın iradesine yönelik darbesinin açıklama metni olduğu bilinmelidir… Dolayısıyla bu sayfanın yönlendirdiği halk, özgürlüğü ele etmek, sivil bir devlet kurmak ve Halid Said’in hakkını geri vermek için 25 Ocak 2011’de sokaklara döküldüler.
Bu Tunus’ta, ordu komutanlarının Bin Ali’yi devrimci kitlelerin öfkesinden koruyamayacaklarını düşünmelerinin ve boynunu devrimin giyotininden kurtarması için ona kaçmasını tavsiye etmelerinin ardından Bin Ali’den kurtuldukları zamandaki yaşananlara benzemektedir. Nitekim Bin Ali, kendisine karşı kurulan tuzağın farkına varmadan Cidde’ye kaçmıştı.
O halde olup bitenlerden ders çıkaralım ki aynı delikten iki defa sokulmayalım!
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Dr. Osman Bahaş