Cumartesi, 21 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/23
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Ukrayna’da Neler Oluyor?

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Ukrayna’da Neler Oluyor?

Haber:

Rusya'nın Ukrayna’yı işgali...

Haber:

Rusya Ukrayna’yı işgal etmeden önce ABD, Rusya-Ukrayna kriziyle ilgili gelişmelerin kamuoyuna duyurulmasına aktif olarak katıldı ve Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etme planının ve hatta bunun ne zaman gerçekleşeceğinin bile farkındaydı. Ayrıca Başkan Biden birçok kez Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin yakın olduğuna işaret etti ve uluslararası toplumu bu yaklaşan savaşa hazırladı. Nitekim Amerika’nın, “müttefiki” Avrupa sınırlarında yayılmacı nükleer bir gücün işgalini caydırmak için yaptırımlar uygulama tehdidi dışında önemli bir önlem almamış olması dikkat çekicidir.

Aslında Amerika, Avrupa ile Rusya arasındaki mevcut gerilimin tırmanmasından önce, NATO ortaklarıyla birlikte Doğu Avrupa’daki bir dizi büyük ölçekli askeri tatbikatlar yoluyla tırmanışı ateşledi. Zira 2019’da ABD Ordusu, “Defender-Europe” tatbikatının son çeyrek yüzyılda Avrupa’daki ABD birliklerinin konuşlandırılmasının en büyük testi olacağını duyurmuştu. Şayet “Kovid” olmasaydı, tatbikata, Kuzey Amerika’daki üslerden “Polonya, Baltık ülkeleri, bazı İskandinav ülkeleri ve Almanya dahil olmak üzere Avrupa genelindeki yerlere” taşınacak olan 20.000 ABD askeri üyesi katılacaktı. Nitekim ertesi yıl Avrupa’da 9 bin asker konuşlandırıldı.

Bu nedenle ABD’nin, sadece gelmekte olan işgali engellemeye istekli olmamakla kalmadığı, bilakis Ukrayna ile Doğu Avrupa’da Rusya’yı kışkırtarak işgali güçlendirdiği görülmektedir. Ardından Rusya’nın Ukrayna’ya girişinin onaylanmasına izni verdi.

Rusya açısından olana gelince; Ukrayna’nın dahil edilmesi, daha önce yaptığı gibi uluslararası sahnedeki önemli pozisyonunu geri kazanmaya yönelik daha geniş bir planın sadece bir parçasıdır. Nitekim Sovyetler Birliği'nin çöküşünden sonra, eski ABD Dışişleri Bakanı Madeleine Albright 2000 yılında Başkan Putin hakkında şöyle demişti: “O, ülkesine olanlar için üzülüyor ve büyüklüğünü geri elde etmeye kararlı.” İşte o zamandan beri Rusya, eski Sovyet cumhuriyetleri üzerindeki kontrolünü sıkılaştırmıştır. Buna binaen 2008’de Gürcistan’ın bazı bölgelerini ilhak etti, 2013’te Kırım’ı-Güney Ukrayna’yı ilhak etti ve şimdi de Doğu Ukrayna’yı zorla ilhak etmeye çalışmaktadır.

ABD, bu yayılmacı sürüklenmeyi durdurmak için Ukrayna’da Rusya'yı Avrupa Birliği ile karşı karşıya getirdi. Nitekim Putin’in, ulusal televizyon kanalında büyük bir Rusya vizyonunu ilan eden konuşmaları ve savaşa hazırlık yapması ve nihayet Ukrayna’yı işgal etmesiyle devam eden eylemleri, Putin’e ve ideallerine karşı kamuoyu oluşturmak için iştahla kullanıldı. Böylece tehlikeli bir savaş savunucusunun, yeni bir Hitler’in ve barış ve özgür dünya için bir tehlikenin vücut bulmuş haline geldi. Bu da Amerika, İngiltere, Avrupa Birliği, Japonya, Avustralya, Yeni Zelanda ve Tayvan tarafından Rusya’yı cezalandırmak ve tecrit etmek için uzun bir ciddi yaptırım listesine yol açmıştır. Ayrıca Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen şöyle dedi: “Bu yaptırımların yakın gelecekte doğrudan bir etkisi olmayabilir. Ancak uzun vadede kesinlikle Rusya üzerinde bir etkisi olacak, konumunu zayıflatacak ve ABD’nin Rusya’nın tam olarak olmasını istediği bir pozisyonda olacaktır.”

Öte yandan aynı şekilde Amerika, Avrupa’nın doğu sınırlarındaki bu krizi istismar ederek Avrupa Birliği’ni Amerika’nın etki alanına geri döndürmek için baskı yapacaktır. Ama Trump yönetiminden ve Afganistan’daki yenilgisinden bu yana Avrupa Birliği, ABD’ye olan güvenini kaybetti ve kendi yoluna yürümeye başladı. Bu yüzden ABD, Avrupa için tek başına üstesinden gelemeyeceği bir sorun oluşturarak bu gelişmeyi tersine çevirmek istemektedir. Nitekim Avrupa Birliği'nde tam olarak gördüğümüz şey, bu son Rus tehdidine karşı harekete geçmekten aciz kalmasıdır. Zira Avrupa Birliği bölünmüş bir durumda olup güçlü bir askeri saldırı gücüne de sahip değildir. Aynen Eski Alman Savunma Bakanı A. Kramp Karenbauer’ın dediği gibi: “Kendimize çok kızgınım. Çünkü tarihsel olarak başarısız olduk. Gürcistan, Kırım ve Donbass’tan sonra Putin’i gerçekten caydırabilecek hiçbir şey hazırlamadık. Schmidt ve Kohl müzakerelerinin her zaman öncelikli olduğundan ders çıkarmayı unuttuk. Ama aynı zamanda askeri olarak da güçlü olmalısınız ki karşı taraf için müzakere etmekten başka seçenek olmasın.” Böylece Avrupa Birliği’ne zayıflığı ve hala ABD’nin askeri gücüne ve etkisine ihtiyacı olduğu bir kez daha hatırlatılmış oldu.

Avrupa’daki zayıf durumdan yararlanan Biden, Avrupa’nın iç sorunlarına da müdahale etmektedir. Örneğin ABD’nin başından beri şiddetle karşı çıktığı ancak durduramadığı Kuzey Akım-2 gaz boru hattına yaptırım uygulamak için acele etti ve şimdi de öyle yapmaktadır.

Öyle görünüyor ki Ukrayna’daki savaştan istifade edecek olan Amerika olacaktır. Zira Ukrayna, NATO ve Avrupa Birliği tarafından istismar edilip terk edilmekte ve en iyi senaryoda doğu bölgelerini Rusya’ya bırakmak zorunda kalacaktır. Ama Rusya’nın Ukrayna’nın doğusunu Kırım’a ilhak etmesi ve kendisine sadık bir rejim kurması da muhtemeldir. Dolayısıyla plan, Rusya ile Çin arasındaki ilişki ve iş birliği gelişmediği sürece Rusya’nın, uzun vadede yaptırımlar ve uluslararası izolasyon nedeniyle zayıflatılacak olmasıdır. Avrupa Birliği’nin acizliği ise, onu bir kez daha ağabeyi ABD’nin kucağına geri itmektedir.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Okay Pala

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER