- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Batı Ukrayna’yı Terk Ediyor, O halde Bazı Müslümanlar Bir Gün Onların Davalarını Kazanacağını Nasıl Hayal Edebilir?!
Haber:
NATO Genel Sekreteri: “Ukrayna’yı destekliyoruz, ancak çatışmanın bir parçası olmadığımızı da açıkça belirttik.” (El-cezire, 4 Mart 2022).
Yorum:
Ukrayna'daki savaş ikinci haftasına girdi ve Cumhurbaşkanı Zelensky'nin belirttiği gibiAvrupa güvenliği ile ilgili NATO örgütü de dahil olmak üzere Batı ve onun uluslararası örgütleri,Ukrayna’yı tek başına savaşmaya terk etti. Aynı şekilde Birleşmiş Milletler de Ukrayna’ya karşı herhangi bir şey yapmaktan aciz kaldı. İşte şimdi Ukrayna’nın başkenti Kiev’den bir taş atımı mesafesinde Rus kuvvetleri vardır.
Yahudi varlığının ordusunda eski bir tümgeneral olan Yitzhak Brik bir uyarıda bulunarak şöyle dedi: “Bir sınav anında, Ukrayna’da olduğu gibi biz de tek başımıza kalacağız.”
Batı medyasının haberine göre bugün Batı, mavi gözlü ve beyaz tenli bir Avrupa ülkesi olan Ukrayna’yı savunmadan önce kendi çıkarlarını ön planda tuttu. Ancak bu onlar bir çözüm olmadı ve uluslararası kuruluşlar ve Birleşmiş Milletler onları terk ettiler ve ülkelerinin yıkımının ve halklarının ülke dışına göçünün manzarasıyla karşı karşıya kaldılar. O halde İslam’ın evlatları, sorunlarına çözümler sunması için nasıl olur da Batı’ya ve onun uluslararası kuruluşlarına ellerini uzatabilirler?
Müslümanların başındaki yöneticiler, istisnasız sorunlarını çözmeye müdahil olmaları için gece gündüz Amerika ve kız kardeşlerine yalvarmaktadırlar. Oysa onlar apaçık düşmandırlar ve dostlarına bile yardım etmezler. Peki o halde onlar, nasıl olur da bir düşmana yardım edebilirler?!
Şam, Libya ve Yemen’deki savaş yıllardır devam ederken, oradaki Müslümanların kanı dökülürken, halkı ülkelerinden göç ederlerken, Batı çocuklarını çalarken, onlar hiç umursanmadan Batı sınırlarında ölürlerken, dahası orada kasten öldürülürlerken ve ülkelerinden ölümden kaçarlarken onların yöneticileri, sorunlarımıza çözüm bulmaları için Amerika ve Batı’ya yalvarmaktadırlar! Bu nasıl bir utançtır!
İslam beldelerindeki şiddetli savaşlar, kendi ajanları aracılığıyla taifeci, mezhepçi ve bölgeselci suçlamalarla bizzat kâfir Batı tarafından körüklenmekte ve kendi aralarında savaşmaları için bu milislere ve rejimlere silahlarını uzatmaktadır. Dolayısıyla silah sanayisinin çarkı Müslümanların parasıyla dönerken Müslümanlar ve çiçeği burnundaki gençleri yok edilmektedir. Bu da İslam ile olan medeniyet savaşında Batı’yı çok mutlu etmekte ve hatta şu anda savaşın olmadığı ülkelerde bile, örneğin (iki çocuk yeterlidir) diyerek yöneticilerinin doğum kontrolünü benimsemelerini sağlamaktadır!
Ey Müslümanlar: Batı sorunlarınıza çözüm getirmeyecektir. Zira Batı sadece kendi çıkarları ve kendi şehrine ucuz petrol sağlamak için müdahalede bulunur. Dolayısıyla onun için insanlığın ve insan haklarının hiçbir anlamı yoktur. Dolayısıyla insanlık ve insan hakları, kendi hegemonyasını dayatmak için kullandığı sloganlardır. Şüphesiz Batı, düşmandır. O halde ondan sakının.
Müslümanların sorunlarının çözümü, üzerlerine şeriatın hükümlerinin tatbik edilmesi yoluyla İslam’ı benimseyen evlatlarının sorunlarına gerçek bir çözüm getirmektir. Bu ise ancak yıkılmasının üzerinden yüz yıldan fazla bir zaman geçmesinin ardından artık yeniden kurulmasının zamanı gelmiş olan Hilafetin gölgesinde olacaktır. Ancak onun yıkılışının yıl dönümü bu yıl farklı olarak gelmiştir. Zira İslam ümmetinin, Nübüvvet Minhacı üzere Raşidi Hilafetin geri dönüşüyle ilgili yaklaşan zaferinin müjdeleri görülmeye başlamıştır. Haydi onun zaferi için çalışanlar kurtuluşa erecektir. Zira o, Allah Subhanehu’nun vaadidir. وَعَدَ اللهُ الَّذِينَ آمَنُوا مِنْكُمْ وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَيَسْتَخْلِفَنَّهُمْ فِي الأَرْضِ “Allah, içinizden, iman edip de salih ameller işleyenlere, onları yeryüzünde mutlaka egemen kılacağına dair vaatte bulunmuştur.” [Nur 55] Ve Nebisi Aleyhi Efdalu’s Salatu ve’s Selam’ın müjdesidir. ثُمَّ تَكُونُ خِلَافَةً عَلَى مِنْهَاجِ النُّبُوَّةِ “Sonra Nübüvvet Minhacı üzere Hilafet olacaktır.”
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Dr. Abdullah Bazib-Yemen