- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Batı’nın İkiyüzlülüğü ve İğrenç Irkçılığı, Ukraynalı Mültecilerle Olan İlişkilerinde Açıkça Görülüyor!
Haber:
“Polonya’ya Müslüman mülteci kabul etmeyeceğimiz için gurur duyuyoruz… Ukrayna’dan iki milyon mülteci aldık. Halkın hükümetimizden beklediği şey buydu ve bu yüzden buna oy verdiler. Dolayısıyla Polonya güvendedir ve herhangi bir terör saldırısına maruz kalmamıştır. Beni vatansever, popülist veya ırkçı olarak tanımlamaları umrumda değil. Benim için sadece ailem ve ülkem önemlidir.” (Dominik Tarcinski - Polonyalı politikacı)
Yorum:
Bu iğrenç ırkçı açıklamalar, yeni bir söylem olmadığı gibi yeni bir şey de değildir. Zira Batılı politikacılar ve gazeteciler, İslam’ı ve Müslümanları terörizm ve aşırıcılıkla suçlayarak, onlar hakkında zehirlerini ve yalanlarını yaymaya devam etmektedirler. Ayrıca onlar, insani durumlarda dahi olsa her olay veya durumda İslam’a ve Müslümanlara açıkça kin ve düşmanlık göstermekten hiç çekinmemektedirler. Allah Subhanehu ve Teala, şöyle buyurmuştur: قَدْ بَدَتِ الْبَغْضَاءُ مِنْ أَفْوَاهِهِمْ وَمَا تُخْفِي صُدُورُهُمْ أَكْبَرُ “Onların kinleri konuşmalarından apaçık ortaya çıkmıştır. Kalplerinde gizledikleri ise daha büyüktür.” [Ali İmran 118]
Ne kadar imajlarını düzeltmeye ve ne kadar “ötekini kabul eden” ve ona saygı duyan biri gibi görünmeye çalışsalar da ırkçılık, Batı toplumlarında kök salmış bir hastalıktır. Dolayısıyla eski alışkanlıklar zor bırakılmakta ve onlardaki ırkçılık ve ayrımcılık hemen ortaya çıkmaktadır. Nitekim bu,Rus-Ukrayna savaşı sırasında Ukraynalı mültecilerle olan ilişkilerde açık bir şekilde ortaya çıkmıştır. Ama siyahiler, Araplar ve Müslümanlar, hoş karşılanmadıkları gibi onlar, yardım görme ve yardım sağlanmada öncelikliler arasında değillerdir. Zira Bulgaristan Cumhurbaşkanı Rumen Radev Ukraynalılar için şöyle dedi: “Onlar, alışık olduğumuz mülteciler değillerdir…Onlar, zeki ve eğitimli Avrupalılar olup kimliklerinden emin olmadığımız veya geçmişi belli olmayan ve terörist olabilecek kişiler de değillerdir.” Dolayısıyla o, bu açıklamalarında, ülkelerindeki savaşlardan kaçan Müslüman mültecilere, özellikle de Suriyeli mültecilere atıfta bulunmaktadır. Nitekim Independent gazetesi, Ukrayna’da ikamet eden birçok Afrikalının Rus işgalinin ortasında sıkışıp kaldıklarını ve Polonya sınırına doğru giden mülteci gruplarına katıldıklarını, ancak Ukraynalı askerlerin onlara, otobüslerden inmelerini emrederek şunları söylediklerini belirten bir haber yayınladı.: “hiçbir siyahinin” binmesine izin verilmiyor, sadece beyaz Ukraynalılar binecekler. Ayrıca gazete, bölgede yaşayan bazı Afrikalıların kötü muameleden ve yalnız başına bırakıldıklarından bahsettiklerini söyledi.
Tarihe göz atan bir kişi, Hilafet Devleti’nin mazlumların yardımına nasıl koştuğunu ve gayrimüslim olsalar bile hiçbir ayrımcılık ve ırkçılık göstermeden nasıl sıkıntılı ve muhtaç olanlara yardım ettiğini görecektir. Zira Barbaros kardeşlerin, Yahudileri İspanya’daki Engizisyon mahkemelerinin zulmünde kurtardıklarına dair kıssa çok meşhurdu. Aynı şekilde 19. yüzyılda, özellikle de 1845 yılında, o zamanlar İngiliz yönetimi altında olan İrlanda’yı kasıp kavuran patates kıtlığının kıssası da çok meşhurdur; nitekim o zamanki Osmanlı Sultanı Abdülmecid, kıtlığın haberi alınca, İrlanda halkına yardım etmek için (yaklaşık 8 milyon Türk Lirası veya 1,3 milyon dolara eşdeğer) olan 10.000 sterlin gönderme kararı vermişti. Ancak zamanın İngiltere Kraliçesi Victoria, kendine bağlı olan İrlanda halkına sadece iki bin sterlin göndermişti. Bunun üzerine İngiltere, itibarını korumak için Osmanlı Halifesinden bağışını sadece 1.000 sterline indirmesini istedi. Osmanlı Sultanı da bunu kabul etti. Ancak o, paraya ek olarak gıda, ilaç ve tarım için tohum yüklü üç gemi gönderdi. İslam ve devleti ile Kapitalizm ve onun taraftarları arasında ne kadar da büyük bir fark var!
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Beraa Münasıra