Çarşamba, 25 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/27
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Şin Bet Başkanı Netanyahu’yu Filistin Otoritesinin Çöküşü Tehlikesi Konusunda Uyardı!

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Şin Bet Başkanı Netanyahu’yu Filistin Otoritesinin Çöküşü Tehlikesi Konusunda Uyardı!

Haber:

Valla’ya göre Şin Bet Başkanı Ronen Bar, geçen hafta Başbakan adayı Benyamin Netanyahu ile yaptığı görüşmede, Filistin otoritesinin çökmenin eşiğinde olması ve bunun sonucunda Batı Şeria’daki güvenlik durumunun daha da kötüleşmesi tehlikesi konusunda uyarıda bulundu. Şin Bet ve güvenlik aygıtındaki diğer kuruluşlar, yeni oluşan Netanyahu hükümetinin kurulmasının akabinde Batı Şeria’daki güvenlik durumunun tırmanmasından endişe duyuyorlar. (Jerusalem Post)

Yorum:

Bu tür yorumlara siyasi ciddiyetle bakılmamalıdır. Zira Şin Bet ve herhangi bir ülkedeki istihbarat servisleri, meseleleri siyasi bir perspektiften değil de güvenlik perspektifinden okurlar. Bu nedenle tavsiyeleri bağlayıcı değildir. Zira genellikle durumu kendilerine yanlış tasvir edilen stresli güvenlik olaylarının bir sonucu olarak gerginlikle beslenirler ve bu da onları, kapasitelerini aşan siyasi bir kararın tesis ettiği çöküş ve bozulmalar hakkında uyarıda bulunmak için seslerini yükseltmeye sevk eder. Bu nedenle bu güvenlik uyarısını analiz ederken siyasi bir analistin bir dizi verileri dikkate alması gerekir; zira Filistin otoritesinin kurulması, Yahudi varlığının Oslo’da, meseleyi Amerikalı olarak değil de Avrupalı olarak düşünen o zamanki Filistin Kurtuluş Örgütü liderleriyle birlikte almış olduğu stratejik siyasi bir karardı ve bunun arkasındaki amaçları ise, iki devletli çözüm yoluyla Amerika’nın desteklediği siyasi sürecin ilerlemesini engellemekti. Nitekim Oslo Deklarasyonu’ndan sonra Filistin Kurtuluş Örgütü’nün liderliği ve fraksiyonları Yahudi varlığının izniyle yurt dışından geldiler ve Batı Şeria ve Gazze Şeridi’nde sözde sivil yönetimin işgal ettiği karargâhlara yerleştiler. Haddi zatında bu, sırf Yahudilerin çıkarına görülmektedir. Tıpkı Tzipi Livni’nin, Filistin otoritesinin varlığının en yüksek çıkar olduğunu açıklaması gibi.

Hamas da dahil tüm grupların liderleri bu yeni otoritenin oluşumlarına katıldılar ve dışardaki liderleri görmezden gelerek ve oluşturdukları ve kendisi için yola çıktıkları direniş fikrini baypas ederek otoritenin temel bileşenleri olarak hareket etmeye başladılar. İşte tam burada Amerika otoritenin hattına girdi ve dünya ülkelerinden onu tanımalarını ve finanse etmelerini istedi. Bunu da otoriteyi çevrelemek ve kontrol altına almak, ardından iki devletli çözüm olan temel planında ona rehberlik etmek ve müzakerelerde Yahudi varlığının itimat edilen ortağı rolünü yerine getirmesi için gerekli parayı ve siyasi desteği vermek için yapmıştır. Ama Yahudi varlığı müzakerelerin siyasi içeriğini boşaltmak için çok uğraşmış, onun turlarını tam bir başarısızlıkla sonuçlandırmış, Ramallah bölgesinde Arafat’ı kuşatma tiyatrosunu sahnelemiş ve onu oyundan çıkarmıştır. Nitekim 2006 seçimleri ve Hamas’ın çoğunluğa sahip siyasi bir güç olarak ortaya çıkması ve İsmail Haniye başkanlığında hükümetin kurulmasından sonra ve Filistin Yasama Konseyi’nin faaliyete geçmesi ve bakanlıkların istikrarlı bir şekilde çalışmalarını yürütmesinden önce Hamas, 2007 yılında Gazze Şeridi’nin kontrolünü ele geçirerek onu Batı Şeria’dan ayırdı. Dolayısıyla bölünme sonucunda Filistinli ortağın statüsü sona erdi, Yahudi varlığı bugüne kadar bundan tamamen memnun kaldı ve el-Fetih ile Hamas arasındaki tüm uzlaşma çabaları başarısız oldu.

Bu ve benzeri veriler, sözde Şin Bet’in Netanyahu’ya yaptığı uyarısını, bir güvenlik saplantısı haline getirmekte olup Filistin ve Amerika’nın durumu aynı kaldığı sürece üzerine hiçbir siyasi eylem inşa edilemez. Dolayısıyla uzlaşmayı başarıya ulaştıracak ve iki devletli çözümü ilerletmek için Yahudi varlığı ile Filistin otoritesi arasındaki müzakereleri yeniden başlatacak sürprizler olmadıkça, bunun yakın gelecekte olması pek olası değildir.

Sonuç olarak Filistin davası, bu oyunculardan ve aptallardan daha büyük olup tek çözümü ise, Filistin’i kurtaracak ve Yahudi varlığını ortadan kaldıracak olan Nübüvvet Minhacı üzere İkinci Raşidi Hilafet Devleti’nin kurulmasıdır. Bu ise aziz olan Allah’a hiç de zor değildir.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Rola İbrahim

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER